Avrupa Birliği karşıtı Özgürlük Partisi'nin lideri Geert Wilders İngiltere'yi ayrılma kararından dolayı ilk kutlayanlardan oldu.

Hollanda halkında da mülteciler ve Brüksel bürokrasisi konusunda İngiliz seçmenlerin sahip olduklarına benzer bazı kaygılar var.

Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Disselbloem, Hollanda halkının AB ile ticaret konusunda oldukça bilinçli olduğunu ve parlamentoda ayrılmaya yönelik bir talep bulunmadığını söylüyor.

"Birçok kişi 'AB'de reform yapmak için birliğin içinde bulunmalıyız' diye düşünüyor. İnsanlar arasında da İngiltere benzeri bir referanduma istek oldukça az."

Yeni finans başkenti

Öte yandan Hollanda, İngiltere'deki belirsizliği fırsat bilerek finans piyasasını kendi başkentine çekmek istiyor.

New York Times, bu konuda bu hafta yayımladığı bir yazıda Amsterdam'ı avantajları açısından Dublin, Frankfurt ve Paris'ten önde göstermişti.

Ancak bankacılık açısından Amsterdam'ın bir dezavantajı, Hollanda parlamentosunun 2015 yılında bankacıların primlerine koyduğu sınır olarak görülüyor.

İngiltere'nin ayrılmasının sonucunda yaşananlar da diğer ülkelerde ayrılma konusundaki isteği baltalayacak türde.

Ayrılmanın gerçek sonuçlarını tespit etmek için ise İngiltere'nin Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini uygulamaya koymasını beklemek gerekecek.

Açıklamalar ve genel göstergeler İngiltere'nin AB'den ayrılması Avrupa'daki AB karşıtı kampı güçlendirmek yerine Hollanda, Fransa, İsveç ve diğer yerlerdeki AB karşıtlığını bastırma yolunda bir etki yaptığına işaret ediyor.

Ancak, Hollanda seçimine sekiz ay kala, taraflar için kamuoyunun tutumunu değiştirecek adımlar atmak mümkün olabilir.