LONDRA - İngiltere'de yapılan erken genel seçimde Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti tek başına iktidara geldi. Böylece Brexit'in gerçekleşmesi konusundaki engel ortadan kalksa da sandıktan güçlenerek çıkan ayrılıkçı İskoçların, yeni bir bağımsızlık referandumu talebiyle hükümeti zorlaması bekleniyor.

Brexit tartışmaları gölgesinde yapılan seçimi Muhafazakar Parti, 364 sandalyeyle ilk sırada tamamladı. Böylece Muhafazakarlar, salt çoğunluk olan 326'yı geçerek 2 yıl sonra tek başına iktidar şansı elde etti.

İstifalar ve ihraçlar ile parlamentodaki sandalye sayısı ciddi oranda düşen ve AB'yle vardığı anlaşmayı geçiremeyen Başbakan Johnson, erken seçimden çok daha güçlü bir şekilde çıktı.

Geçen sene bu zamanlar Muhafazakar Partinin parlamentoda arka sıralardaki üyelerinden biri olan Johnson, eski Başbakan Margaret Thatcher'in 1987'deki zaferinden bu yana en büyük başarıya imza atarak parti tarihine adını yazdırdı.

- "Brexit için yeni ve güçlü yetki aldım"

Johnson ilk açıklamasında, "Bu aşamada, bu tek ulus Muhafazakar Parti hükümetine, sadece Brexit'in gerçekleştirilmesini sağlamak değil, aynı zamanda bu ülkeyi birleştirmek ve ilerletmek için de yeni ve güçlü bir yetki verildiği görünüyor." dedi.

Çalışmaya bugünden itibaren başlayacaklarını söyleyen Johnson, "31 Ocak'ta AB'den ayrılacağız. Aması, şartı yok." diye konuştu.

"Yeni bir gün, yeni bir şafak." diyen Johnson, Batı Londra'daki seçim bölgesinde oy oranını 1,8 puan artırarak 7 bin 210 oy fark ve toplamda 25 bin 251 oyla yeniden Avam Kamarası'na seçildi.

- Hezimet istifa getirdi

Seçimin en büyük kaybedeni ise İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn oldu. 203 milletvekili kazanan İşçi Partisi, 1935'ten bu yanan en büyük yenilgisini aldı. 2017'de elde ettiği 262 sandalyeden 59'unu kaybeden partinin lideri, ilk açıklamasında görevi bırakacağını duyurdu.

Sonucun kendileri için hayal kırıklığı olduğunu kaydeden Corbyn, Brexit'in seçim tartışmalarını çok fazla kutuplaştırdığını, normal siyasi tartışmaların çoğunu geçersiz kıldığını belirterek, bir sonraki seçimde partisinin başında yer almayacağını açıkladı. Ancak istifası için belli bir tarih vermeyen Corbyn'in kısa bir süre daha partiye liderlik etmesi bekleniyor.

- İskoçya'da bağımsızlık talebi daha güçlü

Seçimde dikkat çekici bir başarıya imza atan diğer bir parti de bağımsızlık yanlısı İskoç Ulusal Partisi (SNP) oldu. 35 olan milletvekili sayısını 48'e çıkarmayı başaran partinin yeni bir bağımsızlık referandumu için Johnson'ı zorlaması bekleniyor.

Partinin lideri ve İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon, yaptığı ilk açıklamada, sonuçların beklentilerini aştığını belirterek, "İskoçya çok açık bir mesaj gönderdi. Bir Boris Johnson hükümeti istemiyoruz, AB'den ayrılmak istemiyoruz." dedi.

Sturgeon, Johnson'ın İngiltere'yi AB'den çıkarma yetkisini elde ettiğine dikkat çekerek, "Ancak Johnson, İskoçya'nın alternatif bir gelecek adına seçim yapması için benim de bu yönde bir yetkiye sahip olduğumu kabul etmeli." diye konuştu.

- Parti lideri seçilemedi

Seçimde Liberal Demokrat Parti'nin lideri Jo Swinson, koltuğunu rakibine kaptırdı. Swinson, seçim bölgesi olan Doğu Dunbartonshire'da SNP adayına 149 oy farkla yenildi. Swinson, yenilginin ardından parti liderliğinden istifa etti.

2017'deki seçimde 8 sandalye kazanan ve Muhafazakar Parti'den istifa edenlerin katılmasıyla zaman içinde 20'ye ulaşan Liberal Demokratlar'ın seçimden güç kaybederek çıktı. Parti, 12 sandalye elde elde etti.

Seçimde Muhafazakar Parti'nin elinde olan yerlerde aday çıkarmayan aşısı sağcı Nigel Farage liderliğindeki Brexit Partisi, parlamentoya giremezken, Yeşiller de 1 milletvekilliği ile yetinmek zorunda kaldı.

Bölgesel partilerden İngiltere'yle birlik yanlısı Kuzey İrlanda'daki Demokratik Birlik Partisi (DUP) 2 kayıpla 8, Galler'deki Galler partisi Plaid Cymru 4 ve geriye kalan diğerleri de 10 sandalye kazandı.

- Sterlin değer kazandı

Sandık çıkış anketlerinin 22.00'da (TSİ 01.00) açıklanmasıyla, sterlin ABD doları karşısında yüzde 2,5 değer kazandı. 19 ay sonra 1,35 doları gören sterlin, avro karşısında da yüzde 2 değerlendi.

- Brexit gerçekleşiyor

Brexit düğümünü çözmek için erken seçime giden Johnson, aldığı riskten zaferle çıktı. Bu sonuçla en büyük vaadi olan Brexit'i gerçekleştirmek için yeterli çoğunluğa ulaşan Johnson'ın gelecek hafta AB'den ayrılık anlaşmasını parlamentoya getirmesi bekleniyor.

Tüm Muhafazakar Parti adaylarının anlaşmayı kabul ettiği göz önüne alındığında Johnson'ın parlamentoda herhangi bir sorunla karşılaşması öngörülmüyor.

Anlaşmanın kabülüyle 31 Ocak 2020'de AB'den ayrılacak olan İngiltere ile birlik arasındaki müzakereler bir süre daha devam edecek. Taraflar bu kez, ticaret anlaşması ve her alandaki ilişkilerinin geleceği için masaya oturacak.

Johnson, teknik olarak 2022'ye kadar devam edebilecek müzakerelerin 2020 bitmeden tamamlanmasını istiyor.

- Göçte puan sistemine geçiliyor

Muhafazakar Parti, Brexit'in ardından hareket serbestisine son verecek. Göç konusunda "kontrolü geri alma" sözü veren Johnson, Avustralya tarzı puan temelli bir sisteme geçmeyi istiyor.

Buna göre, göçte ülkede ihtiyaç duyulan iş gücünün giderilmesine odaklanılacak. Açık olan iş kollarında çalışmak için ülkeye gelmek isteyenler, bir puan sistemine tabi tutulacak.

Bu program, yetenekli göçmenlere iş teklifi almadan ülkeye gelme imkanı sağlarken, kimin kabul edileceği konusunda kontrol de tamamen hükümette olacak.

Sağlık hizmetler, bilim ve teknoloji alanlarında çalışmak isteyenler için özel vizeler oluşturulacak.

Brexit öncesi İngiltere'de yaşayan AB vatandaşlarının hakları korunurken, Brexit sonrası gelecekler ise diğer ülke vatandaşlarıyla aynı şartlara tabi tutulacak.

- Kamu harcamaları artacak, serbest ticaret anlaşmaları yapılacak

Partinin, sağlık, eğitim ve güvenlik gibi alanlarda daha fazla kamu harcaması sözü verilen yeni bütçenin şubat ayında sunulacağını duyurduğu biliniyor.

Gelecek dönemde her sene 20 milyar sterlin daha fazla harcama sözü veren parti, serbest ticaret anlaşmalarıyla da ekonomiyi güçlendirmek istiyor. Brexit sonrası özellikle ABD, Avusturya, Yeni Zelanda ve Japonya'yla serbest ticaret için masaya oturulacak.

- Birleşik Krallık'ın geleceği tehlikede

Johnson'ın zaferi beraberinde İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ın geleceği için riskler barındırıyor.

2016'daki Brexit referandumunda yüzde 68 hayır oyunun çıktığı İskoçya'da bağımsızlık taleplerinin daha güçlü bir şekilde dile getirilmesi bekleniyor.

Bölgede en çok oyu alan ve sandalye sayısını 35'ten 48'e çıkaran SNP, bu sonucun aynı zamanda bağımsızlık talebinin bir yansıması olduğu görüşünde.

Ancak İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumu yapılabilmesi için merkezi hükümetin onay vermesi gerekiyor. Böyle bir referanduma karşı çıkan Johnson ile SNP lideri Sturgeon'un karşı karşıya geleceği ve ülkede siyasi havanın gerileceği öngörülüyor.

İskoçya'da 2014 yılında yapılan referandumda halk yüzde 55'le bağımsızlığı reddetse de Brexit'in yeni bir referandumda farklı bir sonuç çıkmasına yol açabileceği değerlendiriliyor.

- Kuzey İrlanda

Johnson'ın AB'yle vardığı anlaşma Kuzey İrlanda'nın AB'yle Gümrük Birliği içinde kalması önceki koalisyon ortağı DUP tepkisini çekiyor.

Kuzey İrlanda'nın da Birleşik Krallık'ın diğer parçaları gibi AB'den tamamen ayrılmasını isteyen İngiltere'yle birlik yanlısı DUP, ayrılıkçı partiler karşısında 2 sandalye kaybetse de Johnson için sorun çıkarma potansiyeline sahip.

Bölgede ayrılıkçı partilerin güçlenmesi de Birleşik Krallık'ın geleceği için başka bir tehlikeye işaret ediyor.

- 2017 seçimi

2017'de yapılan erken seçimde Muhafazakarlar 317, İşçi Partisi 262, İskoçya Ulusal Partisi 35 ve Liberal Demokrat Parti 8 sandalye kazanmıştı.

Tek başına iktidarı kaybeden Muhafazakar Parti, Kuzey İrlanda'nın Demokratik Birlik Partisi'nin desteğiyle azınlık hükümeti kurmuştu.

Ancak eski Başbakan Theresa May, bu tablonun bir sonucu olarak AB'yle vardığı Brexit anlaşmasını Avam Kamarasında geçirmekte başarısız olmuştu.

May'in istifasıyla Başbakanlık koltuğuna oturan Johnson, Brexit düğümünün çözülebilmesi için 12 Aralık'ta erken genel seçime gidilmesini istemişti.