‘Çocuğunun iyileşmesi için;  kendi böbreğini verdi, karısına karaciger nakli için, otuz kilo verdi. Ailesi için milyon dolarlık işini bıraktı. Sevgilisini kurtarmak için az kaldı kendi canından oluyordu’.

 

Sevgiden...


Kadın, kocası tarafından bıçaklanarak öldürüldü; çocuklarının gözü önünde av tüfeğiyle vuruldu, aile meclis kararıyla intihara zorlandı. Aşkından köprüden atladı sevdiğine ulaşamadı  ve imkansız aşkların  sonu…

               

Bu cinayetler neden? Hep sevgiden…

Çok seviyordum kıskandım, boşanmak istemedim, o barışmak istemedi, seviyordum aslında. Ölesiye seviyorum, öldüresiye seviyorum.


Sanki pasta yapmış da içine sevgi katmış. Kat kat pastanın içinde neler var neler var.. Yeme de Öl!


Bu şarkılar neden yazılıyor? Hep sevgiden.


‘Seviyor seviliyordum’ diye başlayan unutulmayanYeşilçam film repliği …..Unutulmaz aşk efsaneleri. Duygunun en içten hissedildiği filmlerde kalan aşklar... ‘ Bir gün gelecek seni kadar sevdiğimi anlayacaksın.’

O bir gün,  bizim için hergün. Her gün sevmek için sebebimiz varken her gün öfkelenmek için neden arıyoruz.

Aslında sevgimizi neferetimizden çok daha  kolay dilde  ifade ediyoruz.

Bir belediyenin İnternet mesajında bile takipçi sevenlerine karşı ‘Biz de size karşı boş değiliz’ diyor. Bu boş olmamak sevgiden mi?


Doğayı çok seviyoruz ama otobanı, havaalanını daha çok seviyoruz. Parkları seviyoruz ama alışveriş merkezi olmadan anlamı yok. Parayı çok seviyoruz ama bir sevgilin olmadan ne işe yarar ki?

Kadını seviyoruz ama öldürünceye kadar. Hep sevgiden.


Sevgi hem suçlu hem de güçlü!


Papatyanın yapraklarını bile yolarak sevilip sevilmediğimizi öğrenmeye çalışan bizleriz. Hep sevgiden bu tahribat içimizde var.

İç savaşlar dış kaynaklı savaşlar da hep sevgiden çıkıyor? ‘O  ülkede insan hakları ihlal ediliyor,  kendi insanlarını sevmiyorlar, zulüm yapıyorlar; biz severiz, sevebiliriz’


Hep insan sevgisi bunlar.


Herkes sözde işini gücünü yaptığı şey ne ise; sevgiyle, tutkuyla, aşkla, yapıyor.

Ortada sevgiyle yapılmış birşey var mı? Sevgiyi ille de somutlaştırmak gerekli midir?

Medenice yapılmış ne var? Falanca gökdeleni çok medeniyet ötesi diyorsanız o başka…

Bu tanımlama sadece politik söylemlerde geçiyor ama günlük hayatımıza geçiremedik. Kalbindeki sevgi nereye gidiyor bunca kötü şeyler olurken,  aşkla bakan o gözler ne görüyor, kulaklar  ne duyuyor?


Suçlama, şikayet, kızgınlık,kavga-gürültü, bu küskünlük niye? Öfkeden mi aşktan mı deliye dönüyoruz?


Hatırlamak gerekir. Sevgililer günü sevgiyi ifade etmenin temsili günü. Son dakikada alacağımız güller solmadan kutlayalım.

 

Gerçek sevgimizi gösteremiyor muyuz? Sevmeyi bilmiyoruz belki de. Bir insan bir insanı nasıl sever nasıl sevmeli? Sevgililer gününde bir hediye alsak yeter mi? Almasak olur mu? Acaba sevgilimiz aşkımız eşimiz çok kızar mı, öfkelenir mi?


Sevenim olmadı diye hayıflanmak bu durumda çok anlamsız. Öfkemizi yenebilsek, kendimizi sevebilsek, yalnızlıktan korkmadan, aşkla tutkuyla bağlanacağımız hayatın tadını çıkarsak mutlu olabilsek...

Sevgi ve Saygıyla