Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile gerçekleştirdiği 45 dakikalık görüşmede tarihi bir karar alındı...
   Buna göre; Yunanistan Bakanlar Kurulu, mart ayı içerisinde Ankara’ya taşınacak...
   Ve Türkiye Bakanlar Kurulu ile birlikte ortak toplantı yapılacak...
   İlk kez böylesi bir adımın atılması dikkat çekici değil midir?..
   NATO üyesi iki ülke sonsuza dek karşılıklı güvensizlik ve gerginlik içerisinde yaşayamayacağına göre; birilerinin bir şeyler yapması gerekirdi...
   Ve Başbakan Erdoğan bu konuda, dünyaya örnek olacak şekilde önemli bir adım atmış oldu...
   İki ülkenin bakanları ortak toplantı yaparak, bazı konularda ‘ortak uzlaşı’ arayacak...
   Toplantı sonrasında ise uzlaşılan konular kamuoyuna açıklanacak...
   Büyük bir kriz yaşayan Yunanistan’ın, Türkiye ile dost olmasından başka bir seçeneği de yoktur...
   Türkiye ile dostluğun gelişmesi, Kıbrıs sorununun çözümü açısından da son derece önemlidir...
   Buna karşın Yunanistan’daki sağcı örgütler, Erdoğan ile Samaras arasındaki uzlaşıdan pek memnun kalmadı...
   “Yunan Bakanlar Kurulu’nun Ankara’da toplanması ne demek oluyor?” diyerek tepki göstermeye başladılar...
   Bu sorunun yanıtı gayet basit değil midir?..
   İkili ilişkileri geliştirmek için bir iyi niyet jesti oluyor...
   İki ülke bakanları arasında bir bağ oluşturulmasına fırsat sağlıyor...
   Gergin ortamı, yumuşatmaya yarıyor...
   Ortak çıkarların ileri götürülmesine zemin hazırlıyor...
   Öyleyse buna neden karşı çıkılıyor?..
   Karşı çıkanların ‘düşmanlık propagandası’ dışında bir becerileri yok da ondan...
   Kim ne derse desin, Türkiye ve Yunanistan Başbakanları’nın ‘ilişkilerin geliştirilmesi yönünde’ ortak adım atmaları memnuniyet vericidir...
   Geçmişte Karamanlis ile Papandreu’nun yapamadıklarını, bu kez Samaras’ın yapması durumunda ikili ilişkilerin düzelmemesi için herhangi bir neden yoktur...
   Çünkü; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan daha ilk günden beri Yunanistan ile ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır...
   Yüzlerce Yunan şirketinin Türkiye’de faaliyet göstermesi bunun somut bir kanıtıdır...
   Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ‘bir adım önde’ siyasetinin mimarı da yine Sayın Erdoğan’dır...
   Eski Yunan Başbakanı Kostas Karamanlis, geri adım atmamış olsaydı, Annan Planı 2004 yılında kabul edilecek ve Kıbrıs sorunu tarihe karışacaktı...
   Göçmenlerin çok büyük bir kısmı evlerine dönecek, özellikle Maraş kenti yeniden dirilecek ve bu ülkede turizm patlaması yaşanacaktı...
   Güney Kıbrıs bugünkü krizle yüzleşmeyecek, işsiz insan kalmayacaktı...
   Bugünkü durumun sorumlusu Yunanistan ve Güney Kıbrıs’taki fanatiklerdir...
   Eski Dışişleri bakanlarından Nikos Rolandis gibi sağduyu sahibi Kıbrıslı Rumların itirafları da bu yöndedir...
   Rolandis her fırsatta “Yaşadıklarımızın tek sorumlusu bizleriz” diyerek, Rum liderliğinin yaptığı yanlışları ortaya koyuyor...
   Rum liderliğinin arkasındaki güç ise geçmiş Yunan hükümetleriydi...
   Öyleyse; ya bugünkü çıkmaz devam edecek, ya da Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacak ve bundan Kıbrıslılar da yararlanacak...
   İkinci seçenek doğru olandır...
   Güneydeki seçimlerin hemen ardından Ankara’da gerçekleşecek olan ‘ortak bakanlar kurulu’ toplantısının önemini küçümsemeyelim...
   İki ülke tarihi bir adım atıyor...
   Ve bu adım sonrasında Kıbrıs konusunda önemli gelişmelerin yaşanması bekleniyor...
   Her türlü olasılığa hazır olmak için de içte yaşanan sorunları aşmamız ve güçlü bir yapıya kavuşmamız gerekiyor...
   Zaman kavga zamanı değildir...

(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)