Kendimi bildim bileli Tarih derslerini bir türlü sevemedim.

Onun için, bugünkü yazımı yazmak için yaptığım araştırmadan zevk aldım desem yalan olur.

Sevsek de sevmesek de bir gerçek var ki, moda, müzik, hatta kanunlarda bile eskiye bir dönüş var.

Her olan değişiklikte "aaa bu da nerden çıktı" demeden, bir eskiye baktın mı gidişatı zaten anlıyorsun.

Şu sıralar Türkiye’de en çok konuşulan konu, çocukların erken yaşta okula başlayacak olmalarından dolayı eskiye bir bakmalı diye düşündüm.

Bakın nasılmış;

Osmanlı'da en yaygın eğitim-öğretim kurumları Sıbyan mektepleriymiş ve genelde bir caminin ya da hayır kurumunun yanında açılırmış.

Okula gitme yaşı, aile ile hocanın kararına göre, 4  ile 10 yaş arasıymış. 

Karma okullarda kızlar ve erkekler ayrı gruplar halinde ve yerde, evlerinden getirdikleri minderlerde otururmuş. Hoca ise baş köşede yüksekçe bir sedirde oturup, yanında da odanın sonuna kadar ulaşacak bir sopa bulunurmuş. 

1839'da Tanzimat Fermanı'nın ilanından sonra sıbyan mektepleri ıslah edilmeye başlanmış.

 Yenilenip ilköğretim kurumlarına dönüştürülmüş.

Çok ilkel koşullarda eğitim-öğretim veren sıbyan mekteplerinin değiştirilmesi, ancak İkinci Meşrutiyet'ten (1908) sonra olabilmiş.

Yeni dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nda, çocukların okula başlaması için belirlenmiş bir yaş sınırı yokmuş. Çocuklar olgunlaşma durumlarına göre 4 ilâ 6 yaş arasında okula başlarmış. Okullar karmaymış. İlkokullarda gramer¸ matematik¸ Kur'an okuma ve din eğitimi verilirmiş.

Osmanlının her döneminde, çocuğun okula başlama yaşı, aile ile hocanın ortak kararıyla olduğundan, ailelere okula başlama zamanı konusunda esneklik sağlanırmış.

Yani o donemde bile ailelere seçme şansı bırakılırmış. Şimdi çocuğu hiç tanımayan bir çocuk psikoloğunun raporuna dayanacak olması bile, sistemin daha baştan yanlış işlemesine sebep olacak.

Yine o dönemde çocuğu okula başlayacak olan aile ziyafetler verirmiş. Okula başlayacak çocuğu olan aile, evini baştan aşağı temizler; sonra da öğrenci adayı çocuklarını hamama götürürlermiş. Bütün aile okula başlama töreninin yapılacağı gün hava aydınlanmadan kalkarmış.

işte okula başlayan çocuklara özel törenler yapılması da, çocukların eğtime başlamasının hayatlarında nasıl önemli bir aşama olduğunu gösteriyor.

 Şimdiler de ise çocuğu okula başlayacak aile, okulda uygun WC var mı, merdivenlerden inerken diğer büyük çocuklar tarafından ezilir mi  ya da psikologtan nasıl sıra alabilirim gibi endişelerle bu önemli döneme başlamak zorunda kalıyorlar.

Oysa okula başlama dönemleri aileler için şenlik ve kutlama sebebi olmalı.

Son bir söz daha, çocuklarımızın eğitimi söz konusu olduğunda, konuyu siyasetten ayırıp teknik ve bilimsel bilgilere itibar etmek de önemli. Yapılan bazı yorumların, sırf siyasi amacı olduğu o kadar aşikar ki. Keşke en azından çocuklarımızın eğitimini siyasi amaçlarımızdan ayrı tutabilsek...