Hayır, izlediğimiz sahne asla bir kamera şakası değildi. Obama'nın Netanyahu'ya hareket çektiği o sıra dışı pozisyondan bahsediyorum.

Amerikan Başkanı, CBS televizyonundaki '60 Minutes' adlı programda ne mi demişti? O haberi bir daha oynatalım:

'Obama, Washington'dan İran konusunda kırmızı çizgi isteyen Netanyahu'ya sert çıktı ve İsrail Başbakanı'nın bu talebini GÜRÜLTÜ olarak niteledi!'

Bir yandan İsrail, diğer taraftan Neo-Con'lar 'Pragmatik Obama'yı İran'a saldırması için abluka altına almış durumdalar...

Buna karşılık, Obama 'Yürüyün, işinize gidin!' tavrını sergiliyor.

*

'Haçlı Kralı' Dabılyu Bush'un başkanlık kariyerinin ikinci kısmında, 'Bu yaz, ABD İran'ı muhakkak vuracak' haberleri dünya medyasında cirit atıyordu.

Obama döneminde bu defa 'İsrail öyle ABD'ye falan bırakmayacak kendisi direkman vuracak!' yollu haberler gırla gitti...

'İsrail, Kasım'daki ABD başkanlık seçiminden önce İran'ın işini mutlaka bitirecek' haberleri ise tazeliğini koruyor. Bu arada, 'Yok, yok yine ABD vuracak' haberleri de eksik olmuyor.

*

Bu yılın ilk haftalarında (22 Ocak) ABD'deki Atlanta Jewish Times'in sahibi ve yazarı Andrew Miller'ın...

'İsrail'in Obama'ya suikast düzenlemesinin İran'ın nükleer programını engellemek için etkili bir yol olabileceğini' öne sürdüğü bir başka 'kamera şakası olmayan' sahneyi de izlemiştik!

*

Cumhuriyetçi Başkan Adayı Mitt Romney geçen Temmuz'da İsrail'de başkan gibi karşılanmış 'İsrail'in İran'a yönelik olası bir saldırısına destek vereceğini' açıklamıştı.

Romney'nin, İran'ı 'En büyük tehdit' olarak gördüğünü söylemesi Netanyahu'yu pek mutlu etmişti. Romney, Arap Baharı sonrasında Mısır, Tunus ve Libya'da İslami eğilimli iktidarların başa gelmesiyle hayal kırıklığı yaşadığını da söylüyordu.

*

Geçen haftaysa, Cumhuriyetçi Louie Gohmert ABD Temsilciler Meclisi'nde yaptığı konuşmada bir nevi 'el artırdı' ve Obama'yı 'İkinci Osmanlı'nın kurulmasına yardımcı olmaya yarayacak bir dış politika yürütmekle' suçladı!

Gohmert, 'Obama, müttefikimiz İsrail'i bu İslam radikalizmi denizinde saldırıya açık hale terk etti!' diye feveran ediyordu.

*

Bütün bunlardan sonra, içimizdeki bazılarının son dönemde fevkalade belirgin hale gelen 'İsrail'i değil de İran'ı tehdit olarak görme' tavrını dikkatle hatırlamak gerekiyor.

İran'ın nükleer silah yapma ihtimaline saydırıp da İsrail'in dört yüz adet nükleer silahını itina ile görmezden gelmelerine hiç girmeyeceğim.

İran'ı rahatlıkla yerden yere vurmaları 'pek güzel ve konforlu' da, nedense hiçbir şekilde İsrail ve ABD politikalarını eleştirmiyorlar.

Irak ve Afganistan'daki kirli savaşlara verdikleri desteği de geçiyorum...

Gazze Katliamı'nı, Mavi Marmara'daki kanlı baskını İran mı yapmıştı yoksa Terör Devleti İsrail mi?

PKK terör örgütünü inşa edip 1984'ten bu yana Türkiye'nin başına bela eden Derin Konsey...

İran'a değil, ABD-NATO'ya bağlı ve bağımlıydı. Sistematik olarak İsrail'in de desteğini alıyordu.

Son dönemde, 'Yeni Türkiye Kervanı'na kanlı saldırılarını yoğunlaştıran taşeron örgüt PKK'nın terör eylemlerini organize eden asıl güç merkezleri İsrail ve Derin ABD'dir.

*

Türkiye'deki askeri darbeleri, darbeler öncesinde kurgulanan kirli süreçleri veya TSK'daki cuntaları inşa eden İran (veya Rusya değil) ABD ve NATO'dur.

İsrail devleti, Türkiye'deki bütün darbelerin baş destekçisiydi.

Aynen ABD gibi, İsrail de Yirmi Sekiz Şubat sürecinin can damarlarında dolaşıyordu.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, 28 Şubat'taki MGK toplantısından hemen önce (24 Şubat) üç günlük bir ziyaret için İran'a değil İsrail'e gitmişti.

Yine, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, 28 Şubat'tan kısa süre sonra (23 Mayıs 1997) İsrail'i ziyaret etmişti. Tam da o günlerde Rahmi Koç 'Tansu Hanım (Refahyol) gidecek, hem de nasıl gidecek!' diye Sabah'a beyanat veriyordu. (25 Mayıs 1997)

*

Çevik Bir, 28 Şubat'ın bir hafta öncesindeki meşhur ABD ziyareti esnasında Türkiye'ye nasıl seslenmişti?

Milliyet'in, 21 Şubat 1997 tarihli manşetinde 'Çevik Bir'den İran'a Sert Mesaj' cümlesi yazılı idi! Çevik Paşa 'İran terörist muamelesi görmelidir' diye bangır bangır bağırıyordu.

Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Sincan'daki Kudüs Gecesi'nde yaşananlardan sonra, 'İşte gerçek yüzleri! Söylenecek söz bulamıyorum. Amaçları, Türkiye'yi dünyanın dışladığı İran yapmaktır' diyordu!

... ... ...

Dikkat, Dikkat: Şayet İran'ı vurmazsa; İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik Bir Obama'yı pekala İrancı olmakla suçlayabilirler!

Üstelik, Madonna da 'Beyaz Saray'da siyah ve Müslüman bir başkan oturuyor' diyerek tam uçuşa geçmişken!

(Yeni Şafak gazetesinden alınmıştır)