Hiç beklemediğimiz bir anda ülkeyi seçim telaşı aldı.

Umutlu ve heyecanlıyım.

Siyaset konusunda bilgisi olmayan ve bu konuda susmayı tercih eden biriyim.

Ama vatandaş olarak oy verme yükümlülüğümüz olduğundan azıcık da olsa siyasetin eteğinden tutmaktayız.

Her vatandaş gibi bir tane oyum var ve onu dünyanın neresinde olursam olayım gidip veririm.

Keşke sonrasında oy vermiş olmanın gururunu yaşayabilsem, ama nerdeee…

İnadına düşünceler aklımı rahat bırakmaz.

Günün sonunda ne sebeble olursa olsun kendi ülkesinden dünyanın dört bir yanına kaçıp gelmiş insanlarız.

Şimdi ise sadece aynı dili konuşuyor olmanın avantajı ile televizyonda ki dizi ve programların tümünü izliyoruz.

Türkiye de harika tatiller yapıyoruz.

Peki bunlar Türk insanının yaşadığı zorlukları anlamaya yetiyor mu?

İşin gerçeği; ne burada yaşayan Türkler, Türkiye’de yaşayanların hayatını biliyor ne de onlar bizlerinkini…

Kendi ülkesinden buralara göç etmiş insanların çoğu bu ülkenin dilini bile konuşmaz.

Kültürünü tanımaz, yaşam tarzını sevmez, onların yaşadığı bölgelere adımını bile atmaz.

Metro’ya binecek olsa nereden bilet alacağnı bile bilmez, değil gideceği adresi bulsun…

Kendine geniş bir mahalle kurar ve orada yaşar.

Hatta onların yaşadığı bölgede arada bir İngiliz görse, ona turist muamelesi yapacak kadar şaşırır.

Herkesin evinde Türk televizyonları vardır. 

Türkiye’yi televizyon dizilerinden takip eder.

İngiltere ile ilgili haberdar olmak istediği tek şey ödenen işsizlik parası ile ilgili olan konudur.

Konu bu olduğu zaman öyle bilgilidir ki sanırsın ‘Home Office’ de çalışıyor.

Türkiye ile İngiltere arasında kurduğu tek bağlantı yaz tatillerinde nerede, nasıl tatil yapacağıdır. 

Türk lirasının bu kadar değer kaybetmesiyle tatili ucuza geleceği için sevinen çok insan tanıyorum.

İşte bu ülkede karnını doyurunca kendini mutlu zanneden bir topluluk halinde yaşarken, Türkiye de yaşayan insanların geleceğine bir oyla bile olsa müdehale etmeyi gerçekten kendimizde hak görüyormuyuz?

Türkiye’de yaşayan çocukların, gençlerin, yaşlıların ne istediğini, nasıl bir yaşam istedikleri ile ilgili ne biliyoruz?

Ne güzel bir söz vardır; 

“Birinin ne hissetiğini anlamak için önce onun ayakkabılarıyla 1 mil yürü…”

Türk insanın ne istediğini, nasıl bir yaşama layik olduğunu orada yaşamadan bilemezsin.

Onun için bu seçimde çok dikkatli, vicdanlı ve sağduyulu davranmalıyız.

Türkiye ‘de yaşayan çocuklar, gençler ve aydın büyüklerimiz için hayırlı bir seçim sonucu diliyorum. 

Daha özgür, daha yeşil, daha mutlu bir Türkiye için, umutla ve heyecanla…

Mayıs 2018 Londra