Bozdağ, Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yenikapı'da Cumhurbaşkanlığının himayesindeki gerçekleştirilen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne yönelik değerlendirmesi ve mitingle ilgili "Yeni Türkiye için yeni kapı ve toplumsal uzlaşma için milat" olduğuna yönelik değerlendirmelere ilişkin görüşü sorulan Bozdağ, konuşmasına FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit olanlara rahmet, gazi olanlara şifa dileyerek başladı.

Türkiye'nin 15 Temmuz'da çok büyük bir tehlikenin, tehdidin, felaketin etkisinden kurtulduğunu dile getiren Bakan Bozdağ, "Bu, aziz milletimizin birlikte hareket etmesiyle Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, Meclisimizin, siyasi partilerimizin, sivil toplumumuzun, en önemlisi halkımızın görüş farklılıklarını bir tarafa bırakıp birlikte duruşu ve polisimizin mücadelesi, yargının dik duruşu ve darbe karşıtı askerlerimizin mücadelesiyle başarısız kılınmıştır. 15 Temmuz esasında bir yandan darbeciler için önemli bir derstir öte yandan da demokrasimiz için de önemli bir sigortadır" diye konuştu.

Türkiye'de bundan sonra artık TRT'yi ele geçirerek, iki üç yere bomba atarak, tankla sokağa çıkarak, helikopterlerle, jetlerle etrafı bombalayıp insanları acımasızca şehit ederek darbe yapılamayacağının en somut göstergesinin yaşandığını vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:

"Millet, siyaset, iktidar, parlamento demokrasiye sahip çıkmıştır. Bundan önce her darbe teşebbüsünde şapkasını alan giden siyasi liderler vardı. 12 Mart 1971 muhtırası parlamentoda okundu. Muhtırayı dönemin meclis başkanlık divanı okudu, Meclis'te okudu, senatoda okudu ve milletvekilleri, o dönemde parlamentoda olan herkes kafasını eğdi, muhtırayı parlamentoda dinledi. Doğru dürüst öze dahil hiçbir itiraz yok. Usul tartışması var ama darbeye, muhtıraya herhangi bir itiraz yok. Düşünün böyle bir parlamentodan bombaların altında açık duran bir parlamentoya, şapkasını alıp kaçan siyasetten ölüme uçan bir Cumhurbaşkanına ve herkes meydanda. O nedenle çok büyük bir değişim oldu, 15 Temmuz bu açıdan baktığınızda Türkiye'de bundan sonra darbe rüyası görmenin yasaklandığı bir tarihtir."

- "Türkiye ilk defa şahit oldu"

Bakan Bozdağ, İstanbul Yenikapı'daki "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nin tarihi öneme sahip olduğunu belirterek, "Yeni Türkiye için gerçekten bir yeni kapı. Bütün siyasi partilerin bir araya geldiği bir an. Cumhuriyetin kurulduğu tarihten bu yana hatta biraz daha geriye giderseniz, 7 Ağustos mitingi gibi bir miting yok. Türkiye'nin 81 ilinde belki 10 milyonun üzerinde insan meydanlarda, 5 milyon insan Yenikapı'da Cumhurbaşkanının başkanlığında, anamuhalefet partisi, diğer muhalefet partisi, iktidar partisi genel başkanları Meclis Başkanı halka hitap ediyor, herkes yek vücut, bütün meydanlarda da parti farkı gözetmeksizin insanlar var, il başkanları konuşuyor farklı partilerin, vekiller konuşuyor, böylesi bir birlikteliğe Türkiye ilk defa şahit oldu" ifadelerini kullandı.

Bunu son derece tarihi bir olay olarak nitelendiren Bakan Bozdağ, "Yüzlerce yıldır verilemeyen bir fotoğrafı 7 Ağustos'ta Türk siyaseti, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türk halkı bütün Türkiye'ye ve dünyaya vermiştir" diye konuştu. 

Bozdağ, bunun "birlik mesajı" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye tehlikeye girdiği zaman siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun bir oluruz. Demokrasi, milli irade ve hukuk devletine sahip çıkma konusunda bir ortaklaşmayı da gösteriyor. Türkiye'de vatan, millet, ezan, bayrak gibi değerlerimiz var. Bunlar tehlikeye girdiği zaman millet ne yapıyor? Ölümüne, o tehlikeyi bertaraf için mücadele ediyor. Şimdi bu ortak değerlerin yanına demokrasi, hukukun üstünlüğü ve milli irade de eklenmiştir. Artık Türkiye'de demokrasi, hukukun üstünlüğü ve milli irade tehlikeye girdiği zaman içeriden veya dışarıdan tehdit altına sokulduğu zaman, milletin bütün farklılıklarını bir tarafa bırakıp demokrasi, hukukun üstünlüğü ve milli iradeye sahip çıkacağının dosta ve düşmana ilan edilmesidir hem 15 Temmuz hem de 7 Ağustos. Birlikte böyle okunursa son derece anlamlı olur.

Bütün siyasi partiler, birbirimizle rekabet edebiliriz, tartışabiliriz, ağır eleştiri yöneltebiliriz, bunu ne sayesinde yapıyoruz? Demokrasi, hürriyet, cumhuriyet sayesinde yapıyoruz. Öyleyse bizim bu demokratik özgürlükleri kullanmamıza imkan veren sistem tehlikeye girdiğinde bizim hepimizin birlik olması gerekir. Bu, onu gösterdi. Onun için ben '7 Ağustos, 15 Temmuz mesajı nedir' derseniz, bundan böyle darbelerin Türkiye'de yapılamayacağının, yapmak isteyenler olursa milletin buna asla izin vermeyeceğinin dosta ve düşmana ilanıdır. 'İstikbalimi de istiklalimi de ben tayin ederim' diyor millet. 'İktidara kimi getireceğime, kimi götüreceğime ben karar veririm'. Ne dışarıdaki güçlerin talimatıyla hareket eden maşalar ne de içimizdeki hainler asla Türkiye'de kader tayini yapamazlar, gelecek tahlili yapamazlar, onun için bu maşaları kullananlara da kendilerini maşa olarak kullandırmayı şeref zanneden alçaklara da bir cevap veriyor bu meydan ve 15 Temmuz."

Gerçekleştirilen birlik fotoğrafının Türkiye'nin dostlarını da sevindirdiğini belirten Bozdağ, "Ama Türkiye'nin düşmanları perişan oldular. İçimizde hainlik yapanlar perişan oldular, dışarıda zayıf Türkiye olsun diye çok paralar harcayan, çok destek veren, her imkanı verenler de çok perişan oldular. Bundan sonra da bu millet dostlarını sevindirmeye, bu millete ve devlete düşmanlık edenleri de üzmeye devam edecektir" dedi.


Bakan Bozdağ, FETÖ elebaşının Türkiye'ye iadesi ve ABD'den konuyla ilgili bir heyetin geleceğine dair açıklamaların sorulması üzerine, bakanlık olarak FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iade taleplerini içeren dört ayrı dosyayı ve yüzlerce klasörden oluşan bu dosyanın eklerini ABD yetkili makamlarına hem elektronik ortamda hem de resmi yazışma usulüne uygun şekilde gönderdiklerini bildirdi.

Bu arada Fetullah Gülen'in geçici yakalanması ve tutuklanmasını da talep ettiklerini aktaran Bozdağ, "ABD yetkili makamları bizden giden yazıları aldıktan sonra yakalama ve tutuklama talebimizin neden acil olduğuna dair sorular sordular. Biz aciliyetin neden olduğunu ifade eden cevaplarımızı da ABD yetkililerine gönderdik." diye konuştu.

Bunun ardından Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla ABD'li uzmanların Türkiye'ye gelip, bu konuda inceleme yapacağı gibi Türkiye'den bir uzman heyetin ABD'ye giderek mutahaplarıyla görüşmesinin önemli olduğuna vurgu yapan bir mektup geldiğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine biz de kendilerine bir cevap gönderdik. Dedik ki; 'Bu teklifi önemsiyoruz. Öyleyse sizden bir uzman heyet öncelikle Türkiye'ye gelsin, muhataplarıyla görüşsünler, daha sonra Türkiye'den bir uzman heyet ABD'ye gelsin, orada da yine değerlendirme ve görüşmeler yapılsın'. Bilahare de Dışişleri Bakanımızla birlikte bizzat geleceğimi de mektupta ifade ettim. Bu mektubu da hem elektronik hem de diğer usulden yetkili makamlara gönderdik. Henüz buna olumlu veya olumsuz cevap vermediler. Ancak ABD yetkililerinin bugüne kadar yaptığı açıklamalara baktığımızda şu mesaj çıkıyor; Fetullah Gülen'in iadesi konusunu tartıştıkları, görüştükleri bu konudaki talepleri önemsedikleri çıkıyor. Zira bugüne kadar bir iade talebi hakkında ABD makamları bu kadar bir değerlendirme şimdiye kadar yapmadılar. Biz tabii bunu olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz." 

Türkiye'deki 15 Temmuz başarısız silahlı darbe teşebbüsünün Fetullah Gülen'in emir komutası altında TSK içerisinde yuvalanmış FETÖ'cü teröristler tarafından ve onlara eklemlenen diğer bazı gruplarca gerçekleştirildiği konusunda ne Türkiye'de ne ABD'de ne de başka bir ülkede tereddüt olmadığını ifade eden Bozdağ, "Bu darbenin Fetullah Gülen'in emir komutası altında gerçekleştirildiğini ve ona bağlı asker içindeki FETÖ'cüler tarafından başlatıldığını ve icra edildiğini bütün dünyanın istihbarat örgütleri biliyor." dedi.

Demokratik olan, olmayan ülkelerin de bildiğini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

"ABD istihbarat örgütü bunu gayet iyi bildiği gibi ABD yönetimi de gerçekleşen ve başarısız olan bu darbe teşebbüsünün, arkasında değil tam içinde ve bizzat Fetullah Gülen'in yönetiminde gerçekleştiğini bildiğine ben adım gibi eminim. Avrupa ülkeleri de biliyor, herkes biliyor, öyleyse bu kadar açık ve net olan bir konuda herkesin net olmasını bizim beklemek hakkımızdır. Empati yapmayı biz hep öneriyoruz, ABD yetkililerine de biz öneriyoruz.

Düşünün, Sayın Obama'ya suikast girişiminde bulunulmuş olsa, eşi ve çocuklarıyla tatilde bulunduğu bir yerde üç helikopterle onlarca asker gelip infaz için teşebbüste bulunsa, Beyaz Saray, Kongre Binası, Pentagon bombalanmış olsa, Genelkurmay Başkanı rehin alınmış olsa, F-16 jetleriyle insanlara bomba atılmış olsa, askeri helikopterlerle insanlar taranmış olsa... 240 ABD vatandaşı ölse, 2 bin 180 Amerikan vatandaşı da yaralanmış olsa bu eylemi gerçekleştiren teröristlerin bağlı olduğu baş terörist de Türkiye'de olsa ve bu eylemi de onun talimatları doğrultusunda bizzat ABD'de gerçekleştirmiş olsalar, Türkiye 'Biz bir düşünelim bakalım, elinizde ne tür deliller var, onlara bir bakalım, şuna bakalım' diye birtakım değerlendirmeler yapsa ABD halkı, ABD yönetimi bundan memnun olur mu olmaz mı?"

- Ladin örneği

"Usame Bin Ladin'in ikiz kuleleri bombaladığında ABD bununla ilgili dünyaya delil mi sundu?" diyen Bakan Bozdağ, ABD'nin "Ladin yaptı" diyerek onunla ilgili tedbirler alıp uyguladığını anlattı.

Bozdağ, "Güneşin varlığını ispat için delile hacet var mı? Türkiye'de bu darbe teşebbüsünün Fetullah Gülen tarafından gerçekleştirildiğini herkes gibi ABD yönetimi de biliyor. Bunun, hukuksal açıdan iade prosedürünün işlemesi rutin bir iş, olacak. Ama biz bu meseleyi sadece dosyadaki deliller açısından değerlendirirsek, o zaman iadenin anlamı da ortadan kalkar. ABD iade etse de etmese de bu siyasi bir karar olacaktır." diye konuştu.