Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Şehadete koşan şehitlerimize şahsım milletim adıma özellikle biz de şükranlarımızı ifade ediyoruz. Bin yıldır verdiğimiz mücadelelerde yer alan gazilerimizi minnetle yad ediyorum.

"Hainlerin TBMM'yi hedef alması rastgele bir tercih değil"

FETÖ'cü hainlerin TBMM'yi özellikle hedef alması rastgele bir tercih değildir. Bu Meclis masa başında değil savaş meydanında kurulmuş bir Meclis'tir. Bu Meclis ülkemizi her sıkıntılı dönemin ardından milletimizin umudu olarak yeniden ayağa kaldıran bir Meclis'tir. Bu Meclis Polatlı'dan top sesleri gelirken de milletin hizmetinde olan bir Meclis'tir. Bu Meclis milletimizin ayağına takılmaya çalışılan prangayı kıran bir Meclis'tir. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı olarak bu Meclis'te yemin ederek göreve başlamış olmaktan gurur duyuyorum. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu Mecliste birlikte milletime hgizmet etmekten şeref duyuyorum. Kimi zaman vesayete, kimi zaman darbecilere, kimi zaman küresel güçlere karşı omuz omuza mücadele vermiş olmaktan şeref duyuyorum. Rabbime bana böyle bir milletin ferdi olma şerefini bahşettiği için hamd ediyorum.

"Darbeciler ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlardı"

15 Temmuz gecesi, bomba yağdıran darbeciler ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlardı. Tankları ile önlerine geçen herkezi ezerek ilerleyen darbeciler yaptıkları işin gayet şuurundaydılar. Silahları millete çeviren darbeciler bilerek tetiklere dokunuyor can alıyorlardı. Eğer güçleri yetseydi, bu Meclis'i taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkmaktan çekinmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı başta olmak üzere, seçilmiş tüm yöneticilerini katletmekten çekinmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi kendileri gibi düşünmeyen herkese hayatı zehir etmekten çekinmeyeceklerdi.

"Malazgirt'te ne olmuşsa 15 Temmuz'da o olmuştur"

15 Temmuz asla sıradan bir darbe girişimi değildir. 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız, asırlar boyunca verdiğimiz varlık yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Arkasında çok büyük hesapların olduğu, gerçekleştiğinde tarihi bir kırılma noktasıdır. Malazgirt'te ne olmuşsa 15 Temmuz'da o olmuştur. Çanakkale'de İstiklal harbinde ne olmuşsa 15 Temmuz'da o olmuştur. Terörle mücadelede ne olmuşsa 15 Temmuz'da o olmuştur.

"15 Temmuz'u itibarsızlaştırmaya çalışanlar derin tarihi anlamı gölgelemek istenlerdir"

Her kim 15 Temmuz'u küçümsemeye, önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya, karikatürleştirmeye çalışıyorsa bilin ki amacı, işte bu derin tarihi anlamı gölgelemek, gözlerden kaçırmaktır. Bazen tek bir kahraman koskoca bir milletin kaderini değiştirir. Ülkemizin 4 bir yanında milyonlarca kahraman çıkmış, kendileri ile birlikte tüm milletin geleceğine damga vurmuştur. Darbecilere meydan okuyan milletvekilleri dahi tek başına 15 Temmuz'u tarihimizin en önemli destanlarından biri yapmaya yeterlidir.

"FETÖ hüclererinin tasfiyesiyle Türkiye yeni ufuklara kavuşmuştur"

Bir noktadan sonra ülkemizin karşılaştığı sıkıntıların gerisinde bu örgütün silüetini görmeye başladık. Örgütün sinsi yapısı sebebiyle tespitlerimizi somutlaştırmakta zorlanıyorduk. Örgütün pervasızca kendini belli ettiği yer 17-25 Aralık darbe girişimidir. FETÖ'nün asıl büyük hamlesi 15 Temmuz'da gelmiştir. 15 Temmuz'da deşifre olan FETÖ hüclererinin tasfiyesiyle Türkiye yeni ufuklara kavuşmuştur. TSK bir türlü harekete geçiremediğimiz operasyonlarını ardı ardına yapmaya başlamıştır.

"Meclis'in çatısı altındaki görüş ayrılıkları zenginlik kaynağımızdır"

TBMM ülkemizin reform gündemine çok önemli katkılarda bulunmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gibi tarihimizin en büyük yönetim reformunu hayata geçirmek bu Meclis'e nasip olmuştur. 15 Temmuz'un perçinlediği birlik ver beraberliğimizin en önemli tezahürünü TBMM'nin çalışmalarında görmekteyiz. Hep birlikte 'önce Türkiye' dediğimiz sürece, bu Meclis'in çatısı altındaki görüş ayrılıklarının, tartışmaların, müzakerelerin hepsi de makbulümüzdür, hatta zenginlik kaynağımızdır. TBMM ülkemizdeki 83 milyon vatandaşımızla birlikte bölgemizdeki ve dünyadaki yüzmilyonlarca kardeşimizin de umut kapısıdır. Aldığımız her karar, sarfettiğimiz her söz, sergilediğimiz her duruş çarpan etkisiyle geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. Hem kendimiz hem de dostlarımız için çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.

"Dünyada kartların yeniden karıldığı kritik bir döneme girmiş bulunuyoruz"

Dünyada kartların yeniden karıldığı kritik bir döneme girmiş bulunuyoruz. Koronavirüs salgını sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri almalıyız. Türkiye gerek stratejik konumu, gerekse tarihiyle bu sürecin tam ortasında yer alıyor. Bu değişim sürecini başarıyla yönetmek durumundayız. Tüm komşularımız ve milyonlarca kardeşimiz için güçlü olmak zorundayız. Hiçbir gücün demokrasimizin ayağına yeni prangalar vurmasına müsaade edemeyiz. Yeni dünya düzenin de hakettiğimiz yeri muhakka almalıyız.

 "Milletimizi zehirleyenlere bir an olsun taviz vermedik, vermeyeceğiz"

Neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbeler Türkiye'yi dışa bağımlı bir ekonomiye mahkum etmiştir. Ülkemiz geçmişte önüne çıkan pek çok fırsatı değerlendirememiş, kavgalar nedeniyle enerjisini kaybetmiştir. Son 18 yılda her alanda yakalanan tarihi başarının gerisinde bu yanlışa düşmemekte gösterdiğimiz kararlılık vardır. Yalan, istismar ve gerilim siyasetini kapımıza asla yaklaştırmadık, yaklaştırmayacağız. Milletimizi zehirleyenlere bir an olsun taviz vermedik, vermeyeceğiz. Bizim nazarımızda hiçbir şey Türkiye'nin istiklalinden, milletimizin birlik ver baraberliğinden daha kıymetli değildir. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Sokak terörü ile Türk siyasetini esir almaya heveslenenleri hep birlikte hüsrana uğratacağız. Kendi ikbal ve çıkarları için Türkiye'yi ateşe atmaya hazır muhterislere inat, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi gerektiğinde milletimizle sırt sırta verip vatanımız, demokrasimiz ve bağımsızlığımızı savunmaya devam edeceğiz.

"Meclis'in çatısı altındaki herkesi büyük ve güçlü Türkiye davasına destek olmaya davet ediyorum"

Buradan samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum. Meclis'in çatısı altında görev yapan herkesi büyük ve güçlü Türkiye davasına destek olmaya davet ediyorum. Gelin şehitlerimizin emanetine hep beraber sahip çıkalım, gelin 2023 hedeflerimize beraber yürüyelim. Türkiye'yi aydınlık yarınlara hep birlikte yürüyelim.