Kırım Haber Ajansı'nın haberine göre, Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, Ukrayna'daki karışıklıklardan sonra başlayan olayların Kırım Özerk bölgesine sıçradığını anımsattı.

Dışişleri Bakanlığının, olaylara ilişkin, "Tüm tarafların itidal ve sağduyuyla hareket etmesini bekliyoruz" şeklinde açıklama yaptığını hatırlatan Büyükataman, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın basın açıklamasının ötesinde bir şeyler yaparak o coğrafyadaki soydaşların hakkını koruma yolunu tercih etmesi gerektiğini savundu.

Geçen yüzyılda yaşanan sürgünlerin ve soykırımların tekrar yaşanmaması adına hükümetin bu konuda çok hassas davranmasını beklediklerini ifade eden Büyükataman,  "Başbakan Erdoğan ve Hükümeti, hem Türkiye'nin milli çıkarlarının çiğnenmesine seyirci kalmanın hem de öz be öz soydaşlarını ölüme, acıya terk etmenin Türk milletinin ve tarihin affetmeyeceği bir gaflet ve ihanet olacağını artık anlaması gerekmektedir"  değerlendirmesinde bulundu.

Büyükataman sözlerine şöyle devam etti:  

"Filistin'e, Suriye'ye birlikte ağlarken, Kırım'a ağladığımızda yalnız kaldığımızı görmek AKP iktidarının Türklük kompleksleriyle ve zihniyetleriyle anlaşılabilir, ancak unutmamalılardır ki, Türkiye'de yaşayan yüzbinlerce Kırım göçmeni ile o bölgeyle koparılamaz tarihi bağlar inşa edilmiştir. Bu bağ yıkılırsa, Diyarbakır daha savunmasız, Bursa kardeşsiz kalacaktır. Sıfır sorun diye yola çıkanlar, kendi soydaşlarını kaderine terk ederlerse, Gazze'de çözüm için onlara kimse söz hakkı tanımayacaktır.

'Biz Kırım'dan çıkarken kar yağmadı, kan aktı' ağıtlarıyla bıraktığımız Kırım'da bu sefer Türk kanı akmamalı, soydaşlarımız çaresiz bırakılmamalıdır. Bilesiniz ki Kırım Türkü asla yalnız değildir."

QHA