Devlet PKK’ya silah bıraktırmak istemedi diyen Burkay, "Nitekim devlet, PKK sınır dışına geçerken 'hepsini geçirmeyin, 500 kişi kalsın, lazım olur’ dedi. Hatta o zaman Öcalan bile bu isteğe şaşırmıştı." ifadelerini kullandı.

İstanbul'da medya yönetcileriyle kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Kemal Burkay, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Kürt sorunu ve İmralı görüşmelerine değinen Burkay, devletin 2004 yılında PKK’nın silah bırakmasını istemediğini ifade etti. Burkay, “Devlet PKK’ya 'silahınızla sınır dışına gidin’ dedi ve PKK bu isteğe uydu. Hatta o zaman PKK sınır dışına giderken çok da kayıp verdi. O zaman güvenlik güçleri, ordu, hükümetten daha etkiliydi. Niye bu fırsatı vermediler? O zaman devlet PKK’ya silah bıraktırmak istemedi. Bir boşluk oluşur diye düşündüler. PKK’nın bu silahlı gücünü başka bir yere karşı kullanmayı hesapladılar. Nitekim devlet, PKK sınır dışına geçerken 'hepsini geçirmeyin, 500 kişi kalsın, lazım olur’ dedi. Hatta o zaman Öcalan bile bu isteğe şaşırmıştı. Avukat görüşmelerine bu yansımıştı.” şeklinde konuştu.

“2002’de bu iç iktidar mücadelesiydi. İç iktidar kavgasıydı ve PKK kullanıldı.” diyen Burkay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan’ın avukatı Mahmut Şakar, askeri helikopterle Irak’a, Güney Kürdistan’a, Kandil’e geçer. PKK’nın kongresine katılır ve 'başkan Öcalan savaş kararı aldı, savaşacağız.' der. Oradakiler şaşırırlar, çünkü savaş bırakılmıştır. 1999’da savaş bırakılmıştı. Silahlar elde duruyordu. Bir kısmı itiraz eder, dağı terk eder. Nizamettin Barış, Osman Öcalan, Gani Yılmaz, dağı terk eder. Süleymaniye’ye geçer. ‘Savaşalım’ diyenler kalır ve savaşa yeniden devam ederler. Mesele budur. PKK olayı biraz da iktidar kavgasının ürünüdür. Geldiğimiz noktada AK Parti silahları susturmak istediğini söylüyor. ‘PKK sınır dışına gitsin’ diyor. Niye böyle olsun? PKK silahları bırakacaksa uzlaşmak lazım. Nasıl uzlaşılır? Ayrı bir konu.” ifadelerini kullandı.

Yıllar geçtikten sonra niye 500 silahlı kişinin içeride kalmasının istendiğinin anlaşıldığını aktaran Burkay, “İçeride Şemdin Sakık vardı. Başka çeteler vardı. Hayat boşluk kabul etmez. PKK’nın içeride kalacak 500 kişisi de muhalefet yapacaklara karşı kullanılır. Mesele bu kadar açık. Bunu herkes biliyor. Hükümet de, BDP de, PKK da… O dönemdeki yönetim buna yanaşmadı. Tabii 2002’de AK Parti iktidara geldikten sonra cunta hareketlenmesi başladı. Bu iç iktidar mücadelesiydi. Kemalist ve Ulusalcı kesimler ‘AK Parti niye kalacak?’ dedi. Ama şimdi ortaya çıkıyor. Bölge boşluk bırakmıyor." ifadelerini kullandı.