Rasathanede basın mensuplarına açıklama yapan Kalafat, orta büyüklükte meydana gelen son depremin, bağımsız olarak düşünüldüğünde hasara ve can kaybına sebep olmaması gerektiğini vurguladı.

Kalafat, ancak yöreden, otel ve birtakım binaların yıkıldığına dair bilgiler aldıklarını, bunun çok üzücü olduğunu dile getirerek, "Eminim ki bu yapılar, 23 Ekim'deki büyük deprem sonrasında hasar görmüş yapılardır" diye konuştu.

İlk depremi takip eden 3 hafta içerisinde bazı sarsıntıların devam etmesinin normal olduğunu vurgulayan Doğan Kalafat, "Bu bir fay alanı ve bunun içerisinde birçok parça var. Büyük deprem sonrasında bunun içindeki bütün parçalar kırılabilir. Çünkü oradaki bütün denge ve deprem aktivitesi değişiyor" dedi.

Kalafat, faylanma doğrultusu ve tipinin, depremlerin yeryüzündeki yansımalarını etkileyeceğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"7.2'lik deprem Van'a 30 kilometre uzaktaydı. Bu deprem ise Van'a çok yakın. Depremin gücünü etkileyen birçok faktör var. Bunlardan bir tanesi, depremin dış merkeze olan yakınlığı. İkincisi zemin faktörüdür. Zemin ve yapı kötüyse depreme dayanıklılık azalır. Bütün bu depremlerin derinlikleri çok sığ ve bu yüzden yüzeydeki etkisi fazla. Bu deprem, 7.2 büyüklüğündeki deprem sonucunda oluşan sistem içerisindeki farklı bir parçanın kırılmasıdır. Artçı deprem değildir. Bu depremin kendi artçıları oluyor. 10'a yakın artçısı oldu. Süreç olarak 3 hafta içerisinde yoğun olarak deprem aktivitesi devam edecek. Ümit ediyoruz ki bu parçaların hepsi kırılmış ve enerjilerini boşaltmıştır."

Son sarsıntıda yıkılan binaların, 23 Ekim'deki büyük depremin ardından hasar görmüş binalar olduğuna işaret eden Kalafat, "Eğer bu yapılar depreme dayanıklı inşa edilmiş olsalardı, bu büyüklükteki bir depremin hasara ve can kaybına neden olması mümkün değildi. Büyük depremden sonra özellikle Erciş'te, Van'da hasarlı binalar vardı. Vatandaşlarımız arasından bu yönde tercih göstererek evlerine girenler oldu. Oteller müşteri alarak çok olumsuz bir davranışta bulundular" diye konuştu.