Şangay İşbirliği Örgütü'nün Türkiye'nin AB üzerinde baskı kurmak için kullandığı bir araç olduğuna dikkat çeken Lagendijk, Başbakanın Şangay işbirliğinin AB'ye alternatif olmadığını bildiğini ifade etti. Şangay'ın doğru bir alternatif olmayabileceğini belirten Lagendijk, AB ve Türkiye'nin bir araya gelip yol haritası çizmesi gerektiğini ifade etti.

Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili sorularını cevaplayan Joost Lagendijk, Şangay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) dürüst olmak gerekirse Türkiye'nin AB üzerinde baskı kurmak için kullandığı bir araç olduğunu ifade etti. Bunun AB müzakerelerinin tekrar başlamasında faydalı olabileceğini belirten Lagendijk, Başbakanın Şangay işbirliğinin AB'ye alternatif olmadığını bildiğini söyledi.

"AB'NİN RESMİ POLİTİKASI DİN ÜZERİNE KURULMADI"

AB'nin Türkiye'yi Müslüman ülke olduğu için mi kabul etmediğine ilişkin soruya ise Lagendijk, bunun doğru olmadığını düşündüğünü kaydetti.

AB'nin bir Hrıstiyan kulübü olmadığını dile getiren Lagendijk, AB ülkeleri içerisinde Hindu, Müslüman vatandaşlar bulunduğunu hatırlattı. 1999, 2004, 2005'te Türkiye değerlendirilirken Müslümanlık üzerinden değerlendirilmediğini anlatan Lagendijk, 11 Eylül saldırılarından sonra Avrupa'da İslama karşı bir hassasiyet ve İslamafobi oluştuğunu ifade etti.

Bazı Avrupa vatandaşlarının Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu belirten Lagendijk, ancak bunun resmi politika olmadığını, resmi politikanın din üzerine kurulmadığını vurguladı.

"AB TÜRKİYE'YE KARŞI İKİ KONUDA ADİL OLMADI"

AB'nin Türkiye'ye karşı adil olup olmadığına ilişkin bir soruya ise Lagendijk, AB'nin Türkiye'ye iki noktada adil olmayan şekilde davrandığını söyledi. İlkinin müzakere fasıllarından bazılarının bloke edilmesi; bu sebeple Türkiye'nin o fasıllar üzerinde çalışamadığını dile getiren Lagendijk, ikincisinin de vize meselesi olduğunu belirtti.

AB'nin balkan devletlerine karşı vize noktasında daha açık davrandığına dikkat çeken Lagendijk, üye statüsündeki Türkiye'ye vize noktasında kolaylık sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Lagendijk, "Bu iki noktada Türkiye'ye adil olmayan şekilde davranıldı." dedi.

"BAŞBAKAN'I HAKLI BULUYORUM"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'ye yönelik sitemlerini haklı bulup bulmadığına ilişkin soruya da Lagendijk, haklı bulduğunu ifade etti. Başbakan'ın AB üzerine baskı kurup açık bir cevap almak istediğini anlatan Lagendijk, ancak Şangay'ın doğru bir alternatif olmayabileceğine dikkat çekti.

Bir cevap alma vaktinin geldiğini vurgulayan Lagendijk, AB ve Türkiye'nin bir araya gelip yol haritası çizmesi gerektiğini ifade etti. Önümüzdeki yıl Alman hükümetinin değişeceğini hatırlatan Lagendijk, şuan müzakerelere çok yoğunlaşılmadığını, hem Türkiye'nin hem AB'nin çözmesi gereken iç sorunları bulunduğunu kaydetti.

"BAŞBAKAN BAŞKAN OLURSA YENİ DÖNEM BAŞLAYACAK"

Türkiye için AB konusunda 2014'ün dönüm noktası olmasının sebebinin yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri olup olmadığının sorulması üzerine ise Lagendijk, 2014'ü söylemesinin iki sebebi olduğunu belirterek, Almanya'da yeni bir hükümet kurulacağını, AB'nin euro krizinde yol almış olacağını söyledi. Türkiye'nin şuan iç meseleleriyle meşgul olduğunu dile getiren Lagendijk, Anayasa, Kürt sorunu, başkanlık sistemi tartışmalarını hatırlattı. O sebeple AB'ye ayıracak çok vakti bulunmadığını anlatan Lagendijk, seçimlerden sonra Başbakan Erdoğan'ın başkan olması halinde yeni bir dönemin başlayacağını ifade etti.

"AB'NİN TÜRKİYE KONUSUNDA BELİRSİZLİĞİ VAR"

AB'nin Türkiye noktasında net olup olmadığına ilişkin soruya Lagendijk, belirsizlik olduğunu kaydetti. Sarkozy döneminde Türkiye-AB ilişkileri için çok şans olmadığını dile getiren Lagendijk, bunun yeni başkanla değişebileceğini belirtti. Aynı zamanda Almanya'daki seçim sonraki değişimin de süreci etkileyebileceğine dikkat çeken Lagendijk, Avusturya ve Kıbrıs'ın Türkiye'nin AB üyeliğine itirazları olduğunu ve bunun kolay bir süreç olmayacağını vurguladı.

2013 Fransa ve Almanya için büyük bir yıl olacağının altını çizen Lagendijk, ancak nihayetinde tüm 27 üyenin Türkiye'ye onay vereceğinin garantisi bulunmadığını ifade etti. Üye ülkelerde Türkiye'ye karşı olan bazı partilerin yönetime gelebileceği uyarısında bulundu. Türkiye'nin nihai hedefe odaklanması gerektiğini vurgulayan Lagendijk, pek çok ülkenin Türkiye üyeliğinin taraftarı olduğunu ancak Türkiye karşıtı ülkeler de bulunduğunu hatırlattı.

"ÖNÜMÜZDEKİ YIL İLERLEME OLMAZSA BU TÜRKİYE VE AB İÇİN KÖTÜ OLUR "

AB'nin Türkiye'yi kaybetme endişesi olup olmadığına ilişkin bir soruya ise Lagendijk, Türkiye'ye destek veren pek çok ülke olduğunu ancak sürecin çok uzadığını vurguladı. Türkiye'de hayal kırıklığı oluştuğunu anlatan Lagendijk, eğer önümüzdeki yıl ilerleme kaydedilmezse bunun Türkiye ve AB için kötü olacağına dikkat çekti. AB'nin küresel bir aktör olmak için Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu anlatan Lagendijk, kendisinin AB'nin Türkiye'yi kaybetmesinden endişe duyduğunu söyledi.