Arif Doğan Ergenekon soruşturması kapsamında 15 Ağustos 2008'de Ankara'da tutuklanmıştı. Ergenekon ikinci iddianamesi sanıklarından olan Doğan Adli Tıp Kurumu’nun

“hapishane şartlarında tedavi ile şifa bulamayacağı” raporunun üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edilmişti. Doğan’ın yargılaması ise tutuksuz olarak sürdürülmüştü.

 Doğan’ın Adli Tıp Kurumu raporuna göre rahatsızlıkları ise şöyleydi: Doğan dördüncü aşamada kalp yetmezliği yaşıyordu.  Koroner arter hastasıydı. Koroner by-pass operasyonu geçirmişti. Koroner stent uygulaması yapılmıştı. Ayrıca  diabet, orta derecede işitme kaybı, diyabete bağlı görme bozukluğu, sol ayakta daha şiddetli olan düşük ayak sendromu ve anksiyete bozukluğu çekiyordu.

 Raporun sonuç bölümünde ise "mevcut hastalıklar tedavi ile sonlandırılacak tipte değildir. Halen içinde bulunduğu tedavi koşulları kişide psikolojik sıkıntı ve stres kaynağıdır. Tedavisinin sağlıklı yürütülmesine engeldir. Rahatsızlıkları cezaevi koşullarında tedavi ile şifa bulamaz" denilmişti.

Duruşmaya ambulansla gelmişti

Ergenekon davası kapsamında 2011'de Arif Doğan ambulans korumaları ve bir oksijen tüpüyle kürsüye Silivri’deki mahkemeye gelmişti

 Doğan mahkemeyi uyarmıştı

İfadesinde Kurtlar Vadisi Gladyo’dan örnek veren Doğan, “Orada İskender mahkeme heyetine şunu söylüyor; ‘Sayın mahkeme üyeleri, ben bildiğim bazı şeyleri size söylersem, kaldıramazsınız, çok kötü duruma düşersiniz. Hedef olursunuz.’ Bu Gladyo’nun veya Kurtlar Vadisi’nin bir sözü değil, Arif Doğan’ın sözüdür. Anladın mı? Ben hakimleri çok severim. Onlara zarar vermek istemem. Ne sorarlarsa tabii konuşurum. Bana sordular ‘JİTEM’i sen mi kurdun’ diye. Evet, ben kurdum. Yıllardır diyorum. Bunu söylerken de ben askeri literatürün dışına çıkıyorum. ‘JİTEM yok’ diyenlere de hodri meydan diyorum. Var mı yok mu görsünler” diyerek sözlerini bitirdi.

Milliyet