AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, dün Avrupa Parlamentosunda yayınlanan Türkiye raporuyla ilgili, "Türkiye karşıtı parlamenterlerin aşırı sayıda verdiği olumsuz önergelerle raporun dengesini bozmaya çalıştıklarına bir kez daha şahit olduk" dedi.

     İngiltere'nin başkenti Londra'da temaslarda bulunan Bağış, Intercontinental Otel'de basın toplantısı düzenledi.

     Avrupa Parlamentosunda dün yayınlan ve Dış İlişkiler Komisyonunda kabul edilen Türkiye raporunun Mart ayı sonunda genel kurula sunulacağını belirten Bağış, raporun 12 Ocak'taki birinci okumasında 416 önerge verildiğini hatırlattı. 416 önergenin, 6 tanesinin aynen verildiği şekliyle ikinci okuma sonrası dün Dış İlişkiler Komisyonunda kabul edildiğini kaydeden Bakan Bağış, şöyle konuştu:

     "Raporun toplam 31 maddesinde ise farklı değişiklik önergeleri birleştirilerek ortak bir metin üzerinde mutabık kalındı. Bu süreçte, Avrupa Parlamentosunun özellikle Türkiye karşıtı parlamenterlerin, aşırı sayıda verdiği olumsuz önergelerle raporun dengesini bozmaya çalıştıklarına bir kez daha şahit olduk.

     Her sene maalesef bu olayla karşılaşıyoruz. Farklı siyasi partiler birbirleriyle adeta at pazarlığı yaparcasına, siz bizim önergemize destek verin, biz sizin önergenize destek verelim anlayışı içerisinde bazen çok mantıksız, çok saçma bir takım önergelerin de bu raporlara girebildiğini görüyoruz."

     Bağış, özellikle Güney Kıbrıs Rum yönetimi temsilcilerinin, Türkiye'de son 10 yılda gerçekleştirilen reformları görmemezlikten gelerek, siyasi açıdan kritik konuları oyuncak haline getirmeye çalışmalarının bıkkınlık vermeye başladığını ifade etti.

   

     -"Oomen-Ruijten'e teşekkür göndermek istiyorum"-

   

     Bakan Bağış, "Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporları katılım sürecine katkı sağlamak bir yana, Türkiye düşmanları ve karşıtlarının kinlerini kusmaya çalıştıkları bir belgeye dönüşmeye başladı. Buna rağmen raporun ana metnini kaleme alan Sayın Ria Oomen-Ruijten'e buradan teşekkürlerimi göndermek istiyorum. İlk defa kendisi, ana metinde, ilk taslağında, Türkiye'nin terör konusundaki hassasiyetlerini çok net vurgulayan ve AB üyesi ülkeleri, AB Komisyonunun Türkiye'nin terörle mücadelesine daha fazla destek vermesine çağıran cümlelere yer vermesi iyi niyetinin, samimiyetinin bir göstergesiydi" diye konuştu.

     Rapor konularına göre incelendiğinde 461 önergeden 195 tanesinin siyasi kriterler, yargı ve temel haklar konularıyla ilgili olduğunu belirten Bağış, 48'inin müzakere süreci ve katma protokol, 38'inin Kıbrıs konusu ve 29'unun Türkiye'nin komşuluk ilişkileriyle ilgili olduğunu ifade etti.

     Bağış, iltica ve vize konularında 24, terörle mücadele konusunda 15 ve yeni anayasa çalışmaları hakkında 14 önerge verildiğinin görüldüğünü söyleyerek, Türkiye-AB ilişkilerinin önemli ve etkili ayağı olan mali işbirliği konuları hakkında ise sadece 5 önerge verildiğini kaydetti.

     Egemen Bağış, Ria Oomen-Ruijten'in objektif olma çabalarına karşın verilen önergelerle raporun dengesinde bazı bozulmaların gerçekleştiğini belirtti.

   

     -"Sayın Başbakan'la ilgili de buna benzer birçok fezleke var"-

   

     Değişiklik önergelerin biri sonucunda "hükümet ile muhalefet arasında yapıcı bir işbirliği olması gerektiği, bu kapsamda ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik verilen fezlekenin kaygı verici olduğunun" belirtildiğini söyleyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

     "Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili belki böyle bir fezleke var ama Sayın Başbakan'la ilgili de buna benzer birçok fezleke var. Yani Türkiye'de Sayın Kılıçdaroğlu'na yönelik değil, hemen hemen birçok milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik fezlekeler var. Bunları tutup da Avrupa Parlamentosunda sanki Türkiye'de siyasilere hiçbir özgürlük yokmuş, ifade özgürlükleri yokmuş gibi bir hava vermeye çalışmak gerçekten bizi üzüyor."

     Fezlekeleri hazırlayanların yargı organları olduğunu vurgulayan Bağış, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yargı organlarına müdahalenin söz konusu olmadığını belirtti.

   

     -"Kıbrıs Rum yönetiminin şımarıklığının ispatı"-

   

     Karadağ'ın müzakere süreci başlatılırken, AB üyesi ülkelerin oy birliğiyle yeni bir karar aldığını anımsatan Bağış, 33 faslın içerisinden 2'sini öne çekerek 23'üncü ve 24'üncü fasıllar açılmadan diğer fasılların açılamayacağına yönelik karar alındığını ifade etti.

     Bu kararın altında Güney Kıbrıs Rum yönetiminin de arasında bulunduğu 27 AB üyesi ülkenin imzası olduğunu söyleyen Bağış, şunları kaydetti:

     "Bu kararı aldıktan sonra hala Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye'nin müzakere sürecinde 23 ve 24'üncü fasıllar üzerine koyduğu vetoları kaldırmaması kendi başına bir çelişkidir. Bir yandan diyeceksiniz ki bütün aday ülkeler önce bu fasılları açmalı, öte yandan da 13 faslı açmış bir ülkenin açmaya hazır olduğu halde 23 ve 24'üncü fasılları açmayı engellemeye kalkmak aslında Kıbrıs Rum yönetiminin şımarıklığının en bariz ispatıdır."

   

İNGİLTERE, KIBRIS’TA YAPTIRIMA HEVESLİ  DEĞİL

 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İngiltere'nin Kıbrıs konusunda her iki tarafı da hassasiyetle takip ettiğini belirterek, "Ama yaptırım gücü kullanma konusunda çok hevesli gördüğümü söyleyemem" dedi.

 

     İngiltere'nin, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakere sürecini desteklediğini ve bu desteğini çok net bir şekilde dile getirmekten çekinmediğini belirten Bağış, "Bu konuda bizimle işbirliği yapmaya hazır. Ama Türkiye'nin AB sürecindeki en büyük engellerden biri olan Kıbrıs meselesinde umutlu olmaya devam ederken, bu umutlarını hayata geçirme konusunda biraz temkinli yaklaşıyor. İki tarafı da hassasiyetle takip ediyor ama yaptırım gücü kullanma konusunda çok hevesli gördüğümü söyleyemem. Bu konuda kendilerini ikna etmeye çalıştık" diye konuştu.

     Bağış, İngiltere'nin garantör ülke olarak Kıbrıs meselesinde daha aktif bir politika izlemesi ve kapsamlı bir çözümün ortaya çıkması için yapıcı bir rol oynaması gerektiğini temasları sırasında vurguladığını kaydetti.

     İngiltere'nin Kıbrıs Rum yönetimi dönem başkanlığı sırasında Türkiye'nin tutumunu çok yakından takip ettiğini ifade eden Bağış, "Türklerle birlikte bir Kıbrıs devleti değil de sadece Kıbrıs Rum yönetiminin üstleneceği bir başkanlık döneminde bizim kendilerini görmezlikten geleceğimizi ama aynı zamanda Avrupa Komisyonuyla, Avrupa Parlamentosuyla ilişkilerimizi bugün olduğu gibi devam ettireceğimizi vurguladık" dedi.

     AB toplantılarına aday ülkelerin katılımı konusunun İngiltere temaslarında gündeme gelip gelmediği yönündeki bir soruya, "Buradaki sorun İngiltere'den kaynaklanmıyor, zannediyorum İngiltere'nin komşularından biri olan, AB'nin diğer büyük ülkelerinden birisinden kaynaklanan bir sorun. İnşallah o sorun da Mayıs ayında ortadan kalkmış olacak" yanıtını verdi.

     Bağış, aday ülkelerin AB toplantılarına katılımını gittiği her ülkede gündeme getirdiğini kaydederek, İngiltere'de kendileriyle bu konuya aynı hassasiyette yaklaşan müttefiklerinin olduğunu bir kez daha gördüğünü söyledi.

   

     -"Türkiye'nin tek hassasiyeti siyasi eşitlik"-

   

     "Kıbrıs'ta müzakerelerde bir sonuca varılamazsa adada bir bölünme olur mu, Türkiye'nin tavrı ne olur?" sorusu üzerine ise Bağış, "Sayın Eroğlu ve Sayın Hristofyas'ın kendi toplumlarına kabul ettirebilecekleri her çözümün arkasında olacağımızı biz Türkiye olarak belirttik. Bunun içerisinde birleşme de vardır, birleşmeme de vardır. Yeter ki iki lider kendi toplumlarına bunu kabul ettirsinler. Türkiye'nin aradığı tek bir hassasiyet vardır, o da siyasi eşitliktir. Siyasi eşitlik sağlandıktan sonra adadaki gerek Rum gerek Türk Kıbrıslıların alacağı kararın biz arkasında dururuz" diye konuştu.

     Bağış, her seçeneğin masada olduğunu belirterek, kararı Türkiye'nin değil, Kıbrıslıların vereceğini söyledi.

   

     -"Yıldırım Demirören'e her türlü desteği vermeye hazırım"-

   

     Yıldırım Demirören'in Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilmesine ilişkin bir soru üzerine de Bağış, Demirören'in neredeyse oybirliğine yakın bir oranda destekle seçildiğini ifade ederek, Demirören'e UEFA nezdinde yapacağı çalışmalarda destek vermeye hazır olduğunu bildirdi.

     Bağış, "Türkiye'nin hassasiyetleri konusunda UEFA nezdinde yapacağı çalışmalarda Yıldırım Bey'e destek vermek hem benim hem 74 milyon vatandaşımızın ortak görevidir. Eğer kendisinin UEFA ile gireceği çetin, zorlu müzakere sürecinde tecrübeli bir müzakereciye ihtiyacı olursa, 3 yıllık bir tecrübemle, 10 yıllık siyasi tecrübemle kendisine her türlü desteği vermeye hazır olduğumu dün arkadaşlara bahsetmiştim, onlar da bunu twitter'da yazmışlar" dedi.

AA- Yunus Kaymaz- Aslı Aral