Karara sevindiğini belirten Naskali, "Hurşit Tolon'un 27 Mayıs ve darbeyle ilişkilendirilmesi nedeniyle rahatsızlık duyması, yani 27 Mayısı reddetmesi benim için mutluluk kaynağı oldu. Bunun önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum." dedi.

İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Hurşit Tolon’un avukatları ile Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali katıldı. Yaklaşık 1 saat süren duruşma da Emine Gürsoy Naskali’nin dava konusu olan sözleri ‘düşünce özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilerek Hurşit Tolon’un tazminat talebi reddedildi.

Davayla ilgili Cihan Haber Ajansı’na açıklama yapan Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskali, davanın lehine sonuçlanmış olmasını düşünce özgürlüğü açısından önemli bir aşama olarak gördüğünü ifade etti. Yazdığı bir yazıda günümüzde ismi darbecilikle anılan kişilerin 27 Mayıs darbesi sırasında genç subay olduklarını ve darbe kültürüyle yetiştiklerini belirttiği için hakkında dava açıldığını anlatan Naskali şunları söyledi: “Daha önce bir yazı hazırlamıştım. Yazımda, ‘bugün darbecilik girişimlerinde karşımıza çıkanların geçmişlerine baktığımızda hepsinin 27 Mayıs’ın genç subayları olduğunu görüyoruz. 27 Mayıs bu genç subaylara darbe eğitimi vermiştir. Bu subayların kimi 27 Mayıs öncesinde harp okulu yürüyüşüne katılmıştı, kimisi Yassıada’da nöbet tutmuş, kimisi Harp Okulu’nda tutuklamaları yapmıştı. Kimisi de Hurşit Tolon gibi 1960-1962 yılları arasında Harp Okulu’nda öğrenciydi. Bunlar darbe ortamı içinde, darbenin kahramanlık sayıldığı dönemde genç subaydılar. Tabi haliyle bu atmosfer onların yetişmesinde etkili oldu. Bu yazım nedeniyle Hurşit Tolon, önce beni savcılığa şikayet etmişti. Savcılık takipsizlik kararı verdi. Arkasından Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi'ne müracaat etmiş, orası da davayı reddetmişti. Arkasından 3. safha olarak tazminat davası açtı. Bugün Çağlayan Adliyesi’nde görülen dava lehime neticelendi. Çok memnun oldum."

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un 27 Mayıs ve darbecilikle ilişkilendirilmesinden rahatsız olmasının kendisini daha çok memnun ettiğini de kaydeden Emine Gürsoy Naskali, "Memnun olduğum bir husus daha var; Hurşit Tolon'un 27 Mayıs ve darbeyle ilişkilendirilmesi nedeniyle rahatsızlık duyması, yani 27 Mayısı reddetmesi benim için mutluluk kaynağı oldu. Bunun önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

'27 MAYIS ÇOK ACILAR ÇEKTİRDİ'

27 Mayıs 1960 askeri darbesi’nin ailesine ve Türk milletine büyük acılar çektirdiğini anlatırken gözleri dolan Naskali, o günleri şöyle anlattı: "27 Mayıs’ta Büyük babam Celal Bayar Yassıada’ya götürüldü. Bir dava sürecinden geçirildi. Babam da Yasıada'da tutuldu. Bir süre sonra Kayseri’de Cezaevi'ne konuldu. Ailem 27 Mayısta büyük sıkıntılar çekti. Sadece ailem değil büyük bir çevre, Demokratik Partiye mensup büyük bir camia ve Türkiye nüfusunun büyük bir çoğunluğu büyük sıkıntılar çekti. 27 Mayıs sonrasında Yassıada'da dava süreci başlatıldı. Bu dava düzmece bir dava süreciydi. Ta başından beri neticeleri ne olacağı kararlaştırılmıştı. Senaryo önceden hazırlanmıştı. Mahkeme süreci sonunda da çok acıklı olan 3 idamla neticelendirildi."

Sözlerinin sonunda 27 Mayıs’ın Türk milletinin hafızasında ‘acı bir hatıra’ olarak kaldığını belirten Prof. Nakali, "Bu Türkiye için çok büyük bir kara lekedir. Aydın Menderes'in cenazesinde de gördük. Toplanan kalabalıklar 27 Mayıs’ın milletin hafızasında hala acı bir hatıra olduğunu gösterdi. Aydın Menderes’in cenazesine gelenler aynı zamanda babasını ve 27 Mayıs’ı hatırlayarak o günlere ve o insanlara bir vefa borcu olarak geldiler. 27 Mayısla birlikte darbelere devrim denilmeye başlandı. 1960 ile 1980’e kadar darbe milli bayram olarak kutlandı. Darbenin aleyhinde konuşmak yasaktı. O günden bu güne geçen süreci değerlendirdiğimizde bu gün büyük rahatlıkla düşünceler ifade edilebiliniyor. Bunlar çok memnuniyet verici şeyler." şeklinde konuştu.






Cihan