Paralel Yapı iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında mahkemeler arasında tahliye savaşı yaşandı. 
Son yapılan yasal düzenlemelerin ardından tutukluluk değerlendirmelerini Sulh Ceza Hakimlikleri yaparken, Paralel yapı iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmalarda tutuklanan isimler nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği yerine İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Tutuklu isimler 10. Sulh Ceza Hakiminin reddine karar verilmesi ve tahliye edilmelerini talep etti. 

“TAHLİYE İÇİN YETKİLİ MAHKEMEYE DEĞİL ESKİ ÖZEL YETKİLİ HAKİME BAŞVURDULAR” 
Tutuklu isimlerin hep birlikte kamuoyunun yakından takip ettiği Askeri Casusluk davasına bakan eski özel yetkili İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığını yapan Metin Özçelik'in hakimi olduğu mahkemeye başvurması dikkat çekmişti. 
Talebi değerlendiren Metin Özçelik, polislerin tarafsızlığını yitirdiği için 'reddi hakim talebinde bulunduğu 10 Sulh Ceza hakiminin de reddi yönünde karar verdi. Hakim Özçelik, tahliye taleplerinin gelmesi üzerine 'soruşturma savcılarından şüphelilerle ilgili dosyayı istedi. Ancak soruşturma savcılığı, yetkinin Sulh Ceza Hakimliğinde olduğunu belirterek dosyaları göndermedi. 
Bunun üzerine hakim Özçelik tahliye taleplerini değerlendirmesi için ise dosyayı Hrant Dink davasına bakan eski Özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üye hakimi Mustafa Başer'in hakimliğini yaptığı İstanbul 32. Asliye Ceza Hakimliği'ne gönderdi. 

“DOSYALARI GÖRMEDEN TAHLİYE ETTİ” 

Savcılığın soruşturma dosyalarını 'yetkili olmadığı' için göndermediği hakim Başer, soruşturma dosyalarını incelemeden kararını açıkladı. 
Hakim Başer, Samanyolu TV yöneticisi Hidayet Karaca ile Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer ve Ömer Köse gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 75'e yakın ismin tahliyesine karar verdi. 

“SULH CEZA HAKİMLİĞİ HUKUKSUZ TAHLİYELERİ DURDURDU” 
Mahkemenin bu kararının ardından Nöbetçi İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği yeni bir karar verdi. Yetkinin kendisinde olduğunu belirten İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği 'İstanbul 29. ve 32. Asliye Ceza Mahkemelerinin kararlarının geçersiz olduğunu, soruşturma aşamasındaki tutuklama ve itirazları değerlendirme yetkisinin Sulh Ceza Hakimliğinde olduğuna' hükmetti. Sulh Ceza Hakimliği bu kararını polislerin tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden sorumlu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na da göndererek polislerin tahliye edilmesinin önüne geçti.