Bu itirafın ardından Kadıköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 'tespit' davası açan Hanife Gökdemir, karartma tehlikesine karşı Serter'deki delillere el konulmasını istemişti. 1998'de Beyazıt kampüsünde ikna odasına sokulan Tarih bölümü 3. sınıf öğrencisi Gökdemir'in yaptığı suç duyurusu, hâlâ adliyede bekliyor. Meclis'ten kamera kayıtları istenmesine rağmen bir sonuç alınamadı. İstanbul Üniversitesi'nin 'görüntüleri gönder' çağrısına ise Serter, "Videoları vermeyeceğim, rektör de soruşturma açamaz." cevabını verdi.

 

İstanbul Üniversitesi (İÜ), 28 Şubat sürecinde başörtülü öğrencilere yönelik mağduriyetlere ev sahipliği yaptı. O dönem İÜ rektör yardımcısı olan Nur Serter, ikna odalarını kurarak öğrencilerin okula başı açık olarak girmelerine çabaladı. Serter, 2010'da Star'a verdiği bir röportajda da ikna odasındaki görüşmelerin tümünü kayda aldığını itiraf etti. Serter'in "Kendimi hukuk karşısında korumak için kayıtları aldım. Zamanaşımına uğradığı için de imha edeceğim." ifadeleri, mağdurları harekete geçirdi. İlk hukukî girişim 5 Kasım 2010'da, o dönemde İstanbul Üniversitesi'nde tarih bölümü öğrencisi olan Hanife Gökdemir'den geldi. Ayrıca Adalet Platformu adına Adem Çevik de ceza ve tedbir davası için suç duyurusunda bulundu. İkna odası mağduru Gökdemir'in avukatı Cihat Gökdemir, Serter hakkında hem YÖK'e hem de Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe yazdı. YÖK, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nden döneme ait doküman ve kayıtları istedi. Ancak üniversite, o dönemde rektör yardımcısı olan Serter'in, video kayıtlarını kendi arşivine aldığı için YÖK'e ellerinde herhangi bir belgenin olmadığını söyledi. Daha sonra Rektör Yunus Söylet, Nur Serter'e bir yazı göndererek söz konusu kayıtları istedi. Gökdemir, kamera kayıtlarının kendisinde olduğunu ve imha edeceğini söyleyen Serter'in ifadelerine dayanarak, bir dilekçe daha yazdı. İkna odası mağduru, Kadıköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak, videolar için tedbir kararı alınmasını da talep etti. Ancak Serter kayıtları vermedi. Söylet'in kayıtları istediği yazısına "Videoları o insanlara saygı duyduğum için vermeyeceğim, rektör de herhangi bir soruşturma açamaz." cevabını verdi. Serter'in dokunulmazlığı sebebiyle ifadesi alınamadı ve dava açılamadı. TBMM'den soruşturma izni çıkması halinde Serter, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) yer alan 7 ayrı suçtan yargılanacak. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlamaları bunlardan birkaçı.