Referandumun Ukrayna toprak bütünlüğünü ihlal etmesi ve uluslararası hukuk umdeleri ile uyumlu olmamasından kabul edilemez nitelikte olduğunu belirten Davutoğlu, “Referandumun meşruiyeti yok.” dedi. Davutoğlu, buna gerekçe olarak da hem Birleşmiş Milletler, hem Avrupa Konseyi kararları hem de Ukrayna Anayasası'nın yanında 1994 yılında Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunması karşısında nükleer silahlarından vazgeçtiği ve altında İngiltere, Rusya ve ABD'nin imzası bulunan Budapeşte Mutabakatı'nı hatırlattı. 

Kırım'ı Ukrayna'dan koparıp Rusya'ya bağlayacak olan referandumda oylama sona ermişti. İlk gelen bilgilere göre referandumda oy kullananların yüzde 93'ünün Rusya ile birleşmeye 'evet' dediği bildirilmişti. Kırım’da nüfusun yaklaşık yüzde 13'ünü oluşturan Kırım Tatarları ise referandumu boykot etmişti. Bugün Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada da Kırım'ın bağımsızlığını ilan eden resmi kararın Parlamento'da kabul edildiği bildirilmişti.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün Kırım Tatar Milli Meclisi eski Başkanı ve Ukrayna Meclisi üyesi Mustafa Kırımoğlu ile Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki isim ortak basın toplantısı düzenledi.

Açıklamasında referandumla ilgili değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Kırım’da dün gerçekleşen biraz da emrivaki şekilde gerçekleşen referandum konusunda uluslararası toplum ile temas halindeyiz. Rusya ile yaptığımız görüşmelerde de ilkesel tutumuzu açık şekilde ortaya koyduk. Türkiye için bu konuda 3 ilkesel perspektif vardır. Birincisi uluslararası hukuk ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü. Soğuk Savaş sonrasında birçok krizde bu ilke toprak bütünlüğü ilkesi sarsıldığında ne büyük gerilimler yaşandığına hepimiz şahit olduk. Özellikle AGİT çerçevesinde BM metinleri çerçevesinde Avrupa Konseyi kararları çerçevesinde Ukrayna toprak bütünlüğü esastır. Ortaya çıkan her mesele Ukrayna’nın toprak bütünlüğü etrafında tartışılmalıdır. Ukrayna Avrasya’daki birçok ülke gibi çok kültürlü ve dinlidir. Kiev’de her kesimi kuşatan bir yönetimin oluşması da yine önemli bir ilkedir. Kırım Tatarlarının haklarını korumaları da uluslararası hukukun gereğidir.” şeklinde konuştu.

"REFERANDUM KABUL EDİLEMEZ"

Davutoğlu, “Dünkü Kırım’da yapılan referandum bu anlamada Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ihlal etmesi ve Ukrayna’nın anayasal çerçevesi, uluslararası hukuk umdeleri ile uyumlu olmamasından kabul edilemez niteliktedir. Sonuçları itibariyle de uygulamaya konuş biçimiyle de. O bakımdan birçok ülkeyle birlikte biz de bunun bir kez daha kayda geçilmesine önem veriyoruz. Ukrayna bizim için stratejik ortaktır. Bu ortaklık çerçevesiyle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konumundaki tutumumuz esastır.” şeklinde konuştu.

Ahmet Davutoğlu, “İkinci unsur olarak Kırım bütün Ukrayna gibi bizim için dost bir ülkenin bir parçasıdır. Ancak tarihi bir bakımdan Kırım Tatar Türklerinin oradaki mevcudiyeti bakımından çok özel önem ifade eder. Oradaki Türklerin barışı huzuru eşit vatandaşlık haklarınsa sahip olarak yaşaması Türkiye’nin hiçbir zaman vazgeçmediği bir ilkedir. Kırım Tatar Türkleri asırlarca o topraklarda yaşamış bundan sonra da ebediyete kadar yaşayacak olan o toprağın asli unsurudur. Asli temel tarihi bir parçasıdır. Kırım Tatar Türklerin o topraklarından sürülmesi insanlık tarihi açısından büyüük bir suçtur. Bu yüz kızartıcı tutumun geriye döndürülmesi de mümkün değildir. Kırım Türkleri o topraklarda kalacaklardır kıyamete kadar da o topraklarda yaşayacaklardır. Kırım’daki diğer etnik ve dini unsurlarla barış içinde eşit vatandaşlar olarak yaşamalıdırlar.” diye konuştu.

Davutoğlu, referandumla ilgili bir soru üzerine de “Gönül isterdi ki krizin ilk aşamasında olaylar ilke başladığında Ukrayna içinde çözüm bulunabilseydi. Yine gönül isterdi ki kriz tırmandığında krize muhatap olabilecek bütün ülkeler bir araya gelip Ukrayna’nın toprak bütünlüğü etrafında destek ifade edebilseydi. Maalesef bu adımlar atılamadığı için gittikçe yükselen tansiyon dünkü referanduma kadar geldi.” diye konuştu.

BUDAPEŞTE MUTABAKATINI HATIRLATTI

Davuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünkü referandumun uluslararası standartlarda herhangi bir şekilde özgür iradelerin beyan edildiği gözlemcilerin olduğu herkesin katıldığı bir referandum niteliğinde değerlendirilmesi mümkün değil. Aynı şekilde Ukrayna Anayasası ve Budapeşte 1994 mutabakatı çerçevesinde de Ukrayna'nın toprak bütünülüğü konusunda bir referandum yapılması da başlı başına hukuk dışıdır. 1994’te Ukrayna eğer bilseydi ki ilerde böyle bir riskle karşı karşıya kalacak belki de nükleer silahlardan vazgeçmezdi. Nükleer silahlardan vazgeçerken toprak bütünlüğü teminatını alarak vazgeçmişti. 1994 Budapeşte mutabakatı uluslararası bir metin olarak ve altında Rusya’nın İngiltere’nin ABD’nin imzası olan bir metin olarak böyle bir referandumu gayri meşru görür. Toprak bütünlüğü etrafında referandumların seyretmesi bölgede daha önceki donmuş krizler ki bütün Karadeniz civarında var, bir anda çok daha fazla ülkede kriz çıkmasına da sebebiyet verir. Bunu görüştüğüm bütün muhataplarımla paylaştım. Türkiye’nin kaygısı hem Kırım ile ilgilidir hem de Ukrayna ile ilgilidir ama onun ötesinde Soğuk Savaş’tan intikal eden 90'lı yıllarda çatışma sebebi olması hasebiyle donmuş olan birçok mesele var. Bir kere buna izin verilirse bütün bölgeye istikrarsızlık gelir. O bakımdan ilkesel tutum takındık. Bu tutum herhangi bir ülkeye karşı olma değildir. Ümit ederiz ki bu referandumun olmamasını isterdik. Şu anda da geçersiz olduğunu düşünüyoruz. Meselenin AGİT Avrupa Konseyi ve BM prensipleri etrafında ele alınması ve o çerçevede çözüme kavuşturulması önemlidir. bu referandum sonrasında dahi çözüm yolları kapanmış değildir. Diplomasini süratle devreye girmesi ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğü içinde ve Ukrayna’nın genel olarak bütünüyle de ilgili bir anayasal reform çerçevesinde müzakerelerin başlaması varsa kendi aralarında ihtilaf bu yolla çözülmeli. Bu olmaması durumunda bölgedeki istikrarsızlığın bozulması herkese zarar verir.”

Bundan sonra atılacak adımlar konusunda istişarelerini sürdürdüklerini belirten Davutoğlu, “Biz herkesle temaslarımızı sürdüreceğiz. Bu meselenin barışçıl yollarla çözülmesi adına gerekli adımların atılmasını sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

REFERANDUMUN MEŞRUİYETİ YOKTUR
Referandum konusunda Türkiye’nin tavrı sorulan Davutoğlu, “Bu referandumun tanınmadığını açıkça söyledim, bu referandumun meşruiyeti yoktur. Yapacağımız açıklamada da bunu çok net ifade ediyoruz. Atılacak adımlar konusunda da bütün taraflar, AB ile de temas halindeyiz NATO ile temas halindeyiz. Bir Soğuk Savaş döneminden kalan blok anlayışını doğru görmeyiz. Türkiye NATO üyesidir, AB ile müzakere yürüten bir ülkedir. Avrupa değerlerine önem veren bu anlamada Rusya’nın da katıldığı Avrupa Konseyi ve AGİT çerçevesindeki bütün mutabakatlarda Türkiye bunu söylemiştir. Rusya’nın olduğu uluslararası kurumlarda da birlikte çalıştık. Olmadığı yerde de… Türkiye bütün ülkeler içinde hem Ukrayna hem Rusya’ya aynı anda komşu olan ve aynı zamanda Kırım’a doğrudan ‘access'i olan yegane ülkedir. Herhangi bir ülkeden çok daha fazla etkilenmemiz doğaldır, herhangi bir ülkeden daha fazla barış yönlü diplomasiyi desteklememiz de doğaldır.” dedi.

KIRIMOĞLU: SENARYO VE RAKAMLAR BAŞKA YERDE YAZILDI

Mustafa Kırımoğlu ise bir soru üzerine yaptığı kısa açıklamada referandumun Ukrayna anayasasına aykırı olduğunu vurguladı. Kırımoğlu, referandumun gözlemciler olmadan gerçekleştiğinin altını çizdi. Aldıkları bilgilere göre Tatarların yüzde 99’unun referanduma katılmadığını söyleyen Kırımoğlu, bölgede Tatarların yanı sıra Ukraynalılar ve Rusyalıların da bulunduğunu anımsattı. Bölgede yaşayan Rusların da bölgeye gelen Rus askerleri için “Siz bizi kurtarmaya mı geldiniz, biz sizi çağırdık mı?” diye tepki gösterdiğini, bir Rus kızının da “Ben Rus olduğumdan utanıyorum” dediğini aktardı. Kırım Tatarları’nın referanduma katılması halinde hiçbirşeyin değişmeyeceğini vurgulayan Kırımoğlu, “Senaryo başka yerde yazıldı, bu rakamlar başka yerde yazıldı. Referandumun hiçbir önemi yok. Normal hiçbir ülke bu referandumu tanımayacak.” diye konuştu.