Dağcı için ilk olarak Akmescit'teki Kebir Camisinde cenaze namazı kılındı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu burada yaptığı konuşmada, bugünün "vuslat günü" olduğunu söyleyerek, "Bugün vatan aşkı ile yanan bir insanın vatanına kavuştuğu gündür" diye konuştu. 

Bakan olarak yaptığı görevler içinde belki de en anlamlısının bu cenazeye katılmak ve Dağcı'nın naaşının Kırım'a getirilmesini sağlamak olduğunu belirten Davutoğlu, naaşın Kırım'a getirilmesinin sadece kendisinin değil Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve 74 milyonluk Türk halkının üstüne düşen bir görev olduğunu kaydetti. 

Davutoğlu, yazar Dağcı'nın da dediği gibi bu mukaddes toprakları vatan edinen kahramanlara, yani Kırımlı Türklere teşekkür borçları olduğunu söyleyerek, ortaokul ve lise yıllarında okuduğu Dağcı romanlarından zihninde kalan hususlardan en önemli üçünü şöyle anlattı:


"Birinci olarak Dağcı vatanı ile anasını özdeşleştirir. Vatanı anlatırken anasını, anasını anlatırken aslında vatanını anlatır. Onun için de eğer bir milletin içinde o kültürü çocuklarına anlatan analar varsa, o millet nereye sürülürse sürülsün ayakta kalır. İkinci olarak Dağcı vatanı ile dilini özdeşleştirir. Eğer bir millet diline sahip çıkmışsa, dilini yaşatmışsa, kültürünü inançlarını aktarma kabiliyetini sürdürüyorsa o millet yok edilemez. Üçüncü olarak da vatan ile özgürlük. Dağcı, uzun esaret yılları altında vatanından uzak kaldı, İngiltere'ye gidişi ile belki fiziki özgürlüğe kavuştu, ancak eserlerinde bize şu mesajı verdi: eğer vatanınızda değilseniz fiziki olarak özgür olursunuz, ama kendinizi ruhen esaret altında gibi hissedersiniz.

 

Bugün bir vuslat günüdür; Dağcı'nın anasına, toprağına, Kırımlı kardeşlerine kavuşma günüdür. Dağcı gerçek özgürlüğüne bugün kavuşmuştur. Belki ruhun bedenden ayrılışı ile tabiri caizse ontolojik varoluş bitmiş gibi gözükse de, manevi varoluş bugün başlıyor." 

Bakan Davutoğlu, bu nedenle Dağcı'nın ölüm haberini aldığında esaretin ebediyen bitmesi gerektiğini, bu esaretin bitmesinin ancak Dağcı'nın naaşının Kırım toprakları ile buluştuğu zaman olacağını düşündüğünü ve devreye girdiğini kaydetti. 

Dağcı'nın naaşının Kırım'a getirilmesi ile aynı zamanda Karadeniz'in iki yakasının, ebediyen dost kalacak olan Türkiye ile Ukrayna'nın buluştuğunu belirten Davutoğlu, çabalarından dolayı Ukrayna yetkililerine de teşekkür etti. Davutoğlu, Dağcı'yı rahmetle anacaklarını söyleyerek, "Emaneti olan ana topraklarına, güzel Türkçemize ebediyen sahip çıkacağız" dedi. 

Kültür Bakanı Günay da konuşmasında Dağcı'nın cenazesinin Kırım'a dönüşünü vuslata benzeterek, bugünün aslında bir toy, yani bayram günü olduğunu belirtti. "Anadolu topraklarında büyük Mevlana'nın hakka yürüyüşünü, yaratana kavuşma gününü de böyle kutlarız" diyen Günay, bugünün Dağcı için de bir kavuşma günü olduğunu kaydetti. Günay şöyle konuştu: 

"70 yıldır yüreği Kırım'dan, annesinden, konuştuğu dilden, doğduğu köyden hiç kopmamış olan bir büyük insanı, anıtı, çınarı, doğduğu topraklara tekrar kavuşturuyoruz. Bugün dilimizin, kültürümüzün en büyük çınarlarından birini bir daha olmamak üzere, yapraklarını dökmemek üzere, hazan-kış yaşamamak üzere vatanına emanet ediyoruz."

Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in kıldırdığı cenaze namazının ardından Dağcı'nın naaşı, doğduğu Kızıltaş köyünde toprağa verildi.

Kırımlılar: Türk agalar bize Cengiz agamızı getirdi  

Türkiye’nin girişimleri sonucu, vefat ettiği Londra’dan memleketi Kırım’a cenazesi getirilen edebiyatçı Cengiz Dağcı için Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Simperofol’daki Akmecsit Kebir Camii’nde cenaze namazı kılındı. Cenaze töreninde konuşan Kırım Özerk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Abdulcemil Kırımoğlu, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu kastederek “Türk agalar bugün buraya Cengiz agaımızı bize getirdi.” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, eski bakanlar Hasan Celal Güzel ve Mehmet Sağlam’ın da içinde yer aldığı 200 kişilik heyetin de katılımı ile Ceniz Dağcı’nın cenaze namazı kılındı. Cenaze töreninde konuşan Kırım Özerk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Abdulcemil Kırımoğlu, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu kastederek “Türk agalar bugün buraya Cengiz agamızı bize getirdi. Kendilerine şükran ve minnetlerimizi iletiyoruz. Uzun yıllar esaret altında kalan ve memleketinden ayrı yaşayan Cengiz Dağcı, bugün doğup büyüdüğü topraklara, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu sayesinde getirilmiştir.” dedi.

Davutoğlu ise konuşmasında esas teşekkür edilmesi gereken kişinin Cengiz Dağcı ve Kırım Tatarları olduğunu söyleyerek, “O günlerde esaret altında yaşadı ama bugün doğduğu topraklara defnedilmek için bile olsa getirildiği için esareti bitmiştir. Yaşamı boyunca eserleri ile bize yol gösteren Dağcı, kitaplarında ana, vatan, bayrak dil, özgürlük temalarını işleyerek bize bir ışık olmuştur.” diye konuştu.
Bakan Davutoğlu, Dağcı’nın naşının Kırım'a getirilmesi sürecini şöyle anlattı: “Bir programdayken, cep telefonuma bir mesaj geldi. Bir Kırımlı dostum, Cengiz Dağcı’nın ölüm mesajını bana geçti. Onun vefatı ile birlikte Cengiz Aytmatov da gözümde canlandı. Hem Cengiz Dağcı, hem de Cengiz Aymatov ikisi de büyük birer şahsiyetler. Yıllarca memleketinden uzakta kalan Dağcı’nın vatan hasretine duyarsız kalamazdık. Biz de hemen devreye girdik. Bu konuda bize Ukrayna devleti de çok büyük yardımlarda bulundu. Sayın Başbakan’ımızın da talimatı ile Dağcı’nın naaşını sevenlerine, sevdiği yere kavuşturmuş olduk.”

Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez cenaze namazını kıldırdı. Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından, Dağcı’nın naaşı defnedilmek üzere Simperofol’e 100 km uzaktaki Yalta’ya bağlı Kızıltaş köyüne doğru konvoy eşliğinde yola çıkartıldı. Cenazede sık sık duygulana Bakan Ahmet Davutoğlu ve Ertuğrul Günay, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Deliömeroğlu, yazar Nazlı Eray da katılanlararasında yer aldı.

NOT: Merhumun cenaze töreni ve defni ile ilgili fotoğraflar sitemizin FOTO GALERİ bölümünde albüm olarak görülebilir