İngiliz vatandaşı Andrew Graystone, Yeni Zelanda’daki terör saldırısından sonra yaşadığı Manchester kentindeki bir cami önünde "Sizler benim arkadaşımsınız. Siz namaz kılarken nöbet tutuyor olacağım."yazılı dövizle cuma namazı süresince beklemesiyle dikkati çekti. 

Bu sırada çekilen bir fotoğrafı sosyal medyada yayımlanınca tüm dünyadan teşekkür mesajları alan 57 yaşındaki Graystone, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yeni Zelanda’daki saldırı karşısında dehşete kapıldığını belirtti.

Aynı zamanda tüm dünyadaki Müslümanların özellikle de kendi bölgesindeki Müslümanların nasıl hissedebileceğini anlamaya çalıştığını dile getiren Graystone, "Üzgün, belki kızgın aynı zamanda korkmuş olabileceklerini düşündüm çünkü Christchurch’teki saldırı her yerde olabilir." dedi. 

"Sizler benim arkadaşımsınız"

Graystone, yaşadığı Manchester kentindeki Medine Camisi'ne gidip Müslümanlara destek verme fikrinin anlık geliştiğini belirterek, şunları söyledi:

"Evime yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesinde olan bir camiye gitmeye karar verdim. Caminin dışında bekleyip gelenlere gülümsemeyi, belki 'merhaba' demeyi ve Yeni Zelanda için başsağlığı dilemeyi düşündüm ancak ardından sadece dışarıda öylesine durursam bunun biraz aptalca görüneceği aklıma geldi. Bunun üzerine bir kağıt ve kalem alıp ‘Sizler benim arkadaşımsınız. Sizler namaz kılarken nöbet tutuyor olacağım’ yazdım."

"Çok mutlu ve dostça bir atmosferdi" 

Namaz devam ederken caminin kapısının önünde beklemeyi ve yolu izlemeyi sürdürdüğünü ifade eden Graystone, "Ancak imamın beni görüp camiye girdiğinden, hutbede benden bahsettiğinden ve niçin orada olduğumu söylediğinden haberim yoktu. Namaz sonrası insanlar camiden çıkarken gülümsediler ve elimi sıktılar. Çok mutlu ve dostça bir atmosferdi." diye konuştu. 

"Nefret bizi hiçbir yere götürmez"

Graystone, böylesine bir tepkinin sebebinin ne olabileceğine ilişkin bir soru üzerine ise "Çünkü çoğu yerde karanlık zamanlar yaşanıyor. Dünyada çok kötü şeyler oluyor. Belki insanlar yapabilecek çok basit bir şey olduğunu gördüler ve bundan cesaret aldılar. Dünyada çok fazla korku var. Son günlerde anladığım şeylerden biri herkesin belli seviyede bir korku barındırıyor olması. İngiltere’deki Müslümanlar bile güvende olup olmadıklarına ilişkin azda olsa bir korku içindeler. Dostluğun korkuya verilecek en doğru cevap olduğunu biliyorum." değerlendirmesini yaptı. 

Graystone, İslam’dan ve Müslümanlardan nefret edenlere "Nefret bizi hiçbir yere götürmez." diye seslendi. 

"Komşularımızı dostlarımız yapabiliriz"

Nefretin bir sebep değil sonuç olduğunu, bunun da yabancı insanlardan korkmaktan kaynaklandığını dile getiren Graystone, şöyle devam etti: 

"Eğer yabancıları dostunuz yaparsanız bu korku ortadan kaybolacaktır. Bunu da çok sayıdaki Müslüman arkadaşımdan biliyorum. Herkes bizden farklı ve tanıyana kadar biraz korkutucu ancak ardından hepimizin öncelikle bir insan olduğumuzun ve arkadaş olabileceğimizin farkına varıyoruz. Arkadaşlık teklif ederken az da olsa bir riskle karşı karşıyayız, bu risk teklifimizin kabul edilip edilmeyeceği ile ilgili. Bu küçük riski alabilirsek komşularımızı dostlarımız yapabiliriz."