Buradaki komutanlarının baskısıyla mahkûmlara 'akla hayale gelmedik' işkenceler yapmak zorunda kaldı. Bu yüzden psikolojisi bozuldu. Askerlik sonrası girdiği ruhî bunalımdan kurtulamadığı için evlenemedi. Annesini de kaybedince yapayalnız kaldı. Eşlik, darbenin yaşayan mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'ya dava açılması üzerine cuntacılar ve Mamak Cezaevi'ndeki görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılığa verdiği dilekçesinde ise ismini tek tek saydığı işkence mağdurlarından helallik istedi: "Bizi insanlıktan çıkarmışlardı, işkence ettiğim insanlar ne olur haklarını helal etsin."

Şimdiye kadar Mamak Cezaevi'nde yaşananları hep mağdurlar anlattı. İşkence yapanlar ise yıllarca sessizliğini korudu. İşkence yapanlardan Kamil Atliman, sessizliğini bozarak önemli itiraflarda bulunmuştu. Zaman'a konuşan Atliman, askerliğini bitirdikten sonra senelerce psikolojik tedavi gördüğünü, işkence yapması için kendisine dayak atıldığını söylemişti. Atliman'ın ardından Doğan Eşlik de konuştu. 1982 yılında girdiği Mamak Cezaevi A Blok'ta 20 ay görev yapan Eşlik, aradan 30 yıl geçmesine rağmen yaşadıklarını unutamıyor. Eşlik, darbe yıllarında askerlerin durumlarının da mahkûmlardan farklı olmadığını ifade etti. Komutanların, kendilerini kimse ile görüştürmediklerini dile getiren Eşlik, "Beni Mamak'a ziyarete gelenlere 'Burada böyle bir asker yok.' deyip geri göndermişlerdi. 20 aylık askerlik dönemimde ailemi görmeme bir defa izin verdiler. Bizim hayatımız da mahkûmlarınki gibiydi. Biz de dayak yiyorduk." dedi.

Doğan Eşlik, kendilerine işkence için özel bir eğitim verildiğini belirtti. Bunun için, bazı komutanların görevlendirildiğini kaydeden Eşlik, "Komutanımız bize 'Direkt boyna vurmayın iz kalır. Buraya vurmayın bu olur. Şuralara vurun deniliyordu. Mahkûm cinsel organını tutsun, eğilsin. Siz, kalçalarına coplarla vurun. Ellerine vurun, bacaklarının şuralarına vurun.' şeklinde bir mahkûma nasıl işkence edileceğini öğretiyordu." diye konuştu. Eşlik, mahkûmlara emredilen şekilde işkence yapılmadığı takdirde askerlere de dayak atıldığını anlattı: "Mesela bir sayımda mahkûmun eline yavaş vurdum. Bunu gören Üsteğmen Ahmet Kelek, 'Aynı görüşten misiniz lan?' diyerek copla bana vurmaya başladı."

Mahkûmlara yaptığı işkencelerden dolayı pişman olduğunu belirten Doğan Eşlik, "Bizi insanlıktan çıkarmışlardı. Vurduğumuz, işkence ettiğimiz kişiler hakkını helal etsin. Mesela Oğuzhan Müftüoğlu, Mehmet Ali Yılmaz, Halil İbrahim Arı, Şaban Değirmenci, Melih Değirmenci, Cem Öz, Levent Babacan, Recep Küçükizsiz, Galip Gök, Erdem Şenocak, Yılma Durak. Bu insanlara dayak attığım için pişmanım." açıklamasını yaptı. Cezaevinde işkence gören mahkûmlardan Şaban Değirmenci ile yıllar sonra Antalya'da karşılaştıklarını dile getiren Eşlik, "O zaman çok korktum. Bir yere oturmamız için çağırdı. Pastaneye gittik. Biraz sohbet ettik. Bana, 'Mamak yargılanacak. Sen de korkma, bizden sana bir zarar gelmez.' dedi." şeklinde konuştu.

Mamak yerine savaşa gitmeyi tercih ederdim

12 Eylül cuntası ve Mamak Askerî Cezaevi yöneticileri hakkında şikâyetçi olan Doğan Eşlik, "Dava açma sebebim, her Türk genci gibi askerlik yapmama darbecilerin mani olmasıydı. İnsanlığın ayaklar altına alındığı bir ortamda mahkûm gibiydim. İşkence bize de yapıldı. Psikolojimizi, insani iradelerimizi kırıp hayvan gibi mahkûmları bize dövdürmekti amaçları. Keşke cephelerde savaşsaydım da Mamak'ta askerlik yapmasaydım." şeklinde konuştu. Eşlik, idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu ve İsa Armağan'ın cezaevinden kaçmasına yardımcı olan asker Abdülkadir Böcü'ye yapılanları da şöyle anlattı: "Böcü'yü hücreye atmışlardı. Her sayımda, her yemek alışlarında, her havalandırmada kafası bozulan herkes dövüyordu onu. Amaç, gözdağı vermekti. Bir daha böyle firar edenlere yardım edilmesin diye bunu yaparlardı. Biz de biliyorduk ki en ufak hatamızda bizleri döveceklerdi."

(Zaman)