Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 50'nci toplantısı, Bağış, Genişleme Komiseri Stefan Füle ve dönem başkanı Danimarka'nın Avrupa İşleri Bakanı Nicolai Wammen'in katılımıyla yapıldı.

     Toplantı sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Bağış, vize müzakereleriyle ilgili, "Türkiye'de güzel bir laf var, 'ne kadar ekmek o kadar köfte' diye. Eğer karşı taraf olumlu yaklaşırsa Türkiye de kendi üzerine düşen sorumluluklarını o kadar hızlı bir şekilde gerçekleştirir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

     Bakan Bağış, "Bugüne kadar diğer ülkelerle bu müzakereler yaklaşık 3 yıl sürmüş. Herşey yolunda giderse Türkiye için de farklı olmamasını bekliyoruz" ifadesini kullandı.

     Vize muafiyetinin 2 taraf için de kazan-kazan anlamına geldiğini kaydeden Bağış, Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirirken AB'nin de aynı bilinçle hareket edeceğinden şüphe duymadığını vurguladı.

     Başmüzakereci Bağış, "Gerçekten 1980 askeri darbesi sonrası vizyonsuz bazı kararların ve yaklaşımların neticesi olan ve Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkileyen bir süreci geride bırakmaya başladığımız günleri yaşıyoruz. 32 yıldır yaşanan çağdışı vize anlayışının, vize işkencesinin artık son bulacağı günlere herzamankinden daha yakın olduğumuzu hissediyoruz" şeklinde konuştu.

     Egemen Bağış, "Vize trajedisinin en canlı tanığı Ankara'nın Paris Caddesi'dir. Oradaki görüntüler birçok belgesele, filme, romana, öyküye konu olmuştur. Ama yavaş yavaş onların artık unutulduğunu, geçmişte kaldığını hep birlikte göreceğiz" dedi.

     Ortaklık Konseyi'nde, katılım müzakerelerinde bazı üyelerin yarattığı sıkıntılara rağmen Türkiye'nın hızla devam eden reform sürecini değerlendirme imkanı bulduklarını kaydeden Bağış, sivil anayasa çalışmalarına destek veren AB'ye teşekkür etti.

     Bağış, yargı reformuyla ilgili TBMM ve Bakanlar Kurulu gündemindeki paketlerin, AB'nin üzerinde durduğu ifade özgürlüğünden tutukluluk süreleri ve yargılanma hızlarına kadar önemli düzenlemeleri içerdiğini anlattı.

     TBMM'de geçen hafta onaylanan Kamu Denetçiliği Kanunu ve dün onaylanan İnsan Hakları Kurumu Kanunu'nu örnek göstererek reform sürecine bağlılıklarını anlatan Bağış, "AB ile pozitif gündemin gerçekten anlam kazanması için fasıllar üzerindeki siyasi blokajların kaldırılmasını" istedi.

   

     -"Ucu açık bir süreç değil"-

   

     Genişleme Komiseri Füle ve Danimarkalı Bakan Wammen ise AB'nin dün aldığı vize muafiyeti müzakerelerini başlatma kararında uzun vadeden bahsedilmesinin "ucu açık bir süreç anlamına gelmediğini" vurguladılar.

     Füle, "Vize muafiyeti yarın olmayacak ama konuşmayı bıraktık, vize muafiyeti hedefiyle çalışmaya başladık. Uzun vade ucu açık süreç anlamına gelmez. Somut bir gündem var yani süreç siyasi kararlarla değil (yerine getirilecek) yükümlülüklerle ilerleyecek. Sonuncu olarak her ülkenin şartları kendine özgü. (Vize muafiyeti konusunda) tarih vermek için erken" dedi.

     Stefan Füle, bu süreçte Türk vatandaşlarının vize işlemlerini kolaylaştıracak adımlar atmaya devam edeceklerini dile getirdi.

     Anayasa çalışmalarından duyduğu memnuniyeti de vurgulayan Füle, ileriye atılmış bir adım olan yeni anayasanın mümkün olduğunca kapsayıcı ve şeffaf bir süreçte hazırlanmasını istedi.

     Füle, Türkiye'den özellikle ifade özgürlüğü kapsamında yeni reformlar beklentisine değinerek, "İşleyen bir demokraside farklı fikirler, muhalif görüşler dinlenmeli ve saygı görmelidir" dedi.

AA