Darbe girişimi davalarına konu olan 2002-2004 döneminde kara kuvvetleri komutanlığı yapan Aytaç Yalman, yaşadıklarını iki ciltlik bir kitapta topladı. Hafta sonu piyasaya çıkan kitapla ilgili Hürriyet gazetesine konuşan Yalman, Balyoz Davası'na bakışını anlattı.

Yalman davaya konu olan ve 1. Ordu Komutanlığı'nda Çetin Doğan öncülüğünde yapılan seminerin emrine aykırı şekilde gerçekleştiğini dile getirdi:

"Bir tatbikat vardı; bununla ilgili bir teklifte bulundular. Ben, 'Hayır, bunu yapmayın. Programda ne yazıyorsa onu yapın' dedim. Bu, Kurmay Başkanım (İlker Başbuğ) ve Ordu Komutanı (Çetin Doğan) tarafından bana intikal ettirilmedi ve bu tatbikat yapıldı. Yani seminer, emrime aykırı bir şekilde yapılmıştır. Bunu sonra öğrendim."

"İfade vermemi istemediler"


Söz konusu isimlerin kötü niyetli olduğuna inanmadığını dile getiren Yalman, ancak onları korumak için elinden bir şey de gelmediğini söyledi:

"Onları nasıl koruyabilirdim? İfade vermek için mücadele verdim. 'Beni çağırın' diye haber gönderdim. Çağırmadılar. Avukatlara, Celal Ülgen'e (Çetin Doğan'ın avukatı) haber gönderdim. Aslında benim ifade vermemi istemediler."

Yalman Hürriyet gazetesinden Çınar Oskay'ın "Kim istemedi ifade vermenizi?" sorusuna, "Oradaki Balyoz sanıkları. Belli bir grup olabilir, tamamı olabilir, bilemem. Hatta beni oraya getirtip yuhalayacaklarmış. Avukata haber gönderdim. 'Biz Aytaç Paşa'nın ifadesini istemiyoruz' dedi. İşin aslını bilmeden söylenti çıkardılar." yanıtını verdi.

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı, mahkemeye gitmeden kamuoyuna bir açıklama yapmaktan kaçınmasını ise "Ne yapabilirim ki efendim! Mesele hukuka intikal ettikten sonra... Genelkurmay bir şey yapmadı ki, ben yapabileyim." sözleriyle açıkladı. Tepkilerin kendisine yönelmesini de "Bu hareketin başı Çetin Doğan'dır. Üzerindeki yükü bir şekilde atması gerekiyordu. Onu bana yönlendirmek istedi. Olay bu." diye yorumladı.

"Emre itaatsizlikte titiz davranmaz"

Aytaç Yalman Çetin Doğan'a yönelik eleştirilerini sürdürdü:

"Bu arkadaşımız emre itaatsizlik konusunda fazla titiz davranmaz... Çetin Doğan'a telefon açtım, 'Yaptığını beğendin mi?' dedim. Sonra zaten hastaneye yattı... Hırslı olanlar, kendilerini farklı görür, maiyetlerine öyle anlatır. Ne yapacağız kardeşim? Hükümet yüzde 34 oy almış, iktidar olmuş. Bizim yetkimiz MGK'da ordunun duygularını aktarmaktır. Onun dışında ne yapmamız lazım? Keşke bu konuşmaları da yapmasaydık. Ama ben bu hareketi gerçek bir darbe olarak görmüyorum. Darbe ciddi bir olaydır, öyle 2-3 ayda planlanıp başarılacak bir şey değildir. Hazırlığı bir bölgede olmaz. Üç tane daha koca ordu var, Genelkurmayı var... Yani bu çılgın bir hareket."

"Testiyi kırmamaya çalıştım"

Aytaç Yalman, daha sonra hapse girecek olan dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök arasında bir denge kurmaya çalıştığını şu sözlerle anlattı:

"O günkü duruşla bugünkü aynı değildi. Mirası devam ettiriyorduk. Ben 'hard power'ı (sert güç) bazı yerlerde göstermek zorunda kaldım. Bugün yanlış olduğunu söylüyorum. Hilmi Paşa'dan müsaade alarak yaptım. Bir tarafta da Hilmi Paşa'nın pozisyonundan rahatsız olan bir grup var. İki anlayışı, testiyi parçalamadan götürmeye çalıştım."

Kaynak: Hürriyet