Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Üyesi ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Avrupa'daki nükleer reaktörlerin "yaşlı" olması nedeniyle büyük tehdit oluşturduğunu bildirdi.

Günay, yaptığı açıklamada, nükleer enerji üreten tesislerin sürdürülebilir kalkınma için önemli bir kaynak olduğunu belirterek, dünyada elektrik enerjisine duyulan ihtiyacın yüzde 11'inin nükleer santrallerden sağlandığını, bu tesislerin, teknik kural ve standartlara uygun inşa edilmesi ve işletimi süresinde de denetimlere tabi tutularak, stres testlerinden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Nükleer santrallerin doğal afet ve terör tehdidi altında bulunduğunu ancak en önemli riski yaşlanan tesislerin oluşturduğunu anlatan Günay, nükleer güvenlik kaygılarının, 1986 yılında Çernobil kazasından sonra başladığını ve 2011 yılında Fukuşima kazası sonucu daha da tırmandığını kaydetti.

Günay, dünyada faaliyette bulunan nükleer reaktörlerin yarattığı potansiyel tehditlere ilişkin AKPM tarafından raportör olarak görevlendirildiğini ve bu kapsamda da "Avrupa'da Nükleer Güvenlik ve Emniyet " başlıklı bir rapor hazırladığını aktardı.

Raporu, Paris'te düzenlenen AKPM Sosyal İşler ve Sürdürülebilir Kalkınma Komite Toplantısı'nda parlamenterlere sunduğunu ve Avrupa kurumları, nükleer enerji endüstrisi, sivil toplum ve uzmanların temsilcileriyle bir dizi görüşme gerçekleştirdiğini, Nükleer Enerji Ajansına (NEA) bilgi toplama ziyareti yaptığını belirten Günay, raporda yaşlanan tesislere ilişkin önemli tespitlerin yer aldığını bildirdi.

Dünyadaki 450 reaktörün 184'ünün Avrupa'da bulunduğuna işaret eden Günay, şöyle konuştu:

"Dünyaya nükleer açıdan bakarsak, çoğunlukla gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerde faaliyet gösteren yaklaşık 450 reaktör var. Dünyanın nükleer filosunun neredeyse yarısı Avrupa'da olup, Fransa, Slovakya, Ukrayna, Belçika ve Macaristan gibi ülkeler elektrik arzının çoğunda, nükleer enerjiye güvenmektedir. Dünyadaki enerji tüketiminin son 30 yılda neredeyse iki katına çıktığı ve mevcut eğilimlerin gelecekte daha hızlı bir tüketim oranına işaret ettiği tahmin edilmektedir. Bir nükleer santralin işletme ömrü 40 ila 60 yıl arasındadır. Avrupa'daki 184 reaktörün 82'si 35 yaşından, 29'u da 40 yaşından büyük. Bunlar artık ömrünü yitirmeye başladı ve bu nükleer tesislerle ilgili acil bir şeyler yapılması, bir eylem planı hazırlanması gerekiyor. Bu tesisler Avrupa için çok büyük tehdit oluşturuyor. Nükleer reaktörler genelde ülkelerin sınırlarına yakın kurulu. Bu nedenle herhangi bir sorun yaşanması halinde, nükleer sızıntının sınır ötesi bölgelerde de etkisi olacak. Dolayısıyla sadece ulusal güvenliği ve sağlığı etkilemiyor aynı zamanda uluslararası güvenliği de etkiliyor."

Türkiye için de sınırlarına çok yakın nükleer tesislerin, önemli bir güvenlik kaygısı oluşturduğunu, Ermenistan, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya ve İran olmak üzere beş komşu ülkede, üstelik deprem fay hatları üzerinde yedi nükleer santral bulunduğunu kaydeden Günay, AB ve ABD'nin "En Tehlikeli Nükleer Santral" ilan ettiği Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali'nin Iğdır'a 16 kilometre uzaklıkta bulunduğu aktardı.

Günay, Bulgaristan'ın Tuna kıyısındaki Kozloduy nükleer tesisinin de tehlike oluşturduğunu belirtti.

Nükleer güvenlik ve emniyet konusundaki kararların, ulusal alana ait olmakla birlikte uzmanlaşmış uluslararası kuruluşların ve ulus üstü kurumların denetimlerinin de önemine işaret eden Günay, "Nükleer güvenlik, kamu güvenliği için önemli." dedi.

Emine Nur Günay, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın belirlediği teknik standart ve kurallara göre inşası devam eden yeni reaktörler ile şeffaf şekilde stres testleri yapılan henüz kullanım süresini tamamlamamış tesislerin ise daha az risk taşıdığını belirtti.

Acil durumlar için kriz yönetimi hazırlığı yapılması gerektiğini vurgulayan Günay, nükleer tesislere sahip tüm bölgelerde, yerel yönetimlerin acil durum yönetim planlamasına dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.