Arınç, Bursa'dan yayın yapan dört televizyondan canlı verilen programda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, parti içi demokrasi, siyasette, medyada üslup ve seviye ile Bursa'da kaçak yapılaşmaya ilişkin sorusu üzerine, Arınç, şöyle konuştu:

''Her partide genel başkanlık önemlidir. Genel başkan adayı olarak ortada geçen isimlere bakarsanız 'bu 10 gram bile gelmez genel başkanlık bol gelir' diyeceğiniz isimler olur. Bir, meşhur olmak sevdası vardır bazı insanların. İki, zengindir burada şansını denemek ister. Üç, 'ben genel başkan adayıyım gelin benimle pazarlık edin' demektir. Biz bu işin kitabını yazdık. Bizim 7 bin aday adayımız vardı. Her aday adayının başından ne geçtiğini az çok tahmin edersiniz. Adam memurdur, aday adayı olur ve 'beni genel müdür yapın' der. Her parti önce CHP başladı buna, Baykal kendine göre düzen kurmuştu. Bir kişinin genel başkan olması için delegasyonun yüzde 10'nun ya da 20'sinin imzasını alması lazım. Parti içi demokrasi sorunu değil bu aslında, önüne gelen de genel başkan adayı olmasın diyedir. Arkasında tarafı olan, oy verebilecek kitlesi bulunanlar aday olmalı. MHP'den öyle aday çıktı ki seçimlerde hiç ismini duymadım bugüne kadar. 'İsrail'de iş yapan adamdır çok parası var' dediler. Allah versin. O yüzden birilerinin, herkesin aday olması parti içi demokrasinin gereği olarak görülürse, kuralsızlık da kötü bir şey, bir ağırlığı olması gerekiyor.''

Arınç, üslubun herkesin meselesi olduğunu belirterek, çok ağır meselelerin iyi üslupla sunulabileceğini, konuşulabileceğini söyledi.

Son dönemlerde işin farklı noktalara gittiğini dile getiren Arınç, ''Meclis başkan vekili bile birisine karşı hiç istemediği halde bir cümle sarf etti. Sinirler gerilirse, edepsizlik had safhaya çıkarsa, insanlar ağızlarından çıkanı kulağı duymayacak noktaya gelirse, moraller, sinirler bozulur, şeker yükselir ve tansiyon çıkar, dengesiz hareketler yaparsınız. Burada birisinin 'artık yeter' demesi lazım'' diye konuştu.
-İnşaat ve yapılaşma...-

Başbakan Yardımcısı Arınç, inşaat ve yapılaşmayla ilgili ikinci sorunun siyasi popülizm konusu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bu oluyor, Türkiye'nin gerçeği. Belediyelerle ilişkisi olan birtakım insanlara, kurumlara, hatıra göre veya göz yumulmak suretiyle kanunlarda gösterilenin dışında izinler verildiği söylenebilir. Zaman zaman aflar çıkar, elektrik, sular bağlanır ve tüm hizmetlerden faydalanır. Yasaklar getirirsiniz, üç beşini yıkarsanız ama onun yanında 30-40 tane yapılmaya başlanır. Belediyelere düşen görevler kadar projenin çizilmesinden depreme dayanıklı olup olmadığından, yapı denetimini içerip içermediğinden, imza sahiplerinin tümünü sorumlu kılacak yapılaşmayı getireceğiz.''

''Nasıl bir AK Parti olacak?''

Bir basın mensubunun, ''Sayın Başbakan, son seçimlere girerken 'son seçimim' demişti. AK Parti'de 3 dönemle kısıtlanıyor. Birçok deneyimli isim, önümüzdeki seçime giremeyecek. 2014'te nasıl bir AK Parti olacak?'' şeklindeki sorusu üzerine Arınç, şunları söyledi:

''Bu kesin görünüyor. Özellikle benim de üçüncü dönemim AK Parti'de. Sağlıklı dönüşümün içinde AK Parti. Bugünkü milletvekillerimiz sınırı doldurmamışlar ve hem de arkadan gelecek olanların da AK Parti'de devam edeceğini düşünüyoruz. Bazı isimleri dikkate alarak, 'bunlar giderse AK Parti'den hayır gelmez' diyenler de var. Bu parti uzun süre adından, hizmetlerinden söz ettirecek. Benim dönemim bitince belediye başkanı olarak devam etme niyetim de yok. Bu kadar uzunca siyasi hayatımdan sonra, vatandaşlarla, ailemle, çocuklarımla, her yerde siyasi düşüncelerimi savunmak ve öğretmekle geçecek.''

Terörle mücadele konusu...

Bir gazetecinin, ''Uzun zamandır şehit haberleri gelmiyor, KCK operasyonları başladı. Yeni dönem mi var Kürt meselesinde. İlginç süreç yaşanıyor. Tam olarak neler yaşanıyor?'' sorusunu ise Arınç, şöyle yanıtladı:

''Olumlu gelişmeler var. Son 6-7 ay içinde olağanüstü eylemler yapıldı. Daha çok gözümüzün yaşı aktı, üzüldük, sıkıntı yaşadık. Terörle mücadele eden ülke Türkiye. Örgüt çılgınlaşmış bir şekilde sıra dışı eylemler yaptı. Arkasından emniyet, asker, iyi bir komuta, iyi yönlendirme ve istihbaratla teröre iyi cevaplar verdi. Bir kısmının farkındasınız, bazıları kamuoyu tarafından bilinmiyor. Bütün sevincimle yüreğimle söyleyeyim ki, hiçbir zaman olmadığı kadar terörle mücadelede başarılı bir noktadayız. Hiç girilmeyen yerlere giriliyor, temelinden meseleye bakılıyor. Kafası ile gövdesi arası koparılıyor, eylem yapamaz noktaya geliniyor. Birinin çılgınca kendini feda ederek yaptığı eylemlerle sokak hareketi görüyoruz. İmralı ve Kandil ilişkisi tamamen ortadan kalkmıştır, talimatlar gitmemektedir. Oradaki eylemcilerin, örgütün başları da bu konuda dağınıklık içindeler. Dış destek Türkiye için her zamankinden fazladır. Güvenlik güçlerimiz, her zamankinden daha iyi noktadadır. Buna şükretmeliyiz.''

Arınç, yakın zamanda örgütün eylem yapamaz noktaya geleceğini umduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Kökünü kazımak, sonuna kadar gitmek, ayrı bir şey. Bunlar mümkün olmayacak şeyler. Bütün amacımız, silah bırakılmalıdır, örgütün eylem yapamaz duruma gelmesidir. Bunun güvenlikle ilgili noktada bize yüklediği görevler var, bir de demokratik açılımlarla herkesin kendini rahatlıkla temsil edebileceği demokrasi arayışı var. Buna da ihtiyacımız var.''


Cumhurbaşkanlığı seçimleri...

Bir basın mensubunun ''Biraz önce görev süreleriyle ilgili konuştunuz. Yeni süreç başlayacak. Yeni süreç, farklı adlandırılıyor. Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanı olmalı mı, köşke çıkarsa un çuvalını dökmeden taşımaya devam eder mi?'' sorusu üzerine de Arınç, şunları kaydetti:

''Bir un çuvalı fıkrası anlattım, 'kim bunu yere düşürdü, niye yerlere saçıldı' dediniz. Bunlara girmeyin. 2014-2018, bunlara ait benim bir hesabım yok. Günü geldiğinde halk, cumhurbaşkanını seçecek, kim aday olur kim aday olmalı onu da isimlendirmem. Çok şükür milletin önüne getirdik, 'Cumhurbaşkanını halk seçsin mi?' Halk, yüzde 67,5 ile 'seçsin' dedi. 5 yıl, 7 yıl tartışmaları bitiyor, tarih yaklaşıyor. Sandık başına gittiğimizde sivil cumhurbaşkanı adayları olacak, parlamento içinde de dışından da. İki turlu seçim olacak. 'Sayın Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını hak ediyor mu, layık mı?' derseniz, yerden göğe kadar. Yerden göğe kadar hakkı var diye düşünüyorum. Kendisi arzu eder mi şartlar uygun olur mu, bir başka imkan sıkıntı doğar mı, bugünden görmek mümkün değil.''




Sabah