MEHMET UÇAR

LONDRA

Birleşik Krallık’ta yaşayan Türkiyeli birçok göçmen Ankara Anlaşması vizesinin kendilerine verdiği haklar kapsamında kendi işlerini kurarak yıllardan bu yana Birleşik Krallık’ta ikamet ediyor ve 4 yıl ikamet ettikten sonre süresiz oturum alma hakkı kazanıyorlardı.

Ankara Anlaşması üzerinden ikamet hakkı kazanıp, Birleşik Krallık’ta, (Home Office) İçişleri Bakanlığı’nın son 6 ayda yaptığı iki kritik değişiklik sebebiyle, bu anlaşmaya halihazırda dahil olmuş insanların hayatları derinden etkilemiş bulunmaktadır.

İlk olarak Home Office geceyarısı yaptığı duyuruyla Indefinite Leave to Remain (süresiz oturum) hakkının kaldırıldığını açıkladı. 16 Mart 2018’de yapılan açıklamada Ankara Anlaşması iş kurma vizesi ile Birleşik Krallık’ta ikamet eden Türkiyeli işinsanlarının artık süresiz oturum (ILR) başvurusu yapamayacağı yazıyordu. Alınan kararın halihazırda bu anlaşma kapsamında Birleşik Krallık’ta ilk veya uzatma vizeleriyle yaşayan vatandaşları da etkilemesi ve de herhangi bir geçiş sürecinin Home Office tarafından getirilmemesinin hak ihlali ve hukuki temelden yoksun olduğuna inanan ve bu vize ile Birleşik Krallık’ta ikamet eden bir grup Türkiye vatandaşı işinsanı Home Office’in aldığı bu karar karşısında örgütlenerek kar amacı gütmeyen bir kurum kurdular ve çeşitli kampanyalar başlattılar.

Başlatılan ilk bağış kampanyasıyla kısa bir sürede £10.000 bağış toplayan grup, profesyonel bir hukuk firması aracılığıyla Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı’na yapılan güncellemenin hukuksuzluğunu belirten bir ihtarname gönderdi. Büyük bir ihtimalle milletvekilleri, basın ve ihtarname yoluyla oluşturulan kamuoyu baskısı sebebiyle, çekilen ihtarname cevaplanmadan bir gün önce, (15 Haziran 2018) Home Office yeni bir süresiz oturum (ILR) kategorisi duyurdu ve yeni kategorinin 6 Temmuz 2018’den itibaren devreye gireceğini açıkladı. Ancak yapılan duyuruda yeni kategorinin kurallarının ağırlaştırıldığı görüldü.

Bu değişikliklerden en önemlileri önceki kurallara göre ücretsiz olan süresiz oturum başvurusunun ücretli hale getirilmesi (kişi başına £2389) ve süresiz oturuma başvurmadan önce Birleşik Krallık’ta geçirilmesi gereken sürenin 4 yıl yerine 5 yıla çıkarılmış olmasıydı. İçişleri Bakanlığı’nın yeni kuralları 6 Temmuz 2018’den itibaren yalnızca ilk defa Ankara Anlaşması vizesine başvuranlara değil de, geriye dönük olarak 4 yılda süresiz oturum sözü verilmiş halihazırdaki vize sahiplerine de uygulaması, en temel hukuk ilkelerinden biri olan kanunlardaki değişikliklerin geriye dönük olarak işletilemeyeceği ilkesinin ihlali olarak nitelendiriliyor.

Alliance of Turkish Businesspeople (Türk İşinsanları Birliği) adı altında örgütlenen grup, yeni süresiz oturum kurallarının da açıklanmasıyla birlikte çalışmalarına hız vererek, ikinci bir bağış kampanyası başlattı ve Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı’nın aldığı kararı mahkemeye taşımak için hazırlanıyor. AOTB üyeleri, bağış kampanyası hedefi olan £100.000’lik tutara ulaştıklarında konuyu Birleşik Krallık mahkemelerine götürüp eski haklarını mahkeme aracılığıyla geri alabileceklerine inanıyorlar. Grubun başlattığı bağış kampanyasıyla ilgili bilgiye www.aotb.org.uk/donate adresinden ulaşılabilir.

Alliance of Turkish Businesspeople (AOTB) direktörlerinden Leni Candan ve Emre Nallar ile yaptığımız söyleşiyi yayınlıyor ve okuyucularımızı, Ankara Anlaşmalılara destek olmaya çağırıyoruz.

            •Dava bireysel olarak mı açılacak, toplu mu? Davayı nasil bir yol haritasi ile yurutmeyi planliyorsunuz?

Dava 16 Mart sonrası değişikliklerden etkilenen Ankara Anlaşmalılar olarak kurmuş olduğumuz Alliance of Businesspeople şirketi tarafından açılacaktır. Şirket direktörleri grubumuz tarafından seçilerek başa gelmiştir ve bu işi gönüllü olarak yürütmektedirler. Davada birlikte çalışılacak hukukçular Lamb Building’den barrister Emma Daykin ve Redstone Solicitors’dan avukat Yaşar Doğan’dır. Her ikisinin de Ankara Anlaşması alanında ve genel olarak göçmenlik alanında ciddi deneyimi ve birikimi bulunmaktadır.

            • Dava kimleri kapsayacak?

Dava 16 Mart öncesi 1 yıllık ya da 3 yıllık vizesini almış herkesi kapsayacaktır. Ek olarak 1 yıllık vizeye başvurmuş kişilerin de bu kapsama alınması yönünde çalışacağız. Ancak bu bağış kampanyasına Ankara Anlaşmalı olsun olmasın herkesin desteğini bekliyoruz. Çünkü desteğiniz Home Office’e bu tür haksız uygulamaları kabullenmediğimizi, göçmenlere bu şekilde davranamayacaklarını göstermiş olacak.

            • Davanin kazanilma orani nedir? Gorustugunuz hukukcular kazanilma konusunda iyimser mi?

Haklı olduğumuza ve davayı kazanma olasılığımızın yüksek olduğuna inanıyoruz. Daha önce bize yapılanların aynısı Highly Skilled Migrants Programme (HSMP) adlı kalifiye göçmen vize tipinde olanlara yapılmış, ILR süresi 4 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır. Onlar dava açarak 4 yılda ILR alma haklarını geri almıştır. Arkamızda böyle birebir ve kazanılmış bir emsal dava var.

Haklı olduğumuza ve davayı kazanma olasılığımızın yüksek olduğuna inanıyoruz. Daha önce bize yapılanların aynısı Highly Skilled Migrants Programme (HSMP) adlı kalifiye göçmen vize tipinde olanlara yapılmış, ILR süresi 4 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır. Onlar dava açarak 4 yılda ILR alma haklarını geri almıştır. Arkamızda böyle birebir ve kazanılmış bir emsal dava var.

          • Brexit sonrası ne gibi değişiklikler olabilir? Neden 5 yıl ile yetinmememiz gerekiyor ?

4 yılda ücretsiz ILR almaya yönelik meşru beklentimizi garantiye almanın tek yolunun bu dava olduğuna inanıyoruz. 5 yıl kuralından memnun olanlar olabilir ancak seneye yeni bir 16 Mart vakası yaşanmayacağının garantisi yoktur, Brexit sonrası her türlü şey olabilir. Şu anda hakkımızı aramazsak Home Office haksızlıklara ses çıkarmayan bir topluluk olduğumuzu düşünecek ve ileride başımıza gelebilecek değişikliklere itiraz etmemiz imkansız olacaktır. Brexit sonrası Home Office’in Ankara Anlaşması’na uyma zorunluluğu kalmayacağından ve göçmen sayısını düşürme politikası izlediklerinden Brexit gerçekleştikten sonra yeni değişiklikler yapılmasının önünde bir engel olmayacaktır. Bu dava ile 4 yılda ILR hakkımızı geri alırsak bu hak Brexit’den etkilenmeyecektir.

            • Hedeflenen bagis miktarina ulasmazsaniz yinede davayi acacakmisiniz ulaşamazsak yine de davayı açamaz mıyız?

Bu davaya herkesin destek olması, "Nasıl olsa başkaları bağış yapar" deyip kenara çekilinmemesi çok önemlidir. £100.000 hedefimizin çoğunluğunu toplamadan dava başlatmamız mümkün değildir, böyle bir şey gönüllü olarak şirket direktörlüğü yapanların sorumluluk altında kalması demek olur.

             • Dava sürerken 5 yılını doldurup ücret ödeyerek ILR alanlar ne gibi avantajlar elde edebilir?

6 Temmuz’da yürürlüğe giren kurallarla birlikte eşler ve çocuklar da dahil olmak üzere kişi başı £2.389 ILR başvuru ücreti ödenecektir. Bu da iki çocuklu bir ailenin neredeyse £10.000 ödemesi demektir. Davayı kazanırsak bu başvuru ücretlerini iade almamız söz konusu olabilir. Daha önce benzer şekilde dava açan HSMP grubu başvuru ücretlerini iade almış ve ILR aldıktan sonra ekstra bir yıl daha beklemek zorunda kalmadan vatandaşlık başvurusunda bulunabilmişler.

            • Dava için toplanan miktar neleri kapsıyor?

Toplanan £100.000 barrister/QC masrafları, mahkeme masrafları ve kaybedilmesi halinde Home Office’in masraflarını kapsamaktadır. Davamızın çok güçlü olduğuna ve kazanacağımıza inanıyoruz ancak her ihtimale hazırlıklı olmak gerekiyor, o nedenle kimsenin maddi sorumluluk altında kalmaması için Home Office masrafları da toplanıyor.

            • Dava kazanılırsa masraflarınızı karşı taraftan geri alabiliyor musunuz?

Kazanırsak masraflarımızın tamamını veya en azından bir kısmını alabiliyoruz. Genel kural “kaybeden taraf kazananın masraflarını öder” şeklinde. Ancak mahkemenin bu konularda takdir yetkisi var ve masrafların tamamını alma olasılığımız çok yüksek değil. Ama kazanmamız halinde masrafların büyük bir kısmını alabilmemiz gerekir. Böyle bir durumda harcanmayan ya da iade alınan para bağış yapanlara geri verilecektir.

            • Toplanan miktarın tamamı harcanmazsa ne olacak?

Yukarıdaki iki noktaya istinaden toplanan paranın artması durumunda veya kazanıp masrafları geri alma durumunda elimizde kalan miktar bağış yapanlara iade edilecektir.   

            • Toplanan para ne şekilde harcanacak?

Toplanan para şirketimizin banka hesabında duracak ve aşama aşama gerektikçe harcanacaktır (ihtarname ücreti, mahkeme ücreti, duruşma ücreti gibi). Avukatlara toptan olarak tüm rakamın gönderilmesi gibi bir durum olmayacaktır.

            • Bağış yapanlar dava süreci ve harcamalar hakkında bilgilendirilecek mi?

Bağış yapanlara süreç boyunca gelişmelere ve yapılan harcamalara dair düzenli bilgi verilecektir.