Akarcalı, “Sarkozy’e başka yaptırımlar ile gitmiş olsan tepki göstermez ama ‘Biz artık Turkiye’de Fransızca eğitimi kaldırıyoruz’ dediğiniz zaman, Fransa ciddi rahatsız olur.” dedi.

Avrupa Konseyi üyeliği ve Avrupa Parlamentosu Karma Parlamenterler Komisyonu Başkanlığı yapan Bülent Akarcalı, bir üniversitenin ‘Fransa’da alınan kararı lanetliyoruz’ diye Türkiye’de ilan vermesinin son derece yersiz olduğunu söyledi. Akarcalı, “Yasa Fransa parlamentosundan geçince bir üniversite ‘Fransa'da alınan kararı lanetliyoruz’ diye ülkemizdeki medyaya ilan verdi. O ilanın Fransa’da verilmesi gerekirdi. Bu yapılan aslında bütün üniversitelerin ortak yapısını gösteriyor. Türkiye'deki 160 üniversitenin içinden bir tanesinin bile ciddi bir şekilde yabancı dillerde sürekli mektup, broşür, internet aracılığıyla bir şeyler hazırlayıp bu konuda yurt dışına gönderdiğini görmedim.” dedi.

‘BU İŞİN SİYASİ BOYUTU BİTMİŞTİR’

Fransa’da sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasanın senatoda kabul edilmesinin artık kaçınılmaz bir son olduğunu söyleyen Bülent Akarcalı, ‘Cezayirlilere Fransa soykırım yapmıştır’ demenin de bir anlam ifade etmediğini belirtti. Bülent Akarcalı, “Fransa Senatosu’nda yasa kabul edildikten sonra Avrupa Birliği’nde Türkiye ile sorun yaratmak isteyen ülkeler bunun üzerine atlar. AB ülkelerinde benzer yasalar çıkmasa bile o şekilde mütala edeceklerdir. Tren kötü bir şekilde kaçtı. O tren bütün Avrupa'ya emsal olacak. Ayrıca Avrupa’daki Türkiye karşıtlarının kurduğu tuzağa düşüyoruz kendimizi sertleştirerek. Onların istediği Türkiye’nin Avrupa’dan uzaklaşmasıdır. Türkiye'deki ulusalcıların da işine geliyor bu durum. Sonuç olarak işin siyasi boyutunun bittiğini kabul edelim. Çünkü biz ilk diplomatımızın şehit edilmesiyle başlayan bu mücadeleye siyaseten cevap vermeyerek o gün kaybettik. En azından 90’lardan itibaren başlamamız, hızlandırmamız gerekirdi. Ama benim gibi insanlar bile devletimizi ve diğer kurumları uyandıramadı.” şeklinde konuştu.

‘FRANSIZCA EĞİTİME SON VERİLECEĞİ GÖSTERİLMELİ’

Bülent Akarcalı, Fransa’nın sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa tasarısının senatodan geçmesi halinde Türkiye’nin Fransızca eğitimi kaldırması gerektiğini, böylelikle Fransızları en hassas noktasından vurabileceğini söyledi. Akarcalı, şöyle devam etti: “Fransızların en hassas noktası ‘Frankofoni’ denilen dillerinin başka ülkelerde konuşulmasıdır. Sarkozy’e başka yaptırımlar ile gitmiş olsan tepki göstermez ama ‘Fransızcayı kaldırıyorum’ dediğiniz zaman, Fransa’nın çoğu rahatsız olur. Böylece ‘Türkiye’de Fransızca eğitimine son verileceğine kadar gidebileceğini göstermiş oluyorsun.’ Kaldı ki, Türkiye’dekiler dahil Fransızca bilmek ile artık hiçbir yere gidilemiyor. Fransızca bilerek sadece Belçika’nın, İsviçre’nin yarısıyla ve Kanada’nın küçük bir bölümünde konuşabiliyorsun. O ülkelerde zaten İngilizce’de konuşuluyor, Fransızcayı bilmesen de olur. St Joseph St Michel St Benoit St Pulchery, Dame de Sion, Teyfik Fikret, Galatasaray. Küçük Prens gibi okullara her yıl binlerce çocuğumuz iyi bir gelecek umut ederek giriyor. Aileleri yılda 20 bin TL’ye kadar masraf yapıyor. İyi eğitim alıyorlar ama öğrendikleri dil artık dünyanın hiçbir yerinde işe yaramıyor. Bugün Fransızca yerine Rusça, Çince, Arapça, İspanyolca bilen gençlere açılan yüzlerce kapı var. Fransızcaya ise pencere bile açılmıyor. Türkiye’deki Fransız şirketleri dahi İngilizce bilen arıyor.”

‘FRANSA’DAN KALİTELİ MALI ALMAMAK KENDİMİZİ CEZALANDIRMAK OLUR’

Bülent Akarcalı, Fransa Senatosu’ndan karar çıkmadan önce Türkiye hükümetinin Fransa’ya burslu doktor, öğrenci göndermeme kararı alacağını açıklaması gerektiğini ifade etti. Akarcalı, “Senatodan karar çıktığında artık hiçbir Türk öğrenci devletin, resmi bir kurumun burslusu olarak Fransa’ya gitmeyecektir. Fransa’da hiç doktora falan yapılmayacaktır. Türkiye’nin resmi kurumlarının, YÖK dahil her birinin Fransa ile olan bütün ilişkileri dondurulacaktır. Bunun yanında biz Fransız halkıyla kavga etmiyoruz ama artık o halkta bilsin ki bizim Fransızcaya olan ilgimiz sıfırlanıyor mesajını kuvvetli bicimde vermemiz gerekecektir. Mesela bu noktada Türkiye’deki Fransız firmalarını dışlamak son derece yanlıştır. Çünkü onlar artık Türk şirketidir. Türkiye’ye gelmiştir yatırım yapmıştır, vergi ödüyordur. Bize güvenip gelenlere daha çok sahip çıkmalıyız. Mesela ticari açıdan Fransa’dan bir malı daha ucuz, daha kaliteli alacaksam onu alırım. Fransa’dan onu almamak kendimi cezalandırmak olur. ‘Fransa’ya ambargo uygulamıyorum ama artık Fransızca benim için yok’ demelidir hükümet.” dedi.

FRANSA ELÇİSİNİN RAPORU: ÖNCE KIZARLAR 3 GÜN SONRA UNUTURLAR

Yasanın Sarkozy için hayat memat meselesi olduğu için geçeceğini söyleyen Bülent Akarcalı, Ankara’daki Fransa elçiliğinin geçmişte Fransa’ya gönderdiği raporları okuduğunu ve ‘Türkler 3 gün sonra hiç olmamış gibi unuturlar’ cümlelerinin yazılı olduğunu ifade etti. Akarcalı, şunları kaydetti: “Yasa Sarkozy için hayat memat meselesi. Çünkü Sarkozy bu yasa sayesinde puanlarını artırdı onu görüyor. Geçmiş yıllarda ben bizzat okudum Ankara’daki Fransa elçiliğinin bu konuyla ilgili Fransa’ya gönderdiği raporları. O raporlarda şöyle diyor: ‘Geçmişte de benzer olaylar oldu, şunu yaparız, bunu yaparız asarız keseriz, diye tepki veren Türklerin tabiatında bu vardır. Kızgınlık anında bu şekilde davranırlar, 3 gün sonra hiç olmamış gibi unutup hayatlarına devam ederler. Dolayısıyla yapacağımız en iyi şey kesinlikle Türklerin bu mesajlarına cevap vermeyip itidalli davranmaktır. Kısa süre içinde ilişkilerin normalleşeceğini göreceksiniz. Artık sabun köpüğü olmadığımızı yalnız Fransız devletine değil sokaktaki Fransıza da göstermemiz gerekir. Biz Fransa’yı yok saysak ne olur? Ne kaybederiz?”

CİHAN