Kerry, toplantı için "Son derece işbirlikçi ve kararlı bir toplantıydı. Artık uluslararası camia, Esed rejiminin Scud füzelerinin atmasının destekçisi olmayacak. Kadınlara, çocuklara gençlere yönelik saldırıların destekçisi olmayacak. Bunlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu kararlılık Roma'da iki gün önce başladı uluslararası camiada." ifadelerini kullandı. Davutoğlu ise Roma toplantısının, uluslararası toplumun Suriye konusunda harekete geçmesi anlamında bir işaret olduğunu dile getirdi. İki bakan, düzenledikleri ortak basın toplantısında Suriye'ye ilişkin bir soru üzerine vedikleri cevapta iki ülkenin Suriye konusundaki hedeflerinin de aynı olduğunu dile getirdi.

Ankara Palas'ta ikili bir görüşme gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ardından basının karşısına çıktı ve gazetecilerin sorularını cevapladı. İki bakana beklenildiği gibi Suriye'de yaşanan olaylar ve iki ülkenin bu konuda ne gibi işbirliği yapabilecekleri, ne tür somut adımlar atılacağı soruldu.

İlk olarak ABD'li Bakan Kerry, sürecin başından itibaren Türkiye ve ABD'nin benzer hedeflere sahip olduğunu vurguladı. Kerry, "Sadece aynı hedeflere sahip olmakla kalmadık, farklı adımlar attık. Bazıları bir arada işbirliği halinde atıldı, bazıları bireysel olarak atıldı. Ve Suriye sorununu çözmeyi hedefledi." diye ekledi.

Uzun süre senatörlük yaptıktan sonra Hillary Clinton'ınn ardından ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı olan Kerry, ilk yurt dışı ziyaretine göreve geldikten 3 hafta sonra çıktı. 2004 yılında da ABD başkanlığı için yarışmış bir isim olan Kerry, 10 günü kapsayacak ziyaretinde İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'ya gitti. Kerry'nin Türkiye'den sonra da Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'a uğraması bekleniyor.

Kerry'nin bu ilk ziyaretinin Avrupa ayağında ekonomik kriz en çok konuşulan gündem maddesi olurken, Türkiye ve Ortadoğu'daki temaslarında ise Suriye'nin ağırlık kazanması bekleniyor. Zira Kerry'nin göreve gelmesiyle ABD'nin Suriyeli muhaliflere destek konusunda bir politika değişikliğine gittiği yorumları yapılıyor. Kerry de Roma'da katıldığı Suriye'nin Dostları Toplantısı'nda muhaliflere "silah olmayan malzeme" yardımı yapacaklarını açıkladı.

KİMİ DESTEKLEDİĞİMİZ KONUSUNDA NETİZ

Her iki ülkenin de en büyük önceliğinin siyasi bir çözüm bulmak olduğuna inandıklarının altını çizen John Kerry, "Biz yaşamları kurtarmak istiyoruz, onların sürekli olarak bir savaş durumunda kalmalarını istemiyoruz; ama burada kimi desteklediğimiz konusunda da netiz. Özgürlüklerin tekrardan sağlanması, Suriye halkına birliğin getirilmesi aşamasında nelerin yapılması gerektiği konusunda netiz. Bunu yapabilmek için de birlikte çalışmamız gerekiyor." dedi.

Sadece Türkiye ve Amerika olarak değil pek çok ülkenin de yasalarına ve becerilerine göre farklı şeyler yapmakta olduğunu belirten Kerry, "Bazı durumlarda bir takım çekinceler oldu; kime çalışıyoruz kime nerler veriyoruz gibi çekinceler oldu. Daha sonra Suriye muhalifleri bir araya geldiler, daha bir birlik içinde çalıştılar, seslerini çıkarmayı başardılar ve kapasitelerini artırdılar ve kavramlar konusunda daha fazla insan daha fazla rahat. O nedenle daha fazla yürütülen çaba var." ifadelerini kullandı.

Ancak Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'nin bir takım yaptırımlar getirmeyi öngördüklerini, böylelikle Esed rejimine akan paranın azaltılmasını hedeflediklerini belirten Kerry, "Birlikte çalışarak Suriye muhalefetinin güçlendirilmesini hedefledik ki böylelikle daha fazlasını yapabilelim" diye kaydetti. Kerry ayrıca "Yine birlikte NATO'da Türkiye'nin sınırlarının korunması için bölgeye gelinmesini sağladık. Aynı zamanda insani yardımın devamlılığını istedik. Türkiye bu kapsamda yüzlerce, binlerce mülteciye ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 200 bin kişi kamplarda, ama toplam sayı 400 bine ulaşacak şekilde. Aynı zamanda ABD halkı burada insani donörlük aşamasında 385 milyon doları bu sürece aktardı, insanlara barınak ve güvenlik sağlanmasını hızlandırmak amacıyla. Bizim hedefmiz Suriye halkının hedefiyle aynı; barışçıl siyasi bir geçiş istiyoruz ama bizler bu süreçte kararlıyız." şeklinde vurguladı.

KARARLILIK ROMA'DA BAŞLADI

Roma'daki toplantının da bu amaçlara hizmet ettiğini dile getiren konuk Dışişleri Bakanı, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Son derece işbirlikçi ve kararlı bir toplantıydı. O atmosferde söz birliği vererek bütün ülkeler daha fazlasını yapabilmek için zamana ihtiyaç olduğunu söylediler. Böylelikle Esed rejiminin, artık uluslararası camia Scud füzelerinin atmasının destekçisi olmayacak. Kadınlara, çocuklara gençlere yönelik saldırıların destekçisi olmayacak. Bunlar hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu kararlılık Roma'da iki gün önce başladı uluslararası camiada. Ben inanıyorum ki Türkiye'nin çabaları sayesinde önümüzdeki günlerde de devam edecek."

Burada söz alan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da konuşmasına 15 Mart'ta Suriyedeki barışçıl gösterilerin başlamasının 2 yılı dolmuş olacağını ve iki yıldır bir sivil halkın yoğun bir bombardıman ve saldırı altında olduğunu hatırlatarak başladı. "Dolayısıyla artık bu konuda uluslararası toplumun harekete geçme vakti gelmiştir. Roma toplantısı böylesi bir hareketin işareti olması bağlamında…" diye konuşan Davutoğlu, bu sırada Kerry'nin kendisini kulaklıkla dinlemediğini fark etti. Bunun üzerine Kerry'ye "Sanırım Türkçe anlamaya başladınız." diye seslendi. Kerry'nin "Dinlemeye anlamaya çok alıştım, bir süre aldı İngilizce olmadığını anlamam" demesi üzerine de Davutoğlu, "Bu sanırım dilden kulağa değil düşünceden düşünceye konuşmamızdan kaynaklanıyor." yorumunda bulundu.

Davutoğlu, ardından sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çerçevede son Roma toplantısında gerçekten epey önemli kararlar alındı. Burada ABD'nin hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak hem de tabi bölgede geçmişten beri en etkin küresel aktörlerden biri olarak çok önemli katkılar yapacağına inanıyoruz. Baştan beri bu konuda istişarelerimizi sürdürdük. Türkiye'nin Suriye politikası açık ve nettir. Suriye'de halkın haklı talepleri yönünde gerçek bir siyasi değişimin yaşanması konusunda gerekli adımlar atılmalıdır. Ama bunun öncesinde de şu anda bizim tutumumuza alacağımız kararlara bakan milyonlarca aç, susuz, barınaksız Suriyeli var kış şartlarında yaşayan. Akşam çocuğuna yemek götüremeyen sıcak bir yuvaya çocuğunu kavuşturamayan milyonlarca insandan bahsediyoruz. Onların acılarına her şeyden önce bütün uluslararası toplumun duyarlı olması lazım. Bu çerçevede de insani yardım koridorlarının oluşturulması, uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesi önem taşıyor. Ayrıca Scud füzeleri başta olmak üzere savaş suçu niteliğinde sivillere yapılan saldırıların da derhal durdurulması gerekiyor. Roma'da bu konuda çok kapsamlı görüşmeler yaptık, görüşmeye devam edeceğiz. Ana hedefin Suriye'deki masum insanların korunması olduğu kanaatindeyiz"