İstanbul'da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan ilk dava bugün Silivri Cezaevi'nde başladı.

Davada, çeşitli rütbelerde ve birimlerde görevli 25'i tutuklu 29 polis yargılanıyor.

Sanıkların, darbe girişimi sırasında göreve gelmedikleri ya da darbeye direnen arkadaşlarını ve vatandaşları vazgeçirmeye çalıştıkları iddia ediliyor.

Doğan Haber Ajansı (DHA), İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan'ın, 59 sayfadan oluşan iddianamesinde, 21 polis hakkında "Darbeye teşebbüs" suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ettiğini bildirdi.

DHA'ya göre, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 8 polisin ise "Terör örgütüne üye olmak" suçundan hapis ile cezalandırılması istendi.

Silivri Cezaevi'nde başlayan ilk duruşma dört gün sürecek.

'Özel Harekatçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar'

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çalışkan'ın hazırladığı iddianamede şu ifadelerin yer aldığı bildiriliyor:

"Doğru zamanda, doğru yerde bulunan tek bir kişinin, yerinde söylenen cesur bir sözün ve yerinde kullanılan tek bir kurşunun ülkenin kaderini çizdiği, kadınların kucaklarında çocuklarıyla kendilerini, tanklara, bombalara siper ettiği, erkeklerin kendini tankların önüne attığı, terör örgütüne kahramanlık ve direniş dersi verdiği bir ortamda, Emniyet Teşkilatına mensup bir kısım personel, çeşitli bahanelerle görev yerine gelmeyerek terör örgütüne direnmemiş, direnen vatandaş ve kolluk görevlilerinin şevk ve cesaretini kırmak için eylemlerde bulunmuşlardır."

İhlas Haber Ajansı'na (İHA) göre ise iddianamede, 3 helikopter pilotu sanığa darbe girişimi gecesi Özel Harekat Müdürü tarafından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Özel Harekat Timi'nin Huber Köşkü'ne sevk edilmesi talimatı verildiği ancak 3 sanığın, "Özel Harekatçıları oraya götürürsek bu darbeciler bizi asar" diyerek talimatı yerine getirmedikleri ve helikopteri kaldırmadıkları belirtiliyor.

İddianamede ayrıca polislerin büyük çoğunluğunun kriptolu haberleşme programı "Bylock"u kullandıkları, sosyal medyada darbeye karşı durulmaması yönünde paylaşımlar yaptıkları, darbe girişiminden haberdar olmadıklarını öne sürdükleri ve telefon kayıtlarındaki incelemelerde, defalarca çağrılmalarına rağmen görev yerlerine gitmediklerinin tespit ediliği kaydediliyor.

HUKUKÇULAR DERNEĞİ MÜDAHİLLİK TALEBİNDE BULUNDU

Hukukçular Derneği, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı korumak üzere Tarabya'daki Huber Köşkü'ne gitmeleri yönündeki talimata uymayan 25'i tutuklu 29 sanık polisin yargılandığı İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya, müdahillik talebinde bulundu. 

Davanın görüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumu karşısında oluşturulan mahkemeye gelen Sarı, davaya müdahil olmayı talep etti. 

Mahkeme salonu önünde gazetecilere açıklama yapan Sarı, Türk yargı tarihi açısından çok önemli bir sürecin yaşandığını anlattı. 

"Biz bu süreci devlet içine çöreklenmiş, devlete sızmış bir hain yapının yargılandığı, milletin haklarını ihlal ettiği bir süreç olarak görüyoruz." diyen Sarı, davanın bu açıdan Türk yargı tarihinde geleceğe dönük önemli mesajların verileceği sembol bir dava olduğunu belirtti. 

Sarı, FETÖ'nün darbe girişimiyle Türkiye'deki anayasal düzenin ve milletin haklarının yok edilmek istendiğini dile getirerek, şöyle devam etti: 

"Şunu baştan söylemek isteriz; geçmişte yaşanmış olan hataların hiçbirine fırsat verilmeksizin, hukukun içinde kalmak suretiyle bağımsız ve tarafsız bir yargılamanın tezahür etmesi lazım. Bu bakımdan buna dönük olarak da gerçekten bu davadaki önemli noktalardan bir tanesi de yargılamanın lokal bazda yapılmış olması, gelişmiş olan hadiselerin, kalkışmaların, örneğin Atatürk Havalimanı olsun, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yapılmış olan kalkışma süreçlerinin ayrı ayrı ele alınmış olması ve sanık sayısının da belli nispetlerde tutulmak suretiyle yargılamanın yapılmış olması önemli." 

Hukukta usulün önemine dikkati çeken Sarı, bu bakımdan öncelikli olarak yargılamanın şekli anlamda adil ve bağımsız şekilde, tarafsız şekilde yapıldığı inancının verilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Şu anki yargılama şartları itibarıyla gerek sanık sayısının azlığı, emniyet içindeki polislere dönük yapılan İstanbul içindeki bir yargılama olması sebebiyle gerekse savunma hakları noktasında gerçekten gösterilen hassasiyet noktasında sürecin bağımsız ve tarafsız şekilde yapıldığını, ben müşteki müdahil bir avukat olarak açıkça ifade edebilirim." şeklinde konuştu.