Hayat devam ederken akıp geçen zaman içinde sanki kafası kuma gömülmüş gibi yaşıyoruz günleri. Gün içinde dinlediğimiz yakın çevremizin yaşanmışlıkları çokta iz bırakmadan geçip gidiyor beynimizden. Kalabalık duygu dünyamız yer bulamıyor ötekinin yaşanmışlığına.. Bazen istesekte mavi tik gitmiyor karşı tarafa.

Yakın zamanda bir akraba toplantısında konuşuyor bir kuzenim "bir önceki eşimden ayrıldığımda ağır psikiyatrik ilaçlar kullanıyordum" diyor yüzümde bir şok ifadesiyle "nasıl sen mi?" diye kalıyorum. İşte o an kimseden alamadığı mavi tik benden ona gidiyor sanki ve başlıyor anlatmaya. Uzun süredir muhatap bulamadığı hikayesini bir çırpıda anlatıyor. Her ne kadar dinliyor gibi olsam da yeniden uzaklaşıyorum aklımda bir soruyla "yahu tüm bunlar olurken ben nerelerdeydim?" ... Aslında o anda sınav stresi yaşayan yeğenimden, aşık olan arkadaşımdan kısacası yeniden o andan uzaklaşıp yeniden yok oluyorum. Tüm bunlar olurken nerelerdeydim dediğim o yere gidiyorum. Anı kaçıra kaçıra o kadar uzak düşüyoruz ki etrafımıza, kaçırdıklarımızı düşünürken şimdiden de uzaklaşıyoruz. Ve ben böyle anlarda whatsappta çok eski sürüm msn özelliğinin olmasını istiyorum; karşı tarafa titreşim atıp bana dön demek. Kollarından tutup şimdiye dön işte burda olanlar olurken kaçırmadıkların henüz yaşanıyorken bize dön demek istiyorum.

Kendimize yüklediğimiz sanal yüklerin farkında olmadan, akıllı telefona bir imge daha ekleme telaşında geçiyor sanki ömrümüz. Bir oyun, bir yarışma, bir yeni gönderi, bir yeni hikaye, bir yeni yaptım oldu demeyle tükettiğimiz saatlerde; birilerinin arka planda bekleyen yaşam hikayeleri. Yeniden konuşma penceresini açsa beni görse dediği anlar akıp gidiyor. Göstermekten, vitrine çıkmaktan özü paylaşmaya fırsat bulamayan kayıp ruhlar gibiyiz. O kadar kayıp ki bulana bile faydası yok. Bir imgenin bizi görmesi uğruna bir zümrede görünmez olduk. Sarılıp sarmalasakta selfie ekranlarında karşıdakinin zaman tüneline bir türlü giremiyoruz. Ne yapsak büyük bir körlük içindeyiz.

Artık arabaların arkasına "biz ayrı timelineların insanlarıyız" yazacak aşıklar yada "hikayelerde buluşuruz Başak". İlk instagram profili buzdolaplarına kimse resim asmayacak. Ve son 24 saatlik hikaye sona erdiğinde insanoğlu anlayacak aslında hiç yaşanmamış olduğunu. Bir gün hesabını bloke eden son profil olmadan uyan; akıllı telefonun duygusal zekaya sahip olamadığını anla. Ve yeni günde resmini çekmeden bir kediyi besle, telefonunu uzağa koyarak yakınını dinle, gerçekten komşunun sıkıntısına - paylaşımsız (gönderisiz)- paylaşımlara ortak ol. Anla ki görüldü sadece whatsappta iki çizgi değil görüldü aslında bir buluşma noktası...