Küçük Aylan’ın ölümü  bütün dünyanın dikkatini mülteci konusuna çekti.

Herkes küçük Aylan için  ağladı .

Birleşmiş Milletlerin verilerine göre  bu yıl Akdeniz’de 2.800 kişi can verdi.

Küçük Aylan bütün bunların simgesi oldu. 

İnsanlar, haklı olarak savaştan, ölümden kaçıyorlar.

Göç neden Doğudan Batıya oluyor?  

Oysa göç edenler,  zengin Müslüman ülkelerine daha yakınlar.  Gönül istiyor ki, Müslüman ülkeler de kapılarını Müslüman göçmenlere açsınlar. Çünkü İslam, misafirperverliktir, merhamettir, hicret edenlere sahip çıkmaktır.  Ve yeni gelenlerle yerli halk arasında  Ensar kardeşliğini kurmaktır.  

C. Kuiper, mültecilerin zayıf botlarla ölümü göze alarak yola çıkmalarını önlemek için daha ucuz ve güvenli yol olan  Türkiye ile Yunanistan arasında bir hava köprüsü kurulmasını öneriyor. (1) Ne kadar güzel ve yerinde bir öneri.

Öyle ya insan tacirleri kişi başına 2.500 avro alırken bir uçak bileti 320 avro.

Tabii bu arada Türkiye’nin 2 milyon Suriyeliye misafirperverlik ve merhamet kapılarını ve gönlünü açması alkışlanacak bir durumdur.

Aynı şekilde Almanya, bu yıl için 800 bin mülteciyi kabul edeceğini açıklaması da takdire değer.

Ayrıca Avrupa Konseyi,  120 bin yeni mülteciyi adil olarak AB ülkelerine dağıtma kararı aldı. İngiltere bile göç politikasından geri dönüş yaptı ve 25 bin Suriyeli’ye kapılarını açtı. (2)

Neden Almanya?

Mültecilerin çoğunluğu Almanya’yı tercih ediyorlar.

Neden? Çünkü;

Almanya, AB’nin en güçlü ve en büyük ekonomisine sahip bir ülkedir. Bu bakımdan Almanya,  özellikle Balkanlardan gelen ekonomik sığınmacılar ile Suriye, Irak, Pakistan gibi Müslüman ülkelerden gelen politik sığınmacıların  çekim merkezi konumundadır.

Almanya, ekonomik ve siyasi yapısı ile sadece Avrupa için değil ama dünya için de bir çekim merkezidir. Alman otomobilleri dünyada en çok aranan ve satılan otomobillerdir.

Politik sığınmacıların çoğunluğu diplomalı,  nitelikli meslek sahibi insanlardır. Alman ekonomisinin buna ihtiyacı vardır. Alman işverenleri bu insanları hemen işe alıp Almanca dil kurslarının bile parasını ödemektedirler. (3)

Böylece sığınma hakkı alan göçmenlerin Almanya hakkındaki bu olumlu söylemleri kulaktan kulağa yayılarak zincirleme göçü tetikliyor.  

Alman Hükümeti, mültecileri “Hoş Geldiniz!” pankartları ile karşılayıp onlara ev sahipliği yapıyor.  İkinci Dünya Savaşında yüzbinlerce Alman başka ülkelere politik sığınmacı olarak göç etmişti. Bunun bilincinde olan Almanya aynı kaderi paylaşanlara konukseverlik gösterip ev sahipliği yapmaktadır.

AB ve Almanya, göçmenlere gelecek vaad ediyor.  Çünkü yaşlanan Alman nüfusunun genç (mülteci) işgücüne ihtiyacı vardır. Üniversite diploması olan, birkaç dil bilen politik sığınmacılara kapılar açılmaktadır. Çünkü diplomalı sığınmacılar bulundukları ülkeye çok kolay entegre olup iş bulup çalışmaktadırlar. Onlar için artık Almanya ya da bir başka AB ülkesi yeni vatanları olmuştur. O ülkelere minnet borçludurlar ve sadakatla bağlıdırlar. Diplomalı, nitelikli ve çalışkan göçmenler,  dünyanın her yerinde içinde yaşadıkları yeni ülkelerine ekonomik, kültürel bir zenginlik katmaktadırlar.

İşte bu durum göçü ve göçmenliği motive etmektedir.