Son 37 yılın en hareketli, en kritik, hatta en kötü yılını geride bırakıyoruz...
   Yeni yıla saatler kala, geride bıraktığımız günlerin bir muhasebesini yapmalı, eksiklerimizi ve yanlışlarımızı belirlemeli ve gelecek yıl için daha güzel, daha dengeli plan ve projeler üzerinde durmalıyız...
   Aile, arkadaşlık ve dostluk ilişkileri gibi, devlet-vatandaş ilişkileri çok önemlidir...
   Devleti yönetenler, bir an için kendi düşüncelerinden uzak durmalı ve tarafsız kişilerin değerlendirmelerini alarak 2012’yi yeniden gözden geçirmelidir...
   “Biz ne yaptık?” sorusuna gerçekçi yanıtlar aranmalıdır...
   Turizm, sanayi, tarım ve ticarette neler yapıldı?..
   Çevre konusundaki şikayetlerin hangileri giderildi?..
   Ulaşım, haberleşme, elektrik ve su sorunlarının giderilmesi yönünde ne tür adımlar atıldı?..
   Kalp ve kanser hastalıklarıyla mücadelede ne kadar yol katedildi?..
   Ocak 2012’de günlük cirosu 500 TL olan esnaf, yılın sonunu nasıl kapattı?..
   Ceza ve hukuk davalarında ne kadar artış veya azalma yaşandı?..
   Ölümlü trafik kazaları, intiharlar, cinayet ve soygunlarda son durum nedir?..
   Kuaför Cebbar, taksici Kemal, berber Hasan, lokantacı Muhammed, bakkal Süleyman nasıl bir yıl geçirdi?..
   Borçlanmalardaki artış, ödenmeyen kredi kartı borçları nereden, nereye geldi?..
   Cennet adaya dönüş yapan veya terk etmek zorunda kalan insan sayısı nedir?..
   Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı primleri ödenmeyen çalışanlarla ilgili ne tür önlemler alındı?..
   Yerel yönetimlerin önemli bir kısmı neden maaş ödeyemiyor?..
   Lefkoşa Türk Belediyesi neden bu hallere düştü?..
   Burada çalışan ve aylardır maaş alamayan insanların durumu ne olacak?..
   İki gün sonra, çok sayıda insan yeni giysileri ile otellere, lokantalara gidecek...
   Bunu yapmayanlar evlerinde zengin sofra hazırlayacak...
   Asli maaşın yanı sıra 13’üncü maaş alan ve geçmişte ‘yüksek dereceden’ emekli çıkan bir kişinin cebine 14 bin TL girerken, parasız kalan belediye çalışanlarının durumunu anlamak zorunda değil miyiz?..
   Bir aile reisini düşünün...
   Çocuklarının büyük bir bölümünü sevince boğarken, bir kısmını açlığa terk edebilir mi?..
   “Allah rızkını verir” diyerek 10 tane çocuk yapan Osman efendi, bunların 7 tanesinin karnını doyurup, üzerlerine yeni elbise alırken, diğer 3 tanesini aç, susuz bırakabilir mi?..
   Aç, susuz kalanlar baş kaldırıp “ne yapıyorsun baba?” diye sorduğu zaman, o baba mahcup olmaz mı?..
   Gelinen noktada herkesin gerçekçi bir değerlendirme yapması kaçınılmazdır...
   Aileler, arkadaşlar ve dostlar...
   “Biz ne yaptık, ne yapmadık?” sorusunu mutlaka kendi kendilerine sormalı ve geçmişteki yanlışları, ihmalleri, ya da üzücü hareketleri yeni yılda tekrarlamamak için kendilerine çekidüzen vermeli, toparlanmalıdırlar...
   Ancak toplum yapısının bozulması, dostlukların ‘çıkar ilişkisine dönüşmesi’, kardeşin kardeşe kırdırılması gibi konuların temelinde kötü siyasetin yattığını unutmamak gerekir...
   O nedenle öncelikle devletin toparlanması ve vatandaşlara iyi örnek olacak icraatların başlaması gerekir...
   Mevcut sistemle ve iktidar partisinin parçalanmış yapısıyla bunu başaramayız...
   Cumhurbaşkanı dahi, işlerin iyi gitmediğini, tepeden tırnağa reforma ihtiyaç duyulduğunu, Anayasa’nın, siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirilmesi gerektiğini söylüyorsa, herkesin bundan ders çıkarması gerekiyor...
   Yeni bir yılda umut verici yeniliklere ihtiyaç vardır...

(Kıbrıs gazetesinden alınmıştır)