Avrupa Birliği (AB) kurumları ile ön plana çıkan Brüksel, NATO'nun da aralarında bulunduğu birçok uluslararası örgütün genel merkezine ev sahipliği yapıyor. Kentte Belçika, AB ve NATO nezdinde birçok diplomat, binlerce kayıtlı basın mensubu ve lobici çalışıyor. Bazı çıkar grupları ve sermaye sahipleri lobicileri kullanırken sendikalar ve halk da Brüksel sokaklarına dökülerek sesini duyurmayı amaçlar.

AB karar verme mekanizmalarını etkilemek isteyenlerin eylemleri genellikle komisyon ve konsey binalarına yakın Schuman Meydanı (Place Schuman) veya Avrupa Parlamentosu yakınındaki Lüksemburg Meydanı'nda (Place du Luxembourg) yapılır ya da kentin başka bir yerinde örneğin Kuzey Tren İstasyonu'nda başlayıp buralarda sona erer.

Bir bakarsınız Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Avrupa hükümetlerinin kemer sıkma politikalarını protesto etmek amacıyla Avrupa'nın dört bir yanından emekçileri Brüksel'e yığar. Bir bakarsınız AB'nin hayvancılık politikalarına kızan Avrupa Süt Üreticileri Birliği, 800 traktörlle kenti işgal edip taleplerini iletir.

İnsan hakları ihlalleri, küreselleşme ve savaş karşıtı yürüyüşlerin adresi ya Schuman Meydanı ya da Lüksemburg Meydanı'dır. AKP'nin baskıcı tutumunu protesto edenler de hemen soluğu Schuman Meydanı'nda alır. Gezi Parkı eylemleri ile dayanışma eylemlerinin adresi ise Lüksemburg Meydanı olmuştur. NATO'yu protesto edenler NATO önünde, Amerika'yı protesto edenler ise ABD Büyükelçiliği önünde sık sık eylem yaparlar. Brüksel eylem konusunda bereketlidir. AB, NATO ya da ABD protestosu yoksa mutlaka bir savaş karşıtı gösteriye rastlarsınız. O da yoksa Belçika halkının yürüyüşlerine denk gelirsiniz.

Şiddeti, ırkçılığı protesto eylemleri de Brüksel sokaklarını hareketlendirir. Belçika iç meseleleri ile ilgili eylemlerin güzargâhı ise genellikle Kuzey ve Güney tren istasyonları arasıdır. Kuzey Tren İstasyonu'nda toplanılır, kent merkezinden yürünerek Güney Tren İstasyonu'na ulaşılır.

İstasyon yanındaki meydanda konuşmalar yapılır ve eylem sakin bir şekilde sona erer. Brüksel 6 Kasım'da bu güzergâhda renkli bir eyleme daha tanık oldu. 15 Aralık'ta ulusal greve hazırlanan 3 büyük sendikanın merkez sağ federal hükümetin kemer sıkma politikalarına ve emeklilik yaşını 67'ye çıkarmaya karşı organize ettiği eylem 120 bin kişinin katılımıyla Belçika’da son yılların sosyo-ekonomik talepler içeren en başarılı protesto gösterisi olarak kayıtlara geçti. Kuzey İstasyonu'nda bir şenlik havasında toplanan emekçiler ve aralarında opera sanatçıları ve çalışanları gibi çok geniş bir yelapazeden insanların da bulunduğu kaygılı vatandaşlar yer yer müzik ve dans eşliğinde orantısız zekâ ürünü esprilerin de desteği ile neşeli bir yürüyüşe geçtiler. Sosyalisti, Hıristiyan demokratı ve liberali aynı talepler etrafında kenetlenmişti.

Başbakan Charles Michel ve 3 önemli bakanının sahnede kartondan gerçek boyuttaki fotoğraflarının yer aldığı ve eylemcilerin top fırlattığı ya da iplerini çekerek devirdikleri temsil görülmeye değerdi. Eylem yapan yolunmuş tavukların görsel olarak kullanıldığı, eylemin ana pankartında ise “Herkes yolunuyor. Şimdi diren” yazıyordu. İleride tavuk kostümleri içerisinde bazı eylemcilere rastlamak bu nedenle sürpriz olmadı. Yürüyüş güzargâhı üzerinde bulunan tarihi Borsa Binası önünde ise tatil beldelerini andıran kocaman bir “Vergi Cenneti Belçika” görseli dikkat çekiyordu. Hayalet şeklinde giyinmiş eylemcilerin elbisesinin üzerinde ise “Sermayenin kaçmasına engel olun” yazarak vergiden kaçan büyük sermayenin altı çiziliyordu. Biraz ileride kenara dizilmiş maskeli eylemciler kocaman “Maskeler düştü” pankartı altında eyleme teatral bir boyut kazandırıyordu.

Kenarda para babası kostümleriyle bankaları ve vergiden kaçan büyük sermayeyi simgeleyen eylemci ile fotoğraf çektirmeden geçmek olmazdı. Cenaze arabası üzerinde götürülen tabut ise sosyal devletti. “İklimi değil, sistemi değiştirin!”, “Savaştan tasarruf edin eğitimden değil” yüzlerce slogan arasındaydı.

Gözlerde umudun parıltısı ve neşe ile başlayan eylem, bazı gözlerdeki biber gazı iziyle sona erdi. Sağanak eylemli Brüksel, bu eylemle, metrekare başına düşen eylem sayısını arttırarak dünya kentleri arasında zirvedeki yerini daha da sağlamlaştırdı.