Rumlar Ercan Havaalanının kapatılması için yıllardır çok uğraştılar ve hala da uğraşmaktalar.

Bunun için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.

 

Ekonomi krizle boğuşmalarına rağmen Türkiye’nin hava ve deniz limanlarının Rum bayraklı gemi ve uçaklara açılması karşılığında Ercan havaalanının uluslararası uçuşlara açılmasını inatla kabul etmiyorlar.

 

Tabii ki her inadın bir sonu var.

Kendi havaalanları çalışmazken ve iş kapasiteleri gün be gün aşağılara doğru giderken Ercan Havaalanınınki yukarılara tırmanıyor.

 

Lefkoşa Uluslararası Havaalanı, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nda, Rum Milli Muhafız Ordusuna (RMMO) yardımcı olmak ve Türk askeri ile Mücahitlere karşı savaşmak için Yunanistan’dan gönderilen komandoları taşıyan Delta tipi uçakların iniş esnasına düşürülmelerinden sonra hem pist üzerinde çukurların açılması, hem düşen uçakların enkazlarının havaalanında kalmasından, hem de adada yaşayan her iki halk tarafından ortaklaşa kullanım olanağının yaratılamamasından dolayı kapanmıştı. Şimdi Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nda BM çalışma ofisleri ve BM askerleri bulunmakta.

 

24 Nisan 2004 tarihinde Annan Planı’nın adada yaşayan iki halk tarafından kabul edilerek uygulamaya konması konusunda yapılan referandumda Rumlar “hayır” oyu vermeseydi bugün hem Lefkoşa Uluslararası Havaalanı, Hem Ercan Havaalanı hem de Larnaka Havaalanı faaliyette bulunuyor olacaktı. Rumlar verdikleri “Hayır” oyları ile bu şansı teptiler.

 

Şimdi Lefkoşa Uluslararası Havaalanı kapalı, Ercan Havaalanı da başlarına bela oldu. Hem de ne bela.

 

Kalite yönünden, uçuş güvenliği açısından, yer hizmetleri bakımından ve Sivil Havacılık hizmetleri ve elektronik donanımları açısından kıyaslandığında Ercan Havaalanı, Larnaka Havaalanından daha iyi durumda. Bunu ben söylemiyorum, teknik adamlar, güvenlikçiler, kalite yönetimi denetleyicileri ve sigortacılar söylüyor. Ercan’ın olumlu özellikleri bu kadarla sınırlı değil. Yolcu memnuniyeti de Ercan Havaalanı lehinde. 

 

İlk pes eden, Larnaka ve Baf Havalimanlarında yer hizmeti vermekte olan “Hermes Airports” şirketi. Ercan Havalimanı üzerinden yapılan uçuşların artması nedeniyle Güney Kıbrıs’taki iki havalimanının zarara uğrayacağı endişesini taşıyan şirket yöneticileri bu gerekçe ile Hristofyas hükümetine tedbir almaları için resmen başvurdular. Hristofyas’a “Git ne yaparsan yap, Türkleri AB’ye, BM’ye, Rusya’ya, Marko Paşa’ya şikayet et, Ercan Havaalanını kapattır” dediler açıkça.

 

Rumların korkuları boşuna değil. Zira Kasım 2012 verilerine göre Güney Kıbrıs’taki Baf Andreas Papandreu Havalanı (619) ile Larnaka Havaalanından (2200) yapılan toplam uçuşlar 2819 iken Ercan Havaalanı’ndan yapılan toplam uçuşlar 1646. Ada üzerinde yapılan toplam uçuşların yüzde 37’si Ercan’dan, yüzde 63’de Güney Kıbrıs’taki 2 havaalanında yapılmakta.

 

Ercan Havaalanı, BM Güvenlik Konseyi’nin 18 Kasım 1983 tarihinde aldığı 541 No.lu kararın meali uygulaması doğrultusunda “Yasadışı” olarak dile getirilirken, verdiği uçuş hizmeti ile uluslararası uçuşlara açık Baf Havaalanını iki buçuğa katlamış. Larnaka havaalanı ile kıyaslandığında ise her iki havaalanından kalkan toplam uçak sayısının yüzde 42.8’i Ercan Havaalanı’ndan, yüzde 57.2’si de Larnaka Havaalanından çıkış yapmış.

 

Yolcu sayısı kıyaslaması ise daha dramatik.

Kasım 2012 itibarı ile Ercan Havaalanı’ndan 204 bin 208 yolcu uçuş yaparken, Baf A. Papandreu Havalanı’ndan 102 bin 110 ve Larnaka Havaalanı’ndan 252 bin 870 yolcu uçuş yapmış. Bu verilere göre Ercan Havaalanı, Baf Havaalanı’nı ikiye katladığı gibi- neredeyse- Larnaka Havaalanındaki yolcu sayısının da yüzde 80’ine ulaşmış.   

 

Bu rakamlar 2012 yılına ait.

Bilindiği gibi, Ercan Havaalanı yeni pist ve yeni terminal binası yapımı için ihaleye verildi. Asıl çıngar pist ve terminal binalarının tamamlanmasından, teknik yer hizmetlerinin, uçak bakımının, kontuar ve çek-in hizmetlerinin de yenilenmesinden sonra çıkacak.

 

İstanbul’un artık Afrika, Asya, Uzak Doğu ve Orta Doğu destinasyonlarında aktarma merkezi haline gelmiş olması, doğal olarak Ercan Havaalanı’nın yenilenmesinin getireceği trafik artışında da büyük bir katalizör rolü oynayacak.

 

Türkiye’nin deniz ve hava limanlarının Rum bandıralı gemi ve uçaklara kapalı olması, İstanbul’un aktarma merkezliliği ile birleşince uzun vadede Larnaka Havaalanı’na yapılacak uçuşların azalmasına yol açacağını, Kıbrıs’a gelmek isteyen yabancı kişilerin de, -kendi ülkelerinden İstanbul üzerinden Ercan’a uçuşlarının asgari her gün veya da günde birkaç kez olacak olması nedeniyle- uçuş saati seçeneğinin fazlalığından dolayı bu güzergahı kullanacaklarını söylemek veya da öngörmek hiçte yanlış olmayacak.