Yazmaktan sıkıldığım şeyi okumanızı istemem. Sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyelim. Bir süre önce bir yazı dizisine başlamıştım. İngiltere’nin son 50 yılında yaptıklarıyla ön plana çıkan ya da öyle veya böyle İngiltere’nin geçmişinde bir izi olan insanların hayat hikayelerini anlatıyordum. Başta heyecan verici bir uğraştı benim için. Bu kişilerle ilgili okumalar yapmak, hikayeyi kurgulamak ve yazmak güzeldi. Bugün de yazı günümdü, yazıyı yazmak için üç dört kişinin hayatını okudum ama beni heyecanlandıran birşey bulamadım, sonra daha başka isimlere baktım, yine heyecan yok. Sonra bu durumun kişiler ve hikayeleriyle alakalı olmadığına karar verdim. Ben bu hikayeleri yazmaktan sıkılmaya başlamıştım. Sıkıldığım şeyi hemen oracıkta bırakıyorum çünkü aksine çaba nafile diye düşünürüm.

Bugün TSK ve Türkiye destekli ÖSO birlikleri, Suriye’de IŞİD’in elinde bulunan ve stratejik öneme sahip olan El Bab bölgesinin etrafını sarmış ve El Bab’ı IŞİD’den temizlemek için operasyon başlatmıştı. Operasyon ve çatışmalar şu saat itibariyle sürüyor. Ne yazık ki aldığımız haberlere göre 14 Mehmetçiğimiz bugün IŞİD’in düzenlediği intihar saldırılarında ve yaşanan çatışmalarda şehit düştü. 33  askerimizin de yaralı olduğu bilgileri geliyor. Fırat Kalkanı operasyonu yani TSK’nın Suriye topraklarında terör örgütlerine karşı başlattığı operasyonun başladığı günden bu yana onlarca askerimiz şehit ve gazi oldu. Şehit olanlara Allah’tan rahmet gazi olanlara şifa diliyorum. Gel gelelim bizim El Bab’da yahut Suriye topraklarında ne işimiz var? Niye askerlerimiz yabancı topraklarda şehit ediliyor?

Bu sorular, özellikle de askerlerimiz şehit edildikten sonra birçok mecrada ve sosyal medyada dile getiriliyor. Soruları dile getiren insanların bir kısmı gerçekten de Türkiye’nin Suriye’de ne işi olduğunu anlamamış yahut kendisine anlatılmamış ve askerlerimizin başka ülkelerdeki teröristlerle çatışırken şehit edilmesini kabullenemeyen kişiler. Bu kişilerle oturulup konuşulduğu ve gerçekler anlatıldığı zaman ikna olurlar. Ancak aynı soruyu aynı sözlerle bu mecralarda hem de daha gür sesle dile getiren bir başka güruh var ki bunlarla oturup musalaha etmek pek kolay değil. Çünkü TSK’nın neden Suriye’de olduğunu çok iyi biliyorlar bu yüzden kabullenemiyorlar durumu. Böyle günlerde de sureti hakdan görünüp, birşey bilmeyen insanları kandırmayı onların zihinlerini iğfal etmeyi hedefliyorlar.

Türkiye, Suriye’ye 900 kilometre sınırı olan bir ülke. Suriye’de 5 yıldır iç savaş var, devlet otoritesi yok, sınır kontrolü yok, terör örgütleri istedikleri gibi at oynatabiliyor. Hele de bu örgütler dünyanın büyük ülkeleri tarafından fonlanıp ve kullanıldıklarından dolayı az zamanda çok tehlikeli hale gelebiliyorlar. IŞİD bunlardan birisi, PKK ve türevleri de diğeri. Türkiye’nin özellikle bu iki örgütle sorunları var. İkisi de Türkiye’deki sivilleri ve güvenlik mensuplarını hedef olarak görüyor. Her iki terör örgütü de Türkiye’de hem sivilleri hem de güvenlik personelini hedef alan cinayet eylemleri gerçekleştirdi.

Bu iki pislik de son yıllarda aynı bataklıktan besleniyor. Ne yazık ki bu bataklık Suriye. Suriye’deki başıbozukluk ve iç savaş hali bu iki terörist yapıya geniş hareket alanı açtı. Özellikle PKK, Suriye’nin kuzeyi yani Türkiye’nin güney sınırında ve buraya yakın bölgede alan hakimiyetine sahip. Bu iki örgüt de birbirini besliyor. Özellikle batı, IŞİD’le çatışıyor algısı üzerinden PKK’nın Suriye’de güçlenmesine destek oluyor. Türkiye’de son iki yıldan bu yana artan şiddet olaylarının izi sürüldüğünde, izler hep Suriye’ye ve Suriye sınırına gidiyor.

Türkiye, Fırat kalkanıyla geç kalınmış bir adımı atmış oldu. Kontrolsüz kalan Suriye sınırını kontrol altına almakla birlikte, terör örgütlerini bulundukları yerde imha etme yoluna giden Türkiye, bu operasyonda büyük bedeller ödüyor. Ancak bu bedeller, devletin bekası için ödeniyor. Orada şehit düşen kardeşlerimiz, bir daha şehirlerimizde bomba patlatılamasın, başka devletler bizim üzerimizde kolaylıkla oyun oynayamasın ya da oynayacağı oyunda bizi figüran yapamasın diye şehit düşüyorlar. Yaptıkları şey vatan müdafaasından başka birşey değil. Öyle gün olur ki, vatanı vatan toprakları dışında müdafaa etmen gerekir. El Bab’da, Membiç’te de başka yerlerde de bunun için varız, var olacağız.