Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, İngiliz yatırımcıları Türkiye’deki yatırım fırsatlarını değerlendirmeye davet ettiğini belirterek, 2017 yılının doğrudan yabancı yatırımlar açısından iyi bir yıl olacağını söyledi.

İngiltere’de ağırlıklı olarak otomotiv sektörü temsilcileri ile bir dizi görüşmede bulunan Ermut, görüşmelere hali hazırda Türkiye’de yatırımları bulunan yatırımcıların da katılarak deneyimlerini paylaştığını belirtti.

Türkiye’den Ford Otosan ve Otomobil Sanayicileri Derneği (OSD) yönetiminin de İngiltere ziyaretine eşlik ettiğini belirten Ermut, Türkiye ve İngiltere arasında büyük iş birliği ve yatırım fırsatlarının bulunduğunu vurguladı.

Erkut, “Özellikle Brexit sonrası duruma hazır olabilmek için iki ülke arasındaki önemli sektörlerde bu tür görüşmelerin yapılmasını faydalı buluyoruz. Türkiye’de yatırım ve iş birliği fırsatlarını tanıtmaya devam edeceğiz.” dedi.

Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırımlar açısından bu yıl olumlu bir başlangıç yaptığına işaret eden Ermut, “Küresel düzeyde bir kriz yaşamadığımız sürece, 2017 hem doğrudan yatırımlar hem de Türkiye ekonomisi açısından iyi bir yıl olacak. Bize burada en çok sorulan sorulardan biri de buydu; ‘referandum aslında ne manaya geliyor? Türkiye ekonomisine nasıl etki edecek?’ Biz onu her zaman şöyle açıklıyoruz; Birincisi biliyorsunuz, Türkiye’de 2002’den önce ortama bir hükümetin ömrü 15 aydı. Böyle bir ortamda ne uzun vadeli bir reform yapabilirsiniz, ne içilmesi gereken acı ilaçları içirebilirsiniz. Hiçbir parti bu sorumluluğu almak istemez. Bir kere o yıllara dönemeyiz. Dolayısıyla Türkiye  bu konu ile ilgili bir önlem almak durumunda.”

Ermut konuşmasına şöyle devam etti:

“İkincisi; yürütme erkinin daha efektif çalışabilmesi açısında başkanlık sistemi yatırımcı dostu bir sistem. Bir kere kabine daha güçlü. Meşruiyet açısından halkın yüzde 50’sinden fazlasının oyunu almış bir yürütme erkinden bahsediyoruz. Türkiye için önemli bir adım. İnşallah bu eşiği atlattığımızda Türkiye’nin önü çok daha açık olacak. Onun için 2017 sonrasında Türkiye açısından çok parlak yılların geleceğini düşünüyorum.”

-“Yatırımcının güveni tazelendi”

Türkiye’nin 2015 yılını seçim atmosferine ve bölgesel sıkıntılara rağmen doğrudan yabancı yatırımlarda yüzde 35 artışla kapattığını belirten Ermut, 2016 yılının ilk yarısının ise terör saldırıları ve terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimi nedeniyle zorlu bir dönem olduğunu kaydetti.

Tüm bunlara rağmen yatırımcının Türkiye’ye duyduğu güveni hiç kaybetmediğini belirten Ermut, “Türk halkının çok güçlü bir reaksiyon vererek ortak düşmana karşı bu kadar birleşebilmesi, meşru liderinin arkasında durması, Türkiye’deki yatırımcıların durumu çok daha iyi anlamasını, güvenlerini tazelenmesini sağladı.” ifadelerini kullandı.

Ermut, “Bu rakamlara da enteresan bir şekilde yansıdı. 2016’da 12,1 milyar dolar yatırımın neredeyse yüzde 56’sını temmuz ayından sonra çektik. Son çeyrekte özellikle ciddi bir toparlanma gördük. Enteresan bir şekilde Fitch’in son güncellemesinden sonra, kredi derecelendirme kuruluşlarının notumuzu düşürmelerinin hemen sonrasında ocak ayında Türk lirasının değer kazandığını  gördük. Bu Türk ekonomisinin gücünü, politik istikrarını etkisini, güçlü liderliğin Türkiye’de neler yapabileceğini aynı zamanda potansiyeli göstermesi açısından çok önemli.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde küresel doğrudan yabancı yatırım pastasından aldığı payı artırabileceğini belirten Ermut, “2002’ye kadar 15 milyar dolar yatırım çekmiştik, 2002’den günümüze kadar ise 180 milyar dolar yatırım çektik. Peki bu yeterli mi, bizim açımızdan değil. Dünyadaki toplam doğrudan yatırımların yüzde 1’ini çekebiliyoruz. Rekor olarak yüzde 1,36’sını çekebilmişiz 2006’da, en yüksek oran. Biz bu oranın çok kolay bir şekilde önce 1,5 daha sonra da 2’ye çıkabileceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin potansiyeli, bulunduğu konum, nüfusu, dinamizmi bunu gerektiriyor.” dedi.

- Serbest ticaret anlaşmaları  önemli hale geliyor”

İngiltere ve Türkiye arasında yeni fırsatların doğduğuna işaret eden Ermut, “İngiltere’ye ya da Avrupa’ya geldiğimizde bize en çok sorulanlardan biri Türkiye ile AB ilişkilerinin geleceğinin nasıl olacağı. Bu sefer İngiltere’de kimse bunu sormadı. Herkes Brexit’ten sonra ilişkileri nasıl devam ettireceğimizi soruyor. AB bizim için önemli bir ticaret ortağı ve önemli bir yatırım kaynağı durumda.” dedi.

Ermut Türkiye’nin halen Avrupa’dan önemli seviyede yatırım çektiğini, gelişen ekonomilerden yatırımlarda da artış görüldüğünü kaydetti.

Ermut, “Çin, Japonya gibi yeni aktörlerin ülkemize olan yatırımları iki katına çıkmış durumda. Öyle olunca pastadaki payda çeşitlendirme yapma imkanımız oldu. AB hala bizim için önemli bir ticari partner, aynı zamanda önemli bir yatırım kaynağı. Bu anlamda Türkiye Gümrük Birliği dışında, aynı zamanda 19 ayrı ülke ile yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmasına sahip. Pek çok farklı ülke ile de şu anda hali hazırda müzakereler devam ediyor. Dolayısıyla Türkiye’nin bu konudaki pratiği, tecrübesi gayet iyi.” İfadelerini kullandı.

Türkiye’nin yaklaşık dört saatlik uçuş mesafesinde 1,6 milyar nüfusa  7-8 trilyon dolar seviyesinde toplam ticaret hacmine erişiminin olduğunu hatırlatan Ermut, “Bu durumu da desteklemek için aynı zamanda hukuki bir ekonomik altyapıyı oluşturmak lazım. Bunun için serbest ticaret anlaşmaları şimdi daha da önemli hale geliyor.” şeklinde konuştu.

Yakın zamanda Çin’in İpek Yolunu yeniden canlandırma projesinin Türkiye’yi Çin yatırımları için son derece stratejik bir ülke haline getirdiğinin altını çizen Ermut, Japon şirketlerin ise Türkiye’yi merkez alarak,ortaklıklar kurarak yatırım fırsatları değerlendirdiğini kaydetti.

Türkiye’nin küresel bazda her oyuncu ile ilişkisinin olduğunu belirten Ermut, “ABD Başkanı Donald Trump’ın iş adamı kimliği ve rasyonelliği bir fırsat. Türkiye ile ilgili bu rasyonel yönün politik anlamda da daha doğru kararlar almasına sebep olacağını ümit ediyoruz.” dedi.