Magar Kouyoumdjian, yaptığı açıklamada, Türk bankalarının son 15 yılda birçok şoka karşı güçlü direnç gösterdiğini, bunu 2001 krizinden sonra uygulanan radikal reformlara bağladıklarını, 2008 yılındaki küresel finans krizin Türk bankaları üzerindeki etkisinin bile gelişen ve gelişmiş piyasalardaki benzerlerine göre kısa süreli ve ılımlı olduğunu söyledi.

Kouyoumdjian, "Bankacılık sistemi, yeterli varlık kalitesinin yanı sıra iyi yönetim ve denetimden, sağlıklı gelir marjından ve sermayelendirmeden faydalanıyor. (Türk bankalarının) Yeterli varlık kalitesi ekonomik ve politik oynaklık dönemlerine karşı tampon oluşturdu." şeklinde konuştu.

Türk bankalarının karlılığının, Avrupa’daki benzerlerine kıyasla işlevsel maliyet yapıları, yönetilebilir kredi maliyetleri, sağlıklı faiz marjları, ücret ve komisyon gelirleri bakımından daha olumlu olduğunu düşündüklerini ifade eden Kouyoumdjian, "Dahası Türk bankalarının performansı emsallerine kıyasla uzun süredir istikrarlı." dedi.

Kouyoumdjian, finansman ve risk maliyetlerindeki artışın gelecek 12 ay boyunca bankaların gelir büyümesini azaltabileceğini de bildirdi.

- "Kredi büyümesinin 2017 ve 2018'de yüzde 15-20 olmasını bekliyoruz"

  

Magar Kouyoumdjian, Türk bankacılık sektöründeki kredi büyüme hızını değerlendirirken, şunları kaydetti:

"Daha yavaş ekonomik büyüme, güvenin ve yatırımların azalmasına neden oldu. Bu da son 12 ay boyunca bankaların kredi büyümesinin daha ılımlı bir hal almasına neden oldu. Nominal büyüme istatistikleri yüksek olmasına rağmen rakamlar, kredilerin üçte birinin döviz cinsiden olması ve Türk lirasındaki değer kaybı nedeniyle yüksek görünüyor. Nominal kredi büyümesinin 2017 ve 2018 yıllarında yüzde 15-20 seviyesinde olmasını bekliyoruz."

Türk bankacılık sisteminin gelecek dönemde karşılaşabileceği risk ve fırsatlara da değinen Kouyoumdjian, "Son dönemde sermaye oranının artırılması yönündeki inisiyatifler, özellikle emeklilik planı borçlanma ve tasarruflar arasındaki uyumsuzluğu dengelemeye yardım ediyor. Yerel sermaye piyasalarındaki kademeli gelişme, döviz finansmanındaki kronik bağımlılığın azaltılmasına yardım edebilir." ifadelerini kullandı.

- "Varlık kalitesi, liradaki değer kaybının devamı halinde problem yaratabilir"

Bu durumun bankaları, uluslararası sermaye piyasalarında ani şekilde değişen dinamiklere maruz bıraktığını vurgulayan Kouyoumdjian, "Kredi büyümesinin mevcut seviyesi tasarruflarla daha uyumlu olsa da... Eğer kredi büyümesi 2010-2014 döneminde gördüğümüz gibi tekrar hız kazanırsa bu, bankaların kredi profili üzerinde ek baskı oluşturabilir." dedi.

Türk bankacılık sistemi için bir diğer tehdidin ise döviz cinsiden borçların büyüklüğü dikkate alındığında Türk lirasındaki uzun vadeli değer kaybı olduğunu vurgulayan Kouyoumdjian, "Varlık kalitesi, Türk lirasındaki dikkate değer kayıplara karşı bu zamana kadar direnç gösterdi. Özellikle borçların uzun vadeli yapısı nedeniyle... Bu durum, uzun vadede liradaki değer kaybının devam etmesi halinde problem yaratabilir." diye konuştu.