LONDRA – Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk lirasındaki değer kaybının kredi notu açısından negatif unsur olduğunu belirtti.

Moody’s'ten Türk lirasının performansına ilişkin yapılan açıklamada, son verilere göre Türkiye’nin cari açığının geçen yılın şubat ayına kıyasla yüzde 60 daha yüksek olduğu belirtilirken, bunun devam eden potansiyelin üzerindeki ekonomik büyümenin bir sonucu olduğu ifade edildi.

Bu ay içerisinde ABD dolarında 4,00 liranın, avroda da 5,00 liranın üzerinin görüldüğü ifade edilen açıklamada, Türk lirasının halihazırda bu yılın başındaki seviyesine kıyasla yüzde 8 daha düşük değerde olduğu kaydedildi.

Açıklamada, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Türk lirasının dolar karşısında 4,15 seviyesini gördüğü, para biriminde devam eden zayıflıkların Türkiye’nin dışsal hassasiyetlerinin yüksek olması, döviz rezervlerinin ise düşük olması sebebiyle sorun teşkil ettiği öne sürüldü.

Moody's açıklamasında, Türk lirasındaki bu gelişmelerin Türkiye’nin kredi notu açısından negatif unsur oluşturduğu kaydedildi.

Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na (GSYH) oranla cari açığının 2016 yılındaki yüzde 3,8 seviyesinden 2017 yılında yüzde 5,6 seviyesine yükseldiği belirtilen açıklamada, bunun petrol fiyatlarındaki ve ithalat talebindeki artışı yansıttığı değerlendirmesine yer verildi.

Açıklamada, Türkiye’nin ihracatı içerisindeki ithalat içeriğinin olağanüstü şekilde yüksek olduğu kaydedilerek, cari açığın finansmanın kalitesinin ise geçen yıl itibariyle bozulmaya devam ettiği bildirildi.

Türkiye’nin dış borcunun geçen yılın sonunda 453 milyar ABD dolarına yükseldiği ifade edilen açıklamada, bunun da GSYH’nın yüzde 53,3’üne denk geldiği belirtildi. 

Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın döviz rezervinin 90 milyar ABD dolarının altında olduğu, bunun da vadesi gelmekte olan yükümlülüklerin yaklaşık yarısını kapsadığı ifade edildi.

Moody's açıklamasında, “Türkiye’nin yüksek enflasyon ve zayıf dışsal pozisyonunun arkasındaki bir diğer faktör ise aşırı ısınan ekonomi. Hükümet ve Merkez Bankası geçen sene ekonomik büyümeyi yüzde 7’inin üzerine çıkaran bir dizi teşvik önlemlerini uygulamaya soktu. Bizim potansiyel büyüme tahminimiz yüzde 3,5-4,0 seviyesindeydi. “ifadesine yer verildi.

2019 yılındaki seçimler öncesinde ekonomide hızlı büyümenin maliyeti ne olursa olsun sürdürülmesinin hedeflendiği öne sürülen açıklamada, yetkililerin Türk lirasındaki değer kayıplarına karşı gerekli adımları atmaya hazır olduğunu söylediği, buna rağmen faiz artışının bu tür açıklamalarla ertelenmesi halinde Türk lirası üzerinde yenilenen bir baskının görülebileceği ifade edildi.

Açıklamada, “Bu gergin durum, Türkiye’nin dinamik ekonomisinden gelen temel gücü ve güçlü mali ölçütleri ile yüksek ve artan hassasiyetleri arasındaki hassas denge açısından önemli bir test. “ifadesine yer verildi.