Başçı, yılın dördüncü enflasyon raporunu açıklamasının ardından ekonomistlerin ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 "Bu sene asgari ücretlere yüzde 12 zam oldu. Seneye de siyasi partilerin programlarına baktığımız zaman önemli bir zam bekleniyor. Asgari ücretteki her bir birim reel ücret artışının enflasyona etkisi konusunda bir çalışmanız oldu mu?" şeklindeki soruya Başçı, şu yanıtı verdi:

"Asgari ücretle ilgili olarak... Tam seçimler de yaklaştı, genellikle vaatler burada yüzde 12'den yüksek. Bunun enflasyona ne kadar etkisi olacağı nasıl uygulanacağına bağlı. Yani burada artışın ne kadarı firmalara maliyet artışı olacak yansıyacak? Orada bir kamu katkısı olacak mı? Kamu katkısı olacaksa bu kamu katkısı ne kadar olacak? Bunun bütçe dengeleriyle uyumu gözetilerek yapılabilir olup olmadığı herhalde yeni hükümet tarafından tartışılacak. Onun nasıl uygulanacağını önce bir görmemiz gerekecek."

Bu konuda geçmiş örnekleri de çalıştıklarını ve bunun enflasyon üzerinde net etkisini altyapı olarak hazırladıklarını belirten Başçı, 2004 yılında yüksek miktarda yapılan asgari ücret artışının enflasyona yansımasının daha sınırlı olduğuna dikkati çekti.

Başçı, "Onun için hükümet programının önce bir görülmesi gerekiyor. Aralık ayında yapılacak müzakerelerin de. İşveren ve işçilerle birlikte yeni hükümet müzakere yapacak. O müzakerenin sonucunda nasıl bir karara bağlandığını görmemiz gerekecek. Buna biz genel olarak gelirler politikası ve kamu maliye politikası adı altında yer verdik enflasyon raporumuzda" diye konuştu.

Bunun dışında maliyet unsurlarından lehe çalışanlar da olduğuna işaret eden Başçı, "O da enerji. Yani firmalarımızın bugün maliyet unsurları arasında buradan ücretler üzerinden bir miktar maliyet artırıcı etki gelebilir. Ne kadar olacağını göreceğiz ama enerji tarafından da petrol, elektrik, doğalgaz fiyatlarında da herhangi bir artış öngörülmüyor şu anda. Küresel emtia ve enerji fiyatlarındaki düşüşler de bu öngörüyü destekliyor" dedi.  

- "Suriyeli mültecilerin enflasyona etkisini söylemek için detaylı çalışma yapmak gerekir" 

Suriyeli mültecilerin enflasyon üzerinde, özellikle gıda ve konut fiyatları üzerinden bir etkisi olup olmadığına yönelik soruya Başçı, şöyle yanıtladı:

"Bunun çok çeşitli alanlarda tabi etkileri var. Orada da hükümet yetkililerinden gelen açıklamalara baktığımızda yaklaşık 200-250 bin civarında Suriyeli misafirimizin göçmen kamplarında kaldıklarını biliyoruz. Kalan kısmının da Türkiye'nin çeşitli illerinde yaşadıklarını biliyoruz ki oralarda önemli bir kısmının çalıştığını da biliyoruz. Dolayısıyla onların asgari ücretin altında çalıştıklarını tahmin edebiliriz. O yönde anekdotlar da var. O yüzden tabi hassas bir konu. Kolay bir konu değil. Fakat enflasyon üzerine net etkisini söylemek için detaylı bir çalışma yapmak gerekir."

Başçı, "Resmi Gazete'de yayınlanan yabancı para zorunlu karşılıklara sermaye ağırlığının artırılması ROM politikası üzerine nasıl etki yapacak ve bu konuda bir önlem alıcı çalışmanız var mı?" sorusu üzerine şunları ifade etti: 

"Zorunlu karşılıklarla ilgili değil bu en son düzenleme. Onu biz Finansal İstikrar Komitesi'nde görüşmüştük. Orada şöyle bir genel bir düzenleme var küresel ölçekte; 'merkez bankasından alacaklar' diye bir tabir kullanılmış. Onların risk ağırlığı bugünkü şartlar çerçevesinde 50 olması söz konusu. Bu, kredilerin risk ağırlığından düşük. Fakat 'merkez bankasından alacaklar' tam olarak nedir? Onunla ilgili net bir tanım için ve bu düzenlemenin kendisinin tekrar bir gözden geçirilmesi için Basel Komitesi nezdinde çalışmalar sürüyor.

Basel Komitesi'nde şu anda iki tane çalışma yürüyor. Bunlardan biri kredi risk ağırlıklarının ülkeler arasında karşılaştırılabilir olması. Benzer uygulamanın benzer ülkelerde yapılabiliyor olması ki aynı rakama baktığınız zaman aynı rasyoyu bulabilesiniz. Kredi risk ağırlıklarının uygulamasıyla ilgili bir gözden geçirme şu anda var. Aynı zamanda da risk ağırlıklarının kendisinin standartlarıyla ilgili de bir gözden geçirme var. İkinci çalışma da devlet kıymetlerinin, biliyorsunuz, ulusal inisiyatif olursa Türk lirası bazında olursa sıfır risk ağırlık olması söz konusu. Yabancı para cinsinden olursa devletin ihraç ettiği kıymetlerin kredi derecesine bağlı olarak daha yüksek olması söz konusu. Onun da bir gözden geçirilmesi çalışması başlatıldı Basel Komitesi çerçevesinde."

Basel Komitesi'ne gelişmekte olan ülkelerin de üye olduğunu anımsatan Başçı, "Bu biraz vakit alacak. Büyük ihtimalle 2016 yılının sonuna kadar Basel'deki bu çalışma devam edebilir. O yüzden acele etmiyoruz biz. Şöyle yaptık; BDDK ile de o konuda mutabık kaldık; mart ayında yürürlüğe girecek şekilde bir yürürlük tarihi yazdılar. Şu anda hep sıfır. Sıfır olarak devam edecek risk ağırlıkları. Mart ayında devreye girecek ama nasıl yorumlanması gerektiği; yani zorunlu karşılıklar buna girer mi girmez mi, rezerv opsiyonları merkez bankasından net bir alacak mıdır değil midir, diğer alacaklar nasıl tanımlanır, tam olarak merkez bankasından alacağı nasıl tanımlayacağız; onunla ilgili detaylar, uygulama detayları bir genelgeyle mart ayından sonra BDDK tarafından netleştirilecek" diye konuştu. 

Şu anda bu yapılanın sadece genel ve bütün mevzuatın tamamının harfiyen Basel kurallarına uyumlu olmasıyla ilgili bir çalışma olduğunu belirten Başçı, "O açıdan herhangi bir sorun teşkil etmeyecek. Bankalarımızın ne davranışlarını etkilemesini ne de sermaye yeterlilik rasyolarını etkilemesini isteriz ve o yönde de her türlü ilave karar alınabilir. O konuda Finansal İstikrar Komitesi'nde bankaların sermaye yeterlilik durumlarını ve davranışlarını etkilemeyecek şekilde çalışma yapacağımız konusunda mutabık kaldık. Onun için epey vakit var. Mart ayının sonunda zannedersem o devreye girecek. O zaman nasıl devreye gireceği netleşmiş olur. Herhangi bir sorun olacağını ben zannetmiyorum şu anda" ifadelerini kullandı.