Toplantının açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, TİM Başkanı Mehmet Ekşi'nin kendisine çalışmanın hikayesini anlatmasının ardından çok duygulandığını dile getirdi.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN KONUŞMASI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, rekabet gücünün korunması için şubat ayında birtakım tedbirler alındığını belirterek, "Bu tedbirlerden biri olarak Bağımsız Devletler Topluluğu'nda bulunan 8 ülkeden 400 binin üzerinde turist getiren seyahat acentelerinin kredi garantilendirme fonu teminatıyla kredi kullanmaları sağlanarak finansmana erişim imkanları getirilmişti. Bu uygulamayı kapsamını genişlettirerek devam ettiriyoruz. Bu çerçevede turist getirilen ülke sayısını 27'ye çıkardık. Yani sadece Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki 8 ülkeye verilen özel teşvikler 27 ülkeye yaygınlaştırılıyor" dedi.

Davutoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen "Türkiye Markası" tanıtım toplantısındaki konuşmasında, 2012'de TİM'in koordinasyonuyla başlayan "Türkiye Markası" çalışmalarının, geçen yılın ilk döneminde ilk meyvelerini verdiğini, Türkiye'nin yeni logosu ve sloganının tanıtıldığını hatırlatarak, "Turkey Discover the potential" sloganının ortak bir slogan, işaret olduğunu söyledi.

Logo ve sloganın, tüm iş adamlarını, Türkiye'yi tanıtan bütün kurumları dağınıklıktan, karmaşadan kurtardığını dile getiren Davutoğlu, "Türkiye'nin gücünü keşfetmesi, gücünün farkına varması, 7'den 70'e her vatandaşımızın yüreğinde hissetmesi gereken bir husustur" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, ferdi hayatta olduğu gibi ülkelerin hayatında da öz güvenin her şeyden daha önemli olduğunu kaydederek, "Öz güven bana göre kendi gücünü, kendi imkanlarını, kendi sınırlarını keşfetmektir ve en büyük ihtiyacımız, en büyük güç kaynağımız öz güvenimizdir. Öz güvenini kaybeden ülkelerin atılım yapma gücü kalmaz" diye konuştu.

Türkiye'nin son 13 yılda büyük bir devinim içinde olduğunu belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"13 yılda gerçekleştirdiğimiz birçok büyük devrimlerin arkasındaki en büyük devrim öz güven devrimidir. Kişi başına milli gelirden ihracat kapasitemize, kongre turizminden turist sayısına kadar çok büyük bir atılım içinde olduğumuzu herkes görüyor. Öz güvenin artması ve gücün farkına varmak, kendini keşfetmek için özel sektörün gücüyle kamu yönetiminin birbirini tamamlaması, birbiriyle tam bir uyum içinde hareket etmesi gerekir. Biz birlikte Türkiye'yiz, biz birlikte güçlüyüz. Biz Türkiye'yiz ve gücümüzün farkındayız. 'Biz Türkiye'yiz' derken aslında tarihin en kadimine hitap ediyoruz. Çatalhöyük'ten İstanbul'a kadar, tarihin ilk yerleşik toplumundan en gelişmiş dersaadete kadar bütün o tarihe baktığımızda en kadim tarih bizim ülkemizdedir. Coğrafyanın en merkezisine sahibiz.

Avrupa Birliği-Türkiye zirvesini gerçekleştirdiğimizde Avrupa Birliği liderlerine hitaben 'Biz bir Avrupa halkıyız ve Avrupa'nın kaderi biz olmadan çizilemez' demiştim. Ondan birkaç gün sonra Bakü'ye gittiğimizde de Bakü'de Diplomasi Enstitüsü'nde hitap ederken, 'Biz bir Asyalıyız ve Asya'nın tarihi biz olmadan yazılamaz' demiştim. Geçtiğimiz günlerde Türkiye-Afrika Birliği Stratejik Düşünce Kuruluşları Toplantısı'na katıldığımda da hiç gocunmadan, hiç yabancılık hissetmeden 'Biz Afrikalıyız ve Afrika'nın ortasına kadar her yerde bizim izimiz var' demiştim. Bizi tek bir kültüre hapsetmek isteyenlere karşı, tek bir coğrafyaya mahkum etmek isteyenlere karşı gür bir sesle bir kez daha haykırıyoruz. 'Biz Avrupalıyız, biz Asyalıyız, biz Afrikalıyız, biz Karadenizliyiz, biz Akdenizliyiz, biz Egeliyiz, biz Balkanlar'ız, biz Kafkasya'yız, biz Orta Asya'yız, biz Ortadoğu'yuz, biz Mezopotamya'yız, biz Rumeli'yiz. Tarih bizle başladı ve tarih bizle yazılacak. Bunu gururla ifade ediyoruz."

- "Dünyaya kapanmayacağız, dünyaya açılacağız"

Ahmet Davutoğlu, Türkiye gibi bir ülkeyi tanıtmanın kolay ve böyle bir ülke adına konuşmanın gurur verici olduğunu ifade ederek, "Bizim kültürümüze değmemiş medeniyet yoktur. İlk tarım toplumundan İskender dönemine, Roma dönemine, Selçuklu'ya, Osmanlı'ya, İslam medeniyetine, Orta Asya'dan gelen Horasan kültürüyle meczetmiş bütün kültürel harmanlanmaya biz sahibiz. Açın Mesnevi'yi, her yerden bir iz bulursunuz. Bu büyük kültürel birikimle biz her bir medeniyete değerek, insanlığı temsil ediyoruz. İnsanlığı bütünüyle temsil eden çok az coğrafya vardır ve insanlık kültürünü bu anlamda en güçlü şekilde temsil eden temerküz ettiği coğrafyada bizim ülkemizdir" dedi.

İpek Yolu'ndan bugünkü enerji hatlarına, ulaşım koridorlarından büyük küresel ekonomik networklere kadar her yerde Türkiye'nin olduğunu ve küresel ekonominin merkezinde Türkiye'nin olacağını belirten Davutoğlu, "Dünyaya kapanmayacağız, dünyaya açılacağız. Dünyaya açılırken de kimliğimizi, ait olduğumuz toprağın o derin kültürünü büyük bir onurla temsil edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, tanıtım logosunun önemine işaret ederek, gerek geometrik simgesel anlatımla gerekse simgelerin kültür tarihindeki yeri itibarıyla Türkiye'nin bütününü temsil ettiğini söyledi.

Türkiye'nin kendisini dünyaya tanıtmak noktasında yeni bir değer kazandığını belirten Davutoğlu, "Türkiye Markası" kampanya lansmanının, Türkiye'nin kanaat önderlerinin ortak bir akılla imza attığı, Türkiye markası ve sloganı "Turkey Discover the potential" için dönüm noktalarından biri olacağını kaydetti.

Davutoğlu, Türkiye markasının başlatılan tanıtım kampanyası ile yurtdışında ve Türkiye'de milyonlarca kişi ile buluşacağını, Türkiye'nin gücünü ve potansiyelini keşfetme çağrısı yapacağını, Türkiye'nin yeni markasıyla binlerce yıllık medeniyetlerle yoğrulmuş hikayesinin dünyaya anlatılmaya başlanacağını söyledi.

- "Her açıdan tanınmayı ve tanıtılmayı hak eden bir noktaya geldik"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dönüşüm ve kalkınma ile birlikte büyümüş dünya ekonomileri arasında söz sahibi konuma eriştiğini vurgulayarak, "Her açıdan tanınmayı ve tanıtılmayı hak eden bir noktaya geldik. Ülkemiz 2002'de cari fiyatlarla dünyanın en büyük 21'inci ekonomisi iken, bugün 18'inci. İnşallah daha üst sıralara doğru yolumuza devam ediyoruz. 2014 sonu itibarıyla Türkiye, Avrupa'daki en büyük 7'nci ekonomidir. Türkiye kabuğunu kırdı, yüzünü, yönünü tüm dünyaya, bütün yönlere çevirdi, her açıdan dünyaya açıldı. Başarılar arttıkça, öz güvenimiz tazelendikçe, her geçen gün daha önemli, daha etkin bir küresel aktör haline geldik" diye konuştu.

Türkiye'nin dünyaya yüzünü dönmesinin, özellikle ekonomik faaliyetler açısından son derece önemli sonuçlar doğurduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Dış ticaret 2002'de 87,6 milyar dolar, dış ticaret hacmimiz 2014'te 3,6 kat artarak 400 milyar dolara yükseldi. 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımızı, 2014'te 158 milyar dolar seviyesine çıkardık. Yekunda nicelik olarak artış olmasına rağmen kur oynamaları dolayısıyla bu sene küçük bir düşüş beklesek de inşallah yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. 2002'de ülkemizdeki ihracatçı firma sayısı 31 bin 700 iken, 2015 ocak-ekim dönemi itibarıyla Türkiye'deki toplam ihracatçı firma sayısı 59 bin 100'e yükseldi. Bu durum, ihracat yapma kültürünün aradan geçen süre içerisinde sergilediği pozitif gelişimin bir yansımasıdır. 2002'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı sadece 9 iken, 2014'te 37'ye yükseldi. 2002'de 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 8 iken, 2014'te 34'e yükseldi.

Siyasi istikrarın ve siyasi itibarın semeresini, en çok ekonomide gördük. 1984-2002 döneminde Türkiye'ye sadece 14,8 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım gelmişti. 2003-2014'te ise 149 milyar dolar yabancı yatırım girerken, Türk firmaları da 12 yılda 27 milyar dolarlık dış yatırım gerçekleştirdi. 1974-2002'de yurtdışında üstlenilen müteahhitlik hizmetleri bedeli sadece 46 milyar dolardı. 2002-2015'te 273 milyar dolarlık iş üstlenildi ve dünyada bu alanda en başarılı birkaç ülkenin arasına girdik. Bu gelişmeler, Türk yatırımcısının ve Türk markalarının uluslararası saygınlık kazanmakta olduğunun açık bir göstergesidir. Bu nedenle tempoyu, hızı, inşallah 1 Kasım seçimleriyle gelen siyasi istikrar ortamında daha da artıracağız."

- Turizm sektörüne müjde

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2002'de 13 milyon olan turist sayısının 2014'te 37 milyona çıktığını kaydederek, turizmdeki performansı korumak ve ilaveten yeni destinasyonlar açmak için sektörü daha ileriye götürecek çalışmalar yaptıklarını bildirdi.

Rusya'yla yaşanan arızi sorun nedeniyle ortaya çıkan gelişmelerden turizm sektörünün ve üreticilerin olumsuz etkilenmemesi için bazı tedbirler alındığını hatırlatan Davutoğlu, "Rekabet gücümüzün korunması için 2015 yılının başında, şubat ayında birtakım tedbirler zaten almıştık. Bu tedbirlerden biri olarak Bağımsız Devletler Topluluğu'nda bulunan 8 ülkeden 400 binin üzerinde turist getiren seyahat acentelerinin kredi garantilendirme fonu teminatıyla kredi kullanmaları sağlanarak finansmana erişim imkanları getirilmişti. Bu uygulamayı kapsamını genişlettirerek devam ettiriyoruz. Bu çerçevede turist getirilen ülke sayısını 27'ye çıkardık. Yani sadece Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki 8 ülkeye verilen özel teşvikler 27 ülkeye yaygınlaştırılıyor."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Antalya, Muğla ve İzmir havalimanlarına turist getirecek uçaklara verilen desteğin, artık belli ülkelerden gelecek uçaklar için değil, çıkış noktası neresi olursa olsun tüm dünyadan, bütün ülkelerden gelecek uçaklar için uygulanacağını bildirdi.

"Türkiye Markası" tanıtım toplantısında konuşan Davutoğlu, birçok ülkeden Alanya Gazipaşa, Antalya, Muğla Dalaman, Muğla Milas, Bodrum ve İzmir Adnan Menderes havalimanlarına tarifesiz turistik uçak seferleriyle turist getiren seyahat acentelerine Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu'ndan uçak başına 6 bin dolar destek verilmesinin kararlaştırıldığını hatırlattı.

Davutoğlu, "Bu doğrultuda nisan-mayıs 2015 döneminde bin 983 uçuşa toplam 22 milyon 173 bin lira ödeme yaptık. 2015 yılı için uygulanan bu desteğimizi 2016 turizm sezonu başlangıcında nisan-mayıs aylarında gerçekleştirecek uçuşlar için de genişleterek devam edeceğiz. Antalya, Muğla ve İzmir havalimanlarına turist getirecek uçaklara vereceğimiz destek, artık belli ülkelerden gelecek uçaklar için değil, çıkış noktası neresi olursa olsun tüm dünyadan, bütün ülkelerden gelecek uçaklar için uygulanacaktır" diye konuştu.

Bu kararla Türkiye'nin turizmi alanındaki üstünlüğünü ve rekabet gücünün sürdürülmesini amaçladıklarını belirten Davutoğlu, turist gelen ülkeleri bir sayı sınırlaması yapmadan genişletmek suretiyle ülkenin turizminde olası pazar daralmaları karşısında da tedbirlerin alındığını, yeni pazarlara açılması için turizm sektörünü destinasyon bazında da desteklemeye devam edecekleri vurguladı.

Başbakan Davutoğlu, bu rakamlardaki iyileşmelerin arkasında iyi planlanmış stratejiler, hükümetin ve iş dünyasının emeği olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Yatırım Destek Ajansımızı kurmasak, DEİK gibi kuruluşlarımızı aktif hale getirmesek, iş ve yatırım ortamını iyileştirmesek bu kadar yatırım çekmemiz mümkün olmazdı. Eğer dünyayı karış karış dolaşmasak, diplomasiye derinlik kazandırmasak, ekonomik ve ticari ilişkileri böyle artıramazdık. 2002'de 163 olan dış temsilcilik sayımız, şu anda 228. Dünyada en fazla dış temsilciliği olan 7. ülke konumundayız. Bugün Türk Hava Yolları 108 ülkede 261 şehre uçuş yapıyor. İşte gücünü keşfetmek budur. 2002'den bugüne kadar yurtdışında ticari müşavir kadromuzu 3 katına çıkardık. 17 ülkeyle yüksek düzeyli iş birliği konseyleri kurduk, bölgesinde ve küresel ölçekte iş birliği mekanizmalarını güçlendirdik. Bugün 17'si yürürlükte, dördü de onay sürecinde olan 21 serbest ticaret anlaşmamız bulunuyor. Halihazırda 14 ülke ve ülke grubuyla serbest ticaret anlaşması müzakerelerimiz de devam ediyor."

- Avrupa için vize serbestisi

Davutoğlu, vizesiz ziyaret edilen ülke sayısını 42'den 69'a çıkardıklarını belirterek, başta iş dünyası olmak üzere pek çok kesimin yakından takip ettiği AB ve vize serbestisi konusunda da bazı gelişmeleri paylaştı.

AB ile vize serbestisi diyaloğunun mutabakat metni ve geri kabul anlaşmasının da imzalandığını anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Türkiye AB Zirvesi'yle ilişkilerimizi yeni bir boyuta taşıdık. Bu çerçevede bütün vatandaşlarımızı ilgilendiren Türkiye-AB ilişkilerinin en kritik ve sembolik değeri en yüksek adımlarından birisi olan vize konusu son derece önemli. İnşallah Avrupa'ya vize muafiyeti önümüzdeki yıl en geç ekim ayında devreye girecek. Öncelikle vatandaşlarımızın Schengen bölgesine seyahatlerinde 2016 tarihi itibariyle vizeden muaf olmaları çerçevesindeki çalışmalarımızı ve gerekli yasal düzenlemeleri sürdürüyoruz. Biz çok önem verdiğimiz vatandaşlarımız için vize serbestisi sürecinin de takipçisi olacağız. Önümüzdeki süreçte bize düşen 2016'da vatandaşlarımız için vize serbestisinin sağlanması yönünde yasal ve operasyonel olarak yapılması gerekenleri tamamlamaktır."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, gelecek yıl ekim ayında Türk vatandaşları için vize serbestisinin sağlanabilmesi amacıyla da çok sayıda yasal düzenlemeyi Meclis'e sevk edeceklerini ifade ederek, önümüzdeki hafta görüşmeyi planladığı muhalefet liderlerine bir kez daha çağrıda bulunarak, vatandaşların ekim ayında vize muafiyeti imkanı çerçevesinde Avrupa'ya serbestçe seyahat edebilmeleri için Meclis'e sevk ettikleri gerekli yasaları bir an önce çıkarmaları konusunda destek vermelerini, bunlara engel olmamalarını istedi.

Bu şekilde iş adamlarının, aydınların, sporcuların, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının konsolosluk kapılarında beklemeden Avrupa'ya gidebileceklerini belirten Davutoğlu, bu ve benzeri yoğun diplomasi, görüşmeler ve anlaşmalar sayesinde ülkenin en iyi şekilde tanıtımı ve yapılan gayretler sayesinde uluslararası yatırımlar ile dış ticaret hacminin arttığını kaydetti.

Davutoğlu, hedeflerinin Türkiye'yi uluslararası arenada daha güçlü ve daha başı dik bir ülke yapmak olduğunu vurguladı.

- HDP'nin Rusya ziyareti 

Başbakan Davutoğlu, toplantının ruhuna uymasa da üzüntüsünü ve sitemini de paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Bizler, sizler, aydınlarımız, iş adamlarımız, bütün vatandaşlarımız, Türkiye'yi daha ileriye götürme derdinde olanlar bu çabaları sergilerken birileri ise ülke ülke gezip Türkiye'yi şikayet etmek, Türkiye'nin tezlerini çürütmekle meşgul. Bakınız, Türkiye'yi tanıtmak için ne kadar büyük gayret sarf ediyoruz. Ama maalesef son günlerde Türkiye yurtdışında olumsuz bir imajla tanıtabilmek için siyasi partilerden gelen bazı, gerçekten talihsiz açıklamalar ve tavırlar görüyoruz. Daha önce CHP, iyi ilişkiler sürdürdüğümüz dönemde Suriye ve Mısır'ı hatırlamazken kendi halklarının demokratik haklarına saygı göstermedikleri için ilişkilerimiz bozulduğunda bu ülke yönetimlerine heyetler gönderip, dayanışma gösterilerinde bulunmuştu. Şimdi de HDP, uçak krizinden sonra vakit kaybetmeksizin Rusya'yla dayanışma göstermeye gitti ve Moskova'dan bizi eleştirme cüretine kalkıştı. Rusya'nın tezlerini haklı bulduğunu, Türkiye'nin kendi egemenlik hakkının gereğini yerine getirmekle yanlış yaptığını söyledi. Muhalefetimiz maalesef hükümetin politikalarını milletimize eleştirmektense gidip muhalif olduğumuz ülkelerin başkentlerinde eleştiriyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, ne derlerse desinler, hava sahamızı, kara sınırlarımızı korumak bizim en tabii hakkımız ve en asli görevimizdir. Hiçbir taviz vermeden bunu yapmakta da kararlıyız."

Türkiye'nin itibarını koruyacaklarını, ülkeyi bütün dünyada hak ettiği tanıtım kampanyası çerçevesinde bilinir kılacaklarını dile getiren Davutoğlu, milletin bütün bu olup bitenleri en ince ayrıntısına kadar gördüğünü, zamanı geldiğinde de gereğini yerine getirmekte tereddüt etmediğini, 1 Kasım seçimlerinde bunun görüldüğünü anlattı.

- "Ekonomide başarılı bir performans göstermeye devam edeceğiz"

Davutoğlu, Türkiye'nin böyle küçüklüklerle sarsılamayacak kadar büyük olduğunu, dünya ekonomisinde zorluklar, coğrafyada travmalar yaşanırken ekonomide başarılı bir performans göstermeye devam ettiğini söyledi.

Birinci nesil reformlarla son 13 yılda zor şartlardaki Türkiye'yi atıl kapasiteyi en iyi kullanacak bir ekonomik performansa ulaştırdıklarını anlatan Davutoğlu, Türkiye'deki kişi başı milli gelirin 3 bin dolarlardan 10 bin dolarlar seviyesine çıkarttıklarını kaydetti.

Gelişmiş ülkelerle aradaki mesafeyi hızla kapattıklarını belirten Davutoğlu, kazanımları koruyarak gelecek dönemde bu süreci hızlandıracaklarını, reformlarla ekonomik anlamda ülkeyi orta gelir düzeyinden çıkarıp yüksek gelir grubuna taşımayı hedeflediklerini aktardı.

Başbakan Davutoğlu, bunun için hükümetin, hükümet programının ve eylem programlarını kamuoyuyla paylaştıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hedeflerimizi bir bir hayata geçirmeye kararlıyız. Gururla söyleyebiliriz ki çevremizdeki bütün zorluklara, jeopolitik depremlere rağmen Türkiye emniyet ve güven içinde itibarına itibar katmaktadır. İçeride ve dışarıda Türkiye'nin gücünü kırmak isteyenler hiç bir zaman muvaffak olamayacaklardır. Bütün zorlukların üstesinden gelecek güce ve siyasi iradeye sahibiz. Türkiye gücünün farkındadır. Türkiye imkan ve kaynaklarının farkındadır. Türkiye kadim tarihinin farkındadır. Türkiye merkezi coğrafyasının, merkez ülke olma gerçeğinin farkındadır. Türkiye kültürel kuşatıcılığının, evrensel ve yerel değerleri birleştiren köklü kültürel derinliğinin farkındadır. Türkiye ekonomik dinamizminin farkındadır. Türkiye milletinin gücünün farkındadır. Bu gücü bütün dünyaya tanıtacak olan bu tanıtım kampanyasının hayırlı olmasını diliyorum."