İzmir'deki Yaşar Üniversitesi'nde düzenlenen 7. Uluslararası İşletme, Yönetim ve Ekonomi Konferansı'na katılan Özince, ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye'nin Papua Yeni Gine ve Mısır'dan bile daha düşük reytingi bulunduğunu ancak Mısır'daki serbestleşmeden sonra puanların zorla eşitlendiğini belirterek, İsrail'le Türkiye'yi kıyasladı: "Bu tamamen bir skandaldır. Bugün dünyada medeniyetin en ciddi sorunlarından biri haline geldi ülke reytingleri. Ne yazık ki Basel-3 prensipleri gündeme gelirse biz ve bizim gibi ülkeler daha da fazla zarar görecek, dünya zarar görecek eğer uygulanırsa."

Kredi reytingi konusuna Dünya Bankası ve hattâ Birleşmiş Milletler'in el atması gerektiğini söyleyen Genel Müdürü Özince, reyting düzeni karşısında reytingcilerin bile elinin kolunun bağlanmış olduğunu söyledi: “Akıl sır erer gibi değil. Bugün Türkiye'nin reytingi, ekonomik ilişkiler açısından kendisinden çok daha önemsiz ülkelerden üç dört derece düşük. Tahvillerinin, kâğıtlarının fiyatı ise onlardan çok çok çok daha iyi. Türkiye, Maastrich kriterlerine uyan bir ülke. İsrail'le Türkiye'yi karşılaştıralım, İsrail'in dört seviye daha iyi. Finansallarına baktığımızda, daha yakın geçmişe kadar ikisinin de çok ciddi borçları vardı. Bahse girerim ki bugün Türkiye'nin kamu finansalları da finans sektörü kırılganlığı da İsrail'den daha azdır. Siyasi istikrar deseniz, içsel problemlerimizi önemsiyorum tabii ama katbekat fazlası İsrail'de var. Türkiye'nin dış siyasi istikrarı ise İsrailin katbekat fazlası. Nasıl Türkiye'den dört seviye yukarıda olabiliyor? Bu sistemde bir uyumsuzluk, bir hata var, sübjektivite var. Kasıt falan değil, öğretmenlerin not vermesi gibi değil, kanaate kalıyor iş. Derecelendirme kuruluşları, dünyanın başına bela olmak üzere. Türk bankalarının kendi ülkelerinin tahvilini taşıması, sermaye koymalarıyla mümkün olacak. Bizim gibi ülkeleri, meclislere daha fazla almaları lazım. G20 ülkeleri içinde bizim gibi ülkeleri daha fazla dinlemeleri lazım."

Dünyanın Türkiye'yi alkışladığını, Uluslararası Para Fonu (IMF) toplantıları sırasında Merkez Bankası (MB) Başkanı'nın konuşmasını gururla dinlediğini belirten Ersin Özince, şunları söyledi: "Yıllardır bunu bekliyorduk. Atılan adımların proaktif olduğunda hiçbir tereddüt yok. Dünya, çok büyük bir probleme öteden beri girmiş vaziyette. Dünya boşu boşuna sıkıntıya sokuldu, iyi yönetilmediği için de bu kriz artıyor. Halbuki bizde MB ve ekonomi açısından mevcut koşullarda çok iyi bir yönetim sergilendiğini düşünüyorum."

Krizle ilgili olarak Türkiye ve benzer ülkelerin sözünün G20, Basel ve finansal istikrar komisyonu nezdinde daha fazla dinlenmesi gerektiğinin altını çizen Özince, “Sözümüzün dinlenmesi ve realitemizin anlaşılması gerekli. Basel- 3'ün bize getireceği en büyük sıkıntılardan biri, ülke reytinglerinin esas alınması. Düşünebiliyor musunuz, Basel-3'e uymak için kendi ülkenizin devlet tahvilini kendi bilançonuza koyamayacaksınız. Reytingi en yüksek ülke hangisiyse onunkileri almaya çalışacaksınız. Ayrıca bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, yabancı yatırımcının finans sektörüne ilgisini son derece baltalayıcı sıklaştırmalar düşünülüyor. Bunlar yapılırsa dünya intihar eder." şeklinde konuştu.

İş Bankası Genel Müdürü, MB'nin dolar 1,90 lira seviyesine geldiğinde daha etkili devreye girdiği hatırlatılarak bu seviyeyi geçince bir risk görülüp görülmediğine ilişkin soruya ise şöyle cevap verdi: ''Hayır, niye risk görülsün ki? Türkiye'de döviz artarsa kriz olur filan... Bütün dünyayı kriz götürüyor zaten. Bu Türkiye'ye yansır mı derseniz, zaten yansıyor. Nasıl? Dış ticaretimiz, Avrupa'dan doğu ve güneye döndü. Keşke iki taraflı olsaydı.''

Özince, Avrupa ülkelerindeki krizin en büyük etkeninin finans iradesi noksanlığı olduğunu, kural koyulup uygulanmadığını vurgulayarak, ''Kısaca, bugün şunu gördük ki konvansiyonel aklın, konvansiyonel ticaretin ötesine geçen, birtakım spekülatif ve saçma sapan seviyelere gelen yapılar ayakta duramıyor.'' dedi. Türkiye'nin ticari açıdan sırtını batıya dayayarak doğuya dönmesi gerektiğini söyleyen Özince, ''Liberal demokratik dünyaya sırtımızı verelim, onun yolunu yöntemini alalım ama doğunun da kaynaklarından, ticaretinden, sosyal ilişkilerinden faydalanmak için en önde biz varız, sıramızı kimseye kaptırmayalım. Bunu da yapıyoruz.'' ifadelerini kullandı.