Ekmek Teknesi ve Küçük Kadınlar’da gösterdiği performansla izleyicilerin beğenisini kazanan Ekin Türkmen, şimdi de ‘Aşk Emek İster’ dizisiyle karşımızda. Bir komedi dizisinde rol almak istediğini anlatan oyuncu, başkalarının mutluluğuna vesile olmayı sevdiğini söylüyor.

Kariyerinize Ekmek Teknesi gibi iyi bir yapımla başladınız. Bu sizin için avantaj mı oldu, dezavantaj mı?

Avantaj oldu. O dizide yer aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Profesyonel oyuncularla, iyi senaristlerle ve en iyi yapımcılardan biriyle çalıştım. Her şeyi Ekmek Teknesi’nde öğrendim. Başka bir dizide başlasaydım ve serüvenim farklı olsaydı belki böyle olmazdı. Orası benim için bir okul gibiydi.

Buradan başlamış olmak size sonraki işlerde çıtayı yüksek tutma gereksinimi hissettirdi mi?

Tabii böyle bir işle başlayınca sonraki seçimlerinizin onun gibi olmasını bekliyorsunuz. Her zaman Ekmek Teknesi gibi işlerde olmak istiyorum. Eskiden daha az dizi vardı, daha çok özeniliyordu ve süreleri makuldü. Yeni diziler Ekmek Teknesi, Süper Baba gibi değil. Onlar gibi olmasa da daha farklı ve kendi içinde bir kalitesi olan işleri seçmeye çalışıyorum.

Küçük kadınlar dizisinden bir anda ayrılma kararı aldınız. Sebebi neydi?

Ekmek Teknesi’ne başladığımda 17 yaşındaydım. Küçük Kadınlar’a kadar yaklaşık on yıl ara vermeden çalıştım. Gerçekten hiç tatil yapmamıştım. Küçük Kadınlar ilk başrolümdü. Her gün uzun saatler boyunca çalışıyordum. Artık sete gitme şevkim kaçmıştı. Bu şekilde devam ederek yapımcıma, yönetmenime ve izleyicilere saygısızlık yapmak istemedim. Çok yorgundum ve izin istedim. Şimdi adı konulan ve Meryem Uzerli için söylenen tükenmişlik sendromuydu belki yaşadığım.

Şimdi ‘Aşk Emek İster’ isimli dizide oynuyorsunuz. Bu projeye nasıl dahil oldunuz?

Komedi dizisinde oynamak istiyordum hep. Birol Güven’in 90’lar dizisini yapacağını duydum. Kendisiyle çalışmak istediğimi söyledim. 90’lar için birkaç kez görüştük. O sırada Aşk Emek İster dizisi gündeme geldi ve Birol Bey benden bu dizide yer almamı istedi. Senaryoyu okudum ve çok sevdim. Macera böyle başladı.

Dizi sekiz bölüm yayınlandıktan sonra yayından kaldırıldığı söylendi. Nedir işin aslı?

Sekiz bölüm çektik ve yaz tatili verecektik. Bitme gibi bir şey söz konusu değildi, sezon finali yapmıştık. Daha sonra kanal, Ramazan’da da yayında olmamızı istedi ve biz de çekimlere erken başladık. Ne zaman başlayacağını açıklayamadık çünkü kanal el değiştirmişti. Tarih belli olmadığı için bitti mi yönünde endişeler olmaya başladı. Artık belli oldu, 14 Temmuz Pazar günü ekrana gelecek.

Komedi oynamayı neden bu kadar çok istiyorsunuz?

Komediyi hiç deneyimleyemedim. Bir sitcomda oynadım ama kısa bir süre sonra yayından kaldırıldı. Komedi bana daha zor ve eğlenceli oyunculuk gibi geliyor. Çok drama oynadım. Oyuncular hep oynamadığı rolleri oynamak ister. Benimki de öyle bir şey. Okuldayken de komedi rollerini seçerdim. Seviyorum komediyi.

Dizi ve sinema sektörüne yönelik applebox.com.tr adlı bir dijital buluşma platformu kurdunuz...

Şanslı olduğum için Ekmek Teknesi’ne girme serüvenim kolay oldu. Her oyuncu için böyle olmuyor. Okulda arkadaşlarım sürekli bana nasıl başlayabileceklerini soruyordu. Böyle bir siteye ihtiyaç vardı. Bu site ticari kaygı taşımıyor, bir ihtiyaçtan doğdu. Ücretsiz üye olunabiliyor, üye olanlar bir profil oluşturuyor. Fotoğraflarını, videolarını, CV’lerini koyabiliyorlar. Buradan yapımcılar, yönetmenler, cast direktörleri yeni yetenekler keşfedebiliyor.

Sitenin ticari olmadığını söylediniz. Asıl amacınız neydi?

Arkadaşlarımı bir araya getirip güzel projelere sebep olurum. Sanki hayattaki misyonum buymuş gibi bağlantılar oluştururum. Arkadaşlarımın güzel işler yapmasına vesile olunca mutlu oluyorum. [email protected]

Kardeşime ulaşamayınca İngiltere’ye bilet aldım

Seyirciler sizi genelde abla ya da kız kardeş rollerinde gördü. Gerçek hayatta nasıl bir kardeşsiniz?

Bir kız kardeşim var. Oynadığım rollerdeki korumacı ablalardan biriyim. Hem de biraz fazla. Annem benim kadar değildir. Kardeşim dil eğitimi için İngiltere’ye gitmişti. Arayıp ulaşamayınca hemen gidip bilet aldım. Ardından İngiltere’ye gidiyordum. Meğer şarjı bitmiş. Bu anlamda rollerim beni yansıtıyor.

Diziler çok vakit alıyor. Bu koşuşturmaca içinde kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?

Bir-iki gün bile çalışmadığım zaman olsa hemen bir yerlere gidiyorum. Yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Türkiye ve yurtdışında yeni yerleri görmeyi ve insanlar tanımayı çok seviyorum. En büyük zevkim ve motivasyonum o.

Kamera arkasında nasıl bir insansınız?

Çok hassasım. Yolda yardıma muhtaç birini görsem üç gün onun için üzülebiliyorum. Çok küçük şeylerden mutlu olabilirim. Üzüntüm de mutluluğum da çocuk gibi. Takıntılarım vardır. İstikrarlı olmaya ve verdiğim sözleri tutmaya çalışırım. Sosyal bir insanım, arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok severim. Bazen de telefonumu kapatıp her şeyden uzaklaşırım. Kendi başıma film izlemeyi severim.

Film demişken nasıl bir filmde oynamak isterdiniz?

En büyük hayalim Fatih Akın’la çalışmak ve bir filminde yer almak var. Onun sinemasını çok seviyorum. Filmlerinde her oyuncunun oynamak istediği derin karakterler oluyor. Çok güzel bir anlatımı var.

Gezi olaylarında ‘Kullanılıyor muyum?’ diye düşündüm

Sosyal medyada aktifsiniz ve gündemi takip ediyorsunuz. Ülkemizde yaşanan son olaylarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu konuda kafam çok karışık. Bir sürü bilgi toplamaya ve olayı anlamaya çalışıyorum. Cihangir’de yaşıyorum. Geziye ilk gün gidenlerden biriyim. Çevre için oradaydım, sakin bir durum vardı ama olay birden başka bir şeye dönüşüverdi. Acaba kullanılıyor muyum, diye düşünmeye başladım. Çünkü hiçbir parti ve düşünceye ait değildim, hiç kimseyle derdim de yoktu. Sonra inanılmaz bir durum oldu. Farklı görüşlerden pankartlar açılmaya başlandı. Ne olduğunu, olayın neden bu kadar büyüdüğünü anlamaya çalışıyorum. Bir süre yayın sansürü oldu, bilgileri farklı kanallardan almaya başladık. Onlar da fazlaca yanlıydı. Bunları süzerek anlamaya çalıştım.

Bu süreçte sizi üzen şeyler oldu mu?

Ölümlere çok üzüldüm. Bu sürecin tek sevindirici tarafı benim tanıdığım insanların esprili bir dille demokratik taleplerini ifade etmesiydi. Daha çok okuyup araştırmaya başladık. Her taraf ve görüşten her şeyi okuyup anlamaya çalışıyorum. Önyargılar gitti. İnsanlar empati kurmaya başladı.

Twitter’da çok güzel bir Ramazan mesajı yayınladınız. Nasıl gidiyor Ramazan?

İzmirliyim. Ailem orada yaşıyor. Onlardan ayrı biraz buruk geçiyor, özellikle sahurda. Annemin yaptığı pişileri arıyorum. Ekmek Teknesi zamanında çok güzel sahur ve iftarlarımız olurdu. Onları da özlüyorum. Arkadaşım Hande ile kendimizce sahur yaptık. Biraz buruk oluyor ama burada da bir hayatımız var artık.

Aile demişken kendi ailenizi kurmayı düşünmüyor musunuz?

Düşünüyorum ama kader imkan vermedi. Bizim sektörde biraz zor. Bunun sebebi; biz hepimiz çocuk gibiyiz. Çocuk yetiştirecek olgunluğa geç ulaşıyoruz. Yaptığımız meslek oyun oynamak. Oyun oynadığımız için biraz geç olgunlaşıyoruz. Haliyle aile kurma işleri de biraz gecikiyor.

Hayat adına en çok yapmak istediğiniz şey nedir?

Her yaptığım şey bu hayata gelme sebebimi bulmak. Her insanın özel olduğunu ve hayata gelmemizin bir sebebi olduğuna inanıyorum. Eğer bir doktor olsaydım bu tatmini daha önce yaşıyor olur, bir hayat kurtarırdım. Yaptığım işte hayatî bir durum yok. Gerçek ve hayatî bir şey yapmam gerektiğini düşünüyor, onu bulmaya çalışıyorum. Yaratılış gayemi bulmaya çalışıyorum. Yaptığım her şeyde bunun ipuçlarını arıyorum.

(Zaman Britanya)