Acı bir haber:

Ailesinin ‘ders çalış’ baskısı ölüm getirdi.

Haber böyle başlıyor ve devam ediyor:

Lise son sınıf öğrencisi, ailesinin sürekli ‘ders çalış’ baskısına dayanamayıp kendisini yedinci kattan atıp intihar ediyor.

Korkunç bir durum.

Gazetenin en alt köşesine sıkıştırılmış bu küçük haberi okuyunca çok üzüldüm ve çok etkilendim.  Çünkü söz konusu olan bir insanın, bir gencin hayatı.

Konu insan ve eğitim olunca dayanamadım.

Düşüncelerimi siz okurlarımızla paylaşmak istedim.

Çünkü eğitimin amacı insanı öldürmek değil; yaşatmaktır.

Böyle olunca insan ister istemez şu soruyu soruyor:

Ailelerin çocuklarının eğitimi ve ev ödevleriyle nasıl ilgilenmesi gerektiği okullarımızda öğretiliyordur.

Çünkü bu işler baskı ile olacak işler değildir.

Aile çocuğuna kitap okumayı, okulu eğitimi ve ev ödevlerini yapmayı sevdirmekle işe başlamalıdır. Çünkü sevginin olmadığı bir yerde eğitim ve öğretim de olmaz.

Hayatta hemen hemen her şeyin bir kuralı olduğu gibi eğitimin ve ev ödevleri yapmanın da bir kuralı vardır. O kuralı ya da kuralları aileler eğitim ve öğretim yılı başında çocuklarıyla görüşerek paylaşmalıdırlar. Yoksa çocuğa her gün ‘ders çalış’ demekle bu iş olmaz. Her gün çocuğa “ders çalış” demek yerine çocuğun kendi öz iradesi ve öz güveni ile kendi işlerini kendisinin yapması istenmeli ve sağlanmalıdır. 

Velimizin çocuğuyla bir ‘günlük ödev çizelgesi’ yapıp bunu evin uygun yerine asması bir çözüm olabilir.

GÜNLÜK ÖDEV ÇİZELGESİ

Çocuk olan her evde bir günlük ev ödevleri çizelgesi olmalıdır. Bunun nasıl yapılacağı okulun öğretmenleri tarafından velilere anlatılır.

Rotterdam Hugo de Groot Lisesinde Türkçe öğretmenliğim yıllarımda velilerimize ve öğrencilerimize yardımcı olmak için bu konuları anlatırdık. Çok da yararlı olduğunu söyleyebilirim.

Peki bu günlük ödev çizelgesi nasıl yapılır?

Eğitim ve öğretim yılının başında anne ve baba ortaokula ve liseye giden çocuklarıyla bir toplantı yapar.

Çocukların okuldan çıkış saatleri temel alınır. Ve en geç bir saat içinde evde olmaları istenir.

Diyelim ki saat: 16.00 da çocuklar eve geldiler.

Çizelgeye göre saat: 16.30 – 18.00 arası çocuk kendi odasında, okulda öğrendiklerini okuyup tekrar eder. Çünkü tekrar öğrenmenin anasıdır. Tekrar edilen bilgiler, unutulmaz. Belleğe yerleştirilir.

Saat: 18.00 -19.00 arası ailece birlikte yemek yenir.

Saat: 19.00-21.00 arası, çocuk okuldan verilen ödevlerini yapar. Yarınki derslerini hazırlar. Böylece okula hazırlıklı olarak gider.

Böylece çocuk evdeki ödev çizelgesine uyar. Veli de çocuğuna ‘ders çalış’ baskısı yapmaz.

Sonuç; bir genci yaşatmak bütün insanlığı yaşatmaktır.

Bir gencin eğitim ve öğretim yoluyla hayatını kurtarmak bütün bir insanlığın hayatını kurtarmaktır.

Öyleyse sevgili yavrularımızı korku ve baskı yerine, kitabı, okulu, eğitim ve öğretimi sevdirerek hayata hazırlamalıyız.

Eğitime yatırım, geleceğe yatırımdır.

Başarı dileklerimle.