Yazdığı, seslendirdiği her şarkının ayrı bir duygusu, hikayesi var. Tıpkı kendi hayat hikayesi gibi, nevi şahsına münhasır. O da bunun farkında. Beş yıl sonra mutlaka hayatının filmini çekeceğini söylüyor. Kariyerinin zirvesindeyken çok kötü bir deneyim yaşadı. 4,5 yılı parmaklıklar ardında geçti. Ama o dönemi anmak istemiyor. Hapishanede geçirdiği zamandan söz ederken “Ben Maldivler’deyken” diyor… Çok sıcakkanlı, samimi ve en önemlisi de kendine karşı dürüst. “Her ne yaşadıysam kendi aptallıklarımdan diyerek özeleştiri yapıyor. Karşımda yıpranmış, kendine acıyan bir kadın değil; kendine hayran, komik, esprili “Ne güçlü bir kadınmışım be arkadaş!” diyen Deniz Seki oturuyor. Haliyle sizi de kendine hayran bırakıyor…

Ahmet Kaya’nın ‘Nereden Bileceksiniz’ şarkısını albümünüzde okumuştunuz, nihayet klibi de geldi. “Siz Benim Neler Çektiğimi Nereden Bileceksiniz?” diyor şarkıda. Sanki size yazılmış gibi…

O kadar bana layık olmayan şeyler yaşadım ki… Çok doğru tespit. Ahmet Kaya’nın ne demek istediğini, neler yaşadığını o dönem anladım zaten. ‘Nereden Bileceksiniz?’ şarkısı ben Maldivler’deyken (o kelimeyi ağzıma almıyorum, oraya Maldivler diyorum ben) “Sanki bu şarkı benim için yazılmış gibi, keşke bunu ben yazmış olsaydım” diyordum. Eşi Gülten Kaya’dan izin aldım, sağ olsun o da beni severmiş. Kırmadı…

Sizi en çok anlatan, etkileyen sözü hangisi?

Yaaa hepsi, her cümlesi… Bütünüyle beni anlatıyor. Klibi geç geldi biraz ama şu an müthiş bir tıklama sayısına ulaştık. Daha da iyi olacak. Bu albüme bir klip daha çekeceğim, sonra yeni albüm gelecek. ‘Best Of Deniz Seki’ yapacağım.

Bir yandan da ‘Biraz Sezen, Biraz Ben: Deniz Seki’ konser seriniz başlıyor. Bu fikir nasıl oluştu?

Bu bir Özgür Aras projesi, menajerim zaten, biliyorsunuz. Nefis bir şey düşünmüş. Benim de hep aklımda vardı. Hepimiz çocukluğumuzdan beri Sezen Aksu’ya hayran değil miyiz? Daha önceki albümlerimde de seslendirdim şarkılarını. Benim kariyer yolculuğuma ilk çıkış şarkım da bir Sezen Aksu şarkısı olan ‘Ahmet’ şarkısıydı. O yüzden yeri apayrıdır.

ASLINDA UTANGAÇ BİR KADINIM

Siz hep beste yapıyor muydunuz?

Yapıyordum ama ilk yılarda “Ben beste yapıyorum” demeye utanıyordum. Ben çok utangaç bir kadınım aslında, bakmayın yani…

Şaka mı yapıyorsunuz? Sahnede olan bir insan nasıl utangaç olabilir?

O ilk an var ya hani… “İşte karşınızda Deniz Seki” dedikleri an, yerin dibine girmek istiyorum. O kadar utangacım. Ama o fasıl geçip sahneye çıktığımda her şey bitiyor. Bambaşka bir kadın çıkıyor içimden.

Kendinizle ilgili hala keşfedemediğiniz, ya da yeni yeni öğrendiğini şeyler var mı?

Ben öğreneceğimi öğrendim Oya yaaa! Kendimle ilgili, hayatla ilgili… Bu hayat bana öğretti. 10 yıl ara verdim. Dile kolay. Bunun 4,5 yılı Maldivler’de geçti. Ne diyeyim!

Öyle bir şansınız olsa o dönemi silmek ister miydiniz hayatınızdan?

Hayır. Hepsi benim hayat hikayem. İyi, kötü yaşadığım her şey bana ait. Beni ben yapan şeyler. Keşke kelimesini sevmeyen kadınlardan biriyim. İlginç ama böyleyim. Öyle olmasam sahneye çıkamazdım ki bir daha. Çıkıp da insanları eğlendirebilir miyim? Bir sürü sorunum var. Anneciğim rahatsız. Bunlarla baş edebilir miydim!

Nasıl sağladınız bunu?

Şu telefonum çalıyor, ekranda “Annem” yazıyor ya… Benim için en büyük nimet. Yalnız olmadığımı hissediyorum ve şükrediyorum. Şükretmeyi öğrendim. Eskiden çok sabırsız bir kadındım. Bunu da Maldivler öğretti bana. Şimdi tek istediğim o dönemin filmini yapmak. Beş yıl sonra bu hayalimi mutlaka gerçekleştireceğim. Senaryosunu da Hande Altaylı yazsın istiyorum.

Bugün ayna karşısında gördüğünüz kadına karşı hissettiğiniz en baskın duygu ne?

“Ne güçlü kadınsın kardeşim! Ne güçlü kadınmışsın be arkadaş!” diyorum. Bunu öğrendim geçen zaman içinde.

BAŞIMA NE GELDİYSE KENDİ APTALLIKLARIMDAN

YANLIŞ SEÇİMLERİMDEN GELDİ

Hiç kendinize acıdığınız bir dönem oldu mu?

Hayır, hiç hem de. Herkes kendi hayatından sorumlu. Ben ne yaptıysam, başıma ne geldiyse kendi aptallıklarımdan, yaptığım yanlış seçimlerden geldi. Kimseyi suçlamıyorum.

Kendinize fazla yüklenmiyor musunuz?

Hayatım, hayat böyle bir şey. Bende mantık yok. Benim EQ’um (duygusal zeka) yüksek. Kalbi hiç kirlenmeyen bir kadınım. Kalbimi hiç karartmadım. Kimseyi de suçlamıyorum. Ne yaşadıysam ben müsaade ettim.

İyi de kimler ne hatalar yapıyor. Kim sizin kadar ağır bedel ödedi?

Ne yapayım Oya! Bu da benim imtihanımmış. Öyle kabul etmek zorundayım. Öbür türlü öfke bilenirim. Ben de öfkeyle yaşayamam. Öfkeyle yaşayan insanların sonunu görüyoruz.

PSİKOLOJİK DESTEK ALIYORUM

BENCE HERKES ALMALI

Depresyon sürecini nasıl atlattınız peki?

Yatakta geçirdim. En güzel şey yorganı kafana çekip, kendi kendine çözmek.

Psikolojik destek alıyor musunuz?

Aldım, tabii almaz mıyım! Antidepresan kullanıyorum. Bir psikiyatrim var. Zaten bence herkesin olmalı. Herkesin buna ihtiyacı var. Hayat çok zor. E biz de hayatı çok ciddiye alıyoruz. Hayatı da bu kadar ciddiye almamak gerekiyor.

Sizin durumunuzdaki kadınlar erkeklerin gözünü korkutabilir biraz. Zor olacağını düşünebilirler. Siz erkek olsanız kendinize yaklaşmaktan korkar mıydınız?

Asla korkmazdım. Dünyanın en güzel kadını Deniz. Ona aşık olurdum ben yaaa! Çok ciddiyim, ben olsam kendime aşık olurdum. Kimse kusura bakmasın, hiç egom yoktur ama bu konuda tevazu göstermeyeceğim. Bunu söylemek zorundayım. Ben bir erkek olsam Deniz Seki’ye aşık olurdum.

ARTIK AŞK İSTEMİYORUM AMA ÖSTROJENİ YÜKSEK BİR KADINIM

Bugünkü aklınız ve duygunuzla aşktan, bir erkekten en büyük beklentiniz ne?

Benim hayatımda aşk yok artık. Aşk artık sadece benim şarkılarımda olabilir. İstemiyorum.

Aseksüel derecesinde mi?

Hayır. Asla aseksüel olamam. Son derece östrojeni yüksek bir kadınım. Ama benim hayatımda aradığım aşk değil artık. Huzur, sevgi, anlayış… Yok, bakıştık, ettik, yok kalbimde kelebekler uçuyor… Bunları geçtim ben artık.

YATTIĞIM YERDEN BİLE PARAMI KAZANDIM

Maddi olarak eski gücünüze kavuşabildiniz mi?

Çok şükür! Ben orada bile kötü bir durumda değildim. Bunu kim uyduruyor, bilmiyorum. Abim beni hiç yalnız bırakmadı, menajerim Özgür Aras hiç yalnız bırakmadı. Kitabımı yazdım. Şarkılar yaptım. Üreten kadının sırtı yere gelmez. Ben bir markayım. Yattığım yerde bile paramı gayet güzel kazandım. Her ne iş yapıyor olursan ol, ürettiğin sürece seni nereye tıkarlarsa tıksınlar, sana hiçbir şey olmaz.

SONSUZ AŞKA KESİNLİKLE İNANMIYORUM

İKİ YIL EVLİ KALMAK İÇİN NİYE EVLENEYİM?

BEN AŞK KADINIYIM, AŞKIN ÖMRÜ DE ÜÇ YIL

Hiç yaşlılığınızı hayal edebiliyor musunuz?

Ben yaşsız bir kadınım, asla yaşlanmayacağım. Yine çok güzel bir kadın olacağım. Yine dimdik, sahnede şarkılarımı söyleyeceğim. Nebahat Çehre ne ise Ajda Pekkan ne ise işte ben de öyle olacağım. Bir de anne olmayı çok istiyordum ama zannediyorum ben anne olamayacağım.

Neden?

Tren kaçıyor… Bir de anne olacaksam o çocuğun mutlaka babasıyla da birlikte büyümesini isterim. Babasız çocuk büyütmeyi, yalnız anne olmayı kabul etmiyorum.

Niye yalnız büyütmek zorunda kalacağınızı düşünüyorsunuz?

Her şey ortada. Etrafımızda hiç mutlu evlilik var mı? Evlilikler yürümüyor. Ben de iki yıl sonra boşanacağım bir evlilik istemiyorum. Şimdi evlilikler ancak o kadar sürüyor.

Bilemezsiniz ki! Belki uzun yıllar sürer…

Yook beee! Nasıl bilemezsiniz? Allah aşkına! Ben bir aşk kadınıyım. Herkes bilir. Şimdi artık kadınlar çok tehlikeli, erkekler değil. Ne demek istediğimi anladın mı?

Anladım… Sanırım uzun vadede sonsuz aşka inanmıyorsunuz…

İnanmıyorum. Kesinlikle! Hatta yüzde yüz. Aşkın ömrü topu topu üç sene. Ama hayatında bir kere aşık ol, o da yeter sana. Ömür boyu aşk şarkıları yazmaya yeter. Arkadaş olmayı, birlikte yürümeyi becerebilmek önemli. İlle bir memura gidip “Bu benim karım, kocam” demek gerekmiyor. Tabii ki evlilik çok kutsal ama asıl mesele hayat arkadaşlığı. Ben evlenmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Şöyle bir bakıyorum etrafıma, herkes mutsuz arkadaş! Herkes mutsuz…