Daniel Dombey imzalı yazıda Türkiye dış politikasının Batılı devletlerin dış politikasıyla birkaç yıl öncesine göre çok daha uyumlu olduğu fikri işleniyor.

Türkiye'nin geçmişte, "komşularla sıfır sorun" siyaseti çerçevesinde otoriter rejimlerle iyi geçindiği belirten yazar, bu durumun değiştiğini savunuyor ve şöyle devam ediyor:

Ankara'nın son altı ay içinde, şiddete son verip reformlar başlatma önerisini reddeden Esad'a karşı sabrı tükendi. Irak başbakanı Nuri el-Maliki ile kavgalı hale gelindi ve Tahran'la ilişkiler, İran'ın Türkiye'ye yerleştirilen NATO radar üssüne tepki vermesinin gölgesinde kaldı. Sonuçta tüm bunlar Türkiye'yi Washington'a daha yakın hale getirdi."

ESAD'IN DEVRİLMESİNE ENDEKSLİ DIŞ POLİTİKA

Financial Times, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bir zamanlar yakın müttefiki olan Esad'ın görevi bırakması çağrısının başını çektiğini, hatta dış politikasını Suriye'de rejim değişikliğine endeksleyerek riske attığını da belirtiyor.

Gazeteye göre, Irak Başbakanı el Maliki ile sorunlar ise, Şii siyasetçinin Iraklı Sünni siyasetçilere karşı adımlarıyla bağlantılı. Ankara'nın İran konusundaki tutumu ise Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'ın bir gün nükleer füzeler kullanması durumuna hazırlığı öngören dış siyasetiyle aynı eksende.

ABD'nin Türkiye'ye ihtiyacı var Yazar, Başkan Barack Obama'nın "arkada durarak öncülük etme" yaklaşımı çerçevesinde, Türkiye'nin Orta Doğu'daki tutumuna ihtiyaç duyduğunu söylüyor.

Türkiye Amerika'nın, Amerika ise Türkiye'nin "Esad rejiminin devrilmesi için neleri yapmaya hazır olduğunu tartıyor" diyen Dombey, Ankara'nın, Beşar el-Esad'ın yalnızca siyasi muhaliflerine değil, silahlı isyancılara da ev sahipliği yaptığına dikkati çekiyor.

BBC Türkçe