Avrupa Parlamentosu'nda (AP), "Birliğin gelecekteki kurumsal evrimi-AP ile ulusal parlamentoların arasındaki diyaloğun artırılması" konulu parlamentolar arası toplantıda Türkiye'yi, Küçükcan temsil etti.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı kurucularından olan Talip Küçükcan, toplantının gündemine ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin aday ülkeler arasında tek davetli olduğuna dikkat çekti.

Ulusal parlamentolarla AP arasında bazı kopukluklar olduğunun anlaşıldığını kaydeden Küçükcan, "Bu noktada AP'nin daha da demokratikleşmesi noktası üzerinde duruldu. Biz de bu çerçevede AP seçimlerinde katılım oranının çok düşük olduğunu, bunun hem demokrasi hem de etik açıdan bazı sıkıntılara neden olduğunu ifade ettik" dedi. 

Toplantıda AP'nin aldığı kararların denetlenmesinin de gündeme geldiğini kaydeden Küçükcan, ''Biz bu noktada Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade ettik. Son göç olaylarının ve güvenlik meselelerinin, Türkiye-AB ilişkilerinin daha sıkı hale getirilmesi gerektiğini gösterdiğini söyledik. Bazı fasıllar kapalı. Bunların derhal açılması gerektiğini ifade ettik. Diğer bir değişle AB'nin, bazı sorunların çözümünde Türkiye'nin yardımına ihtiyacı olduğunu ifade ettik'' şeklinde konuştu.

''ALINAN GÜVENLİK ÖNLEMLERI SİVİL HAKLAR AÇISINDA KAYGI VERİCİ''

Küçükcan, soru üzerine Paris saldırıları sonrası alınan güvenlik önlemlerini de değerlendirdi.

Terörle mücadele alınan güvenlik önlemlerinin sivil hakları kısıtlamasının kaygı verici olduğunu kaydeden Küçükcan, "11 Eylül saldırıları sonrası ABD'de ve Avrupa'da çıkarılan kanunların azınlıkları ve Müslümanları bir güvenlik sorunu haline getirdiğini görüyoruz. Bu yanlış anlaşılmalar da insanların normal günlük hayatlarını yaşamalarına engel oluyor. Gözaltı sürelerinin uzatılması, sınır edilmenin kolaylaştırılması, olağanüstü hal ilan edilmesi, Avrupa'nın yaşamadığı şeyler aslında. Özellikle güvenlik ve demokrasi dengesinde güvenliğin daha ağır bastığını görüyoruz'' dedi. 

Talip Küçükcan, Avrupa'nın böyle bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu dile getirerek, ''Avrupa'nın daha çoğulcu bir şekilde, daha panik havasından uzak bir şekilde terörizmle ve radikalizmle mücadelede önlemler alması gerekiyordu. Hem Fransa'nın hem de Belçika'nın aldığı güvenlik önlemlerine baktığımızda, bunların sivil özgürlükleri kısıtlayıcı bir şekilde daha güvenlikçi bir gözlükle ele alındığını görüyoruz. Bunlar, Avrupa'nın geleceği için de, güvenlik ve demokrasi dengesinin geleceği için de kaygı verici bir gelişme olarak not edilmeli'' değerlendirmesini yaptı.

''TÜRKİYE'NİN, AB AÇISINDAN VAZGEÇİLMEZ BİR ORTAK OLDUĞU GÖRÜLDÜ''

Küçükcan, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu sığınmacı krizine ilişkin de ''Avrupa şunu gördü: Türkiye ile diyalog kurmadan, Türkiye ile ciddi bir ortaklık kurmadan bu mülteci meselesiyle baş etmek mümkün değil. AB son yıllarda belki de ilk defa Türkiye'nin, AB'nin karşılaştığı sorunlarla mücadelede ne kadar önemli rol oynayabileceğini gördü. Kriz bize şunu gösterdi: Türkiye, AB açısından vazgeçilmez bir ortak'' dedi.

BELÇİKA'NIN GÜVENLİK PAKETİ  

Belçika, Paris saldırılarının ardından gözaltı süresinin 72 saate çıkarılması, nefret söylemlerinde bulunanların sınır dışı edilmesi ve ek 400 milyon avroluk güvenlik bütçesi sağlanmasını da içeren yeni bir güvenlik paketini yasalaştırmaya hazırlanıyor. 

Belçika Başbakanı Charles Michel'in, açıkladığı taslakta ayrıca sınırlardaki polis kontrollerinin artırılması, 520 askerin iç güvenlikte görevlendirilmesi, gözaltı süresinin 24'ten 72 saate çıkarılması gibi teklifler bulunuyor. Daha önce 24.00-06.00 saatlerinde yasak olan ev baskın veya aramalarının 24 saat yapılabilmesine imkan tanınan taslakta, yurt dışındaki savaş veya çatışmalara katılıp dönenlere hapis cezası verilmesi öneriliyor. Nefret içerikli konuşan din adamlarının sınır dışı edilmesine izin verilen taslağa göre, kaydını yaptırmayan dini mekanlar ile nefret söylemi içeren internet siteleri kapatılabilecek.

Fransa ise Paris saldırıları sonrası alınan olağanüstü hal kararını 3 aya uzatmayı tartışıyor. 

Fransa'nın başkenti Paris'te 13 Kasım'da düzenlenen terör saldırılarında en az 129 kişi hayatını kaybetmiş, 352 kişi yaralanmıştı. Altı noktada art arda gerçekleşen saldırılar sonucu 7 terörist ölmüş, saldırıları DAEŞ terör örgütü üstlenmişti.