2019 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Peter Handke, İsveç'in başkenti Stockholm'de protestolar altında gerçekleşen törende ödülünü teslim aldı.

Peter Handke'ye 1990'lı yıllarda Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırp güçlerinin yanında yer aldığı ve ağır savaş suçlarından sorumlu tutulan Slobodan Miloseviç'e destek verdiği gerekçesiyle tepki gösteriliyordu.

Ödül törenini boykot eden ülkelere Kosova, Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Arnavutluk'un ardından Türkiye de katılmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gün içerisinde, "10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde, Nobel Edebiyat Ödülü'nün Bosna- Hersek'te yaşanan soykırımı inkâr eden ve savaş suçlularını savunan ırkçı bir şahsa verilmesi, insan hakları ihlallerinin ödüllendirilmesinden başka hiçbir anlam taşıyamayacaktır" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, akşam saatlerinde ise Ankara'da yaptığı konuşmada, "On binlerce Müslümanın kanını döken bir caniyi savunan, öven bir şahsın böyle bir ödüle layık görülmesi, utanç vericidir, rezalettir." dedi ve herkesi tepki göstermeye çağırdı.

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

"Bunların hakkı, hakikati, adaleti ve insani değerleri savunmak gibi bir dertleri asla yoktur. Böyle bir hassasiyetlerinin olmadığını Nobel edebiyat ödülünü Bosna soykırımını inkar eden bir faşiste vererek tekrar göstermişlerdir."

Handke ve kimya, tıp, fizik ve ekonomi alanlarında Nobel ödülü kazananlara ödüllerini Stockholm Konser Salonu'ndaki gösterişli törende İsveç Kralı Kral 16. Carl Gustaf takdim etti.

Nobel Barış Ödülü ise ayrı bir törende Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali'ye verildi.

Etiyopya Başbakanı Ahmet Ali, ödüle komşu ülke Eritre ile barışı sağlama çabaları nedeniyle layık görüldü.

Ahmet Ali ödül töreninde yaptığı konuşmada, "'Bizler' ve 'Onlar' yok. Sadece 'Bizler' varız ve 'Biz' sevgi, affetme ve barışmayı içeren ortak kaderle bağlanmışız" dedi.

10 Ekim'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığı açıklanan Handke'ye tepkiler ise Salı günü de devam etti.

Katılımcılar limuzinleriyle ödül töreninin yapılacağı salona yaklaştıkları sırada soğuğa rağmen toplanan yüzlerca kişi sloganlar ve pankartlarla ödülün Handke'ye verilmesini protesto etti.

Stockholm'deki protestonun organizatörlerinden yazar Adnan Mahmutoviç, "Handke ile olan sorun, 1990'larda Bosnalı halka yapılan soykırımı inkâr etmesinden kaynaklanıyor" dedi.

1993'te Bosna'dan sığınmacı olarak İsveç'e kaçan Mahmutoviç, "Avrupa edebiyatında nüfuzu olan tanınmış bir yazar olarak Handke, Balkanlar'daki soykırımın inkârına alet oldu" dedi.

Avusturyalı yazar, 1997 yılında yayımladığı 'Tuna, Sava, Morava ve Drina'ya Bir Kış Yolculuğu - Ya Da Sırbistan'a Adalet - Bir Kış Yolculuğu'na Yaz Eki' isimli kitabında Sırpların işlediği savaş suçlarını önemsizleştirmekle suçlanmıştı.

Handke ödül töreni için gittiği İsveç'te Cuma günü gerçekleşen basın toplantısında ise, bir gazetecinin yaklaşık 8 bin Boşnak'ın öldürüldüğü Srebrenitsa Katliamı'nın gerçekleştiğini itiraf edip etmeyeceğine yönelik sorusuna, kendisine bir mektupla birlikte, üzerinde dışkı olan bir tuvalet kağıdının gönderildiğini anlatarak yanıt vermişti.

"Sizin boş ve talihsiz sorularınızdansa, içinde tuvalet kağıdının olduğu isimsiz bir mektubu tercih ederim" demişti.

Handke; 2006 yılında soykırım ve diğer savaş suçları nedeniyle yargılandığı Lahey'deki hücresinde ölü bulunan eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç'in cenazesinde konuşma yapması da tepki doğurmuştu.

Nobel Komitesi'nin Başkanı Anders Olsson karara yönelik eleştirilere, "Amaç, olağanüstü edebi eserlerini kutlamak, kendisini değil" sözleriyle yanıt vermişti.

GAZETECİLER BOSNA SAVAŞI'NDAKI TANIKLIKLARINI PAYLAŞIYOR

Öte yandan Bosna Savaşı'nı takip eden gazeteciler Twitter'da #BosniaWarJournalists (Bosna Savaşı Muhabirleri) etiketiyle, savaşta tanık oldukları dramları anlatıyor, o dönem yazdıkları haberleri paylaşıyorlar.

BBC'nin kıdemli Orta Doğu muhabiri Jeremy Bowen, "Yugoslavya Savaşları'nın hepsinde muhabirlik yaptım. Canavarca suçlar işlendiğini gördüm. Daha sonra aralarında Bosnalı Sırp liderler (Radovan) Karadziç ve (Rotko) Mladiç'in de yargılandığı savaş suçları mahkemelerinde tanıklık ettim" dedi.

CNN'in kıdemli haber spikeri ve savaş muhabiri Christiane Amanpour, "Oradaydım. Hepimiz kimin suçlu olduğunu biliyoruz" dedi.

Diğer bir tanınmış dış haberler muhabiri Janine di Giovanni ise, "Meslektaşlarım çok öfkeliler bu nedenle dünyaya orada neler yaşandığını hatırlatmak için yaptığımız işleri paylaşıyoruz. Asla unutma" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:

"Saraybosna'da ölüleri saymak için morga giderdim: Çocuklar, kadınlar, askerler, adil olmayan bir savaşın getirdiği felaketlerin bir masaya serdikleri. Benim gibi Bosna Savaşı muhabirlerinin gördüğü, sivillere yönelik bitmek bilmeyen saldırılardı. Soykırım. Lütfen Handke'nin Nobel almasına karşı çıkın."

Dış haberler muhabiri Emma Daly de, "Gözleri bağlanan, vurulan ve ardından gömülen yüzlerce erkek ve erkek çocuğun yattığı Srebrenitsa yakınlarındaki bir arazideki toplu mezarların arasında yürüdüğümü asla unutmayacağım. Miloseviç'in sorumlu olduğunu biliyorduk" dedi.