Hammond'ın Pazartesi günü Reuters haber ajansına yaptığı "Rusya'nın Suriye'de IŞİD'i değil muhalifleri bombalayarak iç savaşı körüklediği" yönündeki açıklaması ardından İngiltere ve Rusya'nın Suriye'yle ilgili birbirlerine yönelik eleştirileri sürüyor.

Hammond'ın ilk açıklamaları ardından Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, "bu açıklamaların ciddiye alınamayacağını" söyledi.

KREMLİN TEPKİ GÖSTERDİ

Peskov, "Bu tür suçlamaları yapmak mantıklı değil, doğru değil. Bu, Rusya'nın Suriye'deki çabalarının özüyle çelişiyor" dedi.

Peskov, "Rusya'nın, Suriyelilerin uluslararası 'terörizmle' savaşına yardım için çok büyük ve tutarlı bir çaba içinde olduğunu" söyledi.

Kremlin ayrıca Hammond'ı, "tehlikeli dezenformasyon yaymakla" suçladı.

İtalya'nın başkenti Roma'da gazetecilere konuşan Hammond ise bu eleştirileri reddetti ve şu yorumu yaptı:

"Rusya gerçekten bir barış sürecine bağlı mı? Yoksa, barış sürecini, Suriye'nin kuzeybatısında bir mini Alevi devleti kurulması amacıyla, Esad'a bir tür askeri zafer kazandırmaya çalışmak için bir kılıf olarak mı kullanıyor?"

Hammond ayrıca "Rusya'nın Suriye'de sivil yerleşimleri ayrım yapmadan bombaladığını ve bunun uluslararası hukukun ihlali olduğunu" söyledi.

Hammond, "Rusya'nın Esad'ı destekleyip muhaliflerini bombalayarak ılımlı Sünni muhalifleri IŞİD'in kollarına ittiğini de" belirtti.

Rusya Eylül ayında Suriye'de hava saldırılarına başlamıştı.

Rusya saldırılarından başından bu yana IŞİD'i ve benzer radikal grupları hedef aldığını belirtiyor.

RUS UZMAN BEŞ AY ÖNCE AÇIKLAMIŞTI

Rusya’nın Suriye’de ‘Alevi’ devleti kurmak istediği geçen yıl Ekim ayında, Rusya'nın önde gelen saygın düşünce kuruluşlarından Dışişleri ve Savunma Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov tarafından açıklanmıştı.

Gazeteci İrfan Taştemur’un http://www.abcgazetesi.com/ilginc-iddia-putinin-hedefi-alevi-israili-kurmak-425h.htm sitesinde 10 Ekim 2015 tarihihde yayınlanan sözkonusu haberinde Rus uzman, Rusya'nın ‘Alevi İsraili’ kurmayı hedeflediğini açıklamıştı.

Rusya'nın önde gelen saygın düşünce kuruluşlarından Dışişleri ve Savunma Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov, güncel bir makalesinde Putin'in amacının Suriye'de fiili bir “Alevi İsraili” kurmak olduğunu yazdı. Rusya Dışişleri ve Savunma Bakanlığındaki sıkı bağlarıyla tanınan Lukyanov, Rus basınında yer alan makalesinde Putin'in Suriye'de kurmaya çalıştığı “Alevi İsrailini”, “Bölgede IŞİD'in kontrolsüz yayılmasına engel olabilecek, dışarıdan alacağı destekle kendi savunma kapasitesine sahip, seküler bir adacık” olarak tanımladı.

Bu senaryoya göre ülkenin sanayi ve tarım alanında en gelişmiş topraklarına ve nüfus yoğunluğuna sahip Batı bölgesinde Rusya'nın hava desteğini alan Suriye ordusu ve İran destekli milisler tarafından güvenli bir bölge oluşturulacak. Ülkenin Doğusu ise IŞİD'e bırakılacak. Oluşacak bu “çekirdek” Suriye, tıpkı İsrail'in Amerika'ya bağlı olduğu gibi Rusya'ya bağımlı olacak ve yine aynı şekilde Rusya'nın bölgedeki varlığını korumasına ve amaçlarına hizmet edecek. Esad'ın bölgede kontrolü yeniden ele geçirme ihtimali kalmadığını kabul etmelerine rağmen Putin ve danışmanları, Esad'ın devrilmesine engel olabileceklerine, bu sayede de Moskova'nın bölgenin ve Suriye'nin yeniden yapılanmasında güçlü bir pozisyon elde edeceğine inanıyorlar.

ESKİ SURİYE KALMADI

Rusya'da yayınlanan Global Affairs'in editörlüğünü de yapan Fyodor Lukyanov'a göre IŞİD'in ortaya çıkması 2011-2015 arasında yaşananları geride bıraktı ve herşeyi altüst etti:

“Artık eski Suriye kalmadı. Suriye'nin herhangi bir biçimde varlığını devam ettirip ettiremeyeceğini zaman gösterecek. Şam'a verdiği askeri destek Rusya'nın bu krizde daha aktif bir rol aldığını da ortaya koydu. Bölgede durum oldukça karmaşık: Bütün aktörler çok yönlü çıkar çatışmalarının içinde. Esad güçleri IŞİD'e ve ılımlı muhaliflere karşı. IŞİD, hem Esad'a hem de diğer muhaliflere karşı savaşıyor. Muhalifler herkesi dine kendüşman olarak görüyor. Kendi hakları için Türkiye'ye savaş açan Kürtleri bu kesimlerin hiçbiri hesaba katmıyor. Türkiye de IŞİD'e karşı savaşıyor bahanesiyle kendi Kürt meselesini çözmeye çalışıyor.”

KİMSE İÇİN ZAFER YOK

“Bu paramparça durumdan Suriye'nin toparlanarak çıkmasını beklemek gerçekçi görünmüyor. Özellikle  uluslararası kamuoyunun  krizin çözümüne ilişkin farklı yaklaşımlarını, bölünmüşlüğünü  düşünürsek bundan çıkış görünüyor. Bu savaşta hiç kimse 'zafer' kazanamayacak. Rus diplomatlar her zaman meselenin Esad olmadığını vurguladılar, önemli olanın lkeler olduğu konusunda ısrarcı oldular. Rusların Suriye'deki statükoyu korumak için söylediği 'Elini çek, zarar verme!” ilkesi ise hayata geçirilemedi. Bütün bunların sonunda  Suriye'de  artık bir statüko kalmadı. Bu da IŞİD'a kapıları açtı. İşin ironik tarafı Esad'a muhalefet eden tek güç olarak elde kala kala IŞİD kaldı. Batının inatçılığı Suriye'de yumuşak bir geçiş şansını da yok etti.

Her halükarda şimdi soru IŞİD'in Şam'a girmesine engel olunup olunamayacağı. Çünkü Şam'ın ele geçirilmesi IŞİD için çok kuvvetli bir propaganda olacak. Zira Şam Arap dünyasındaki Batı medeniyeti mirasına sahip kültürel ve tarihi başkentlerin en önemlilerinden biri. Şam'ın IŞİD tarafından teslim alınması, Ortadoğu'dan çağdaşlığın geri dönülemez bir biçimde bozguna uğratılması olacak. Suriye'den Avrupa'ya akan yüzbinlerce mülteci tam da bunun farkındalar. IŞİD renklerinde kendilerine bir gelecek göremedikleri için Avrupa yollarına döküldüler.”

PARÇALANAN SURİYE

Lukyanov, Batı ülkelerinin Putin'in Suriye müdahalesini ve "Alevi İsraili" senaryosunu desteklemesini beklerken başka Batılı yorumcular da, Rusya'nın Suriye rejimine ne kadar çok sahip çıkarsa Esad'ı o kadar çok etkileyebileceğini düşünüyorlar. Bundan beklenen de Esad'ın sonunda Güney'i bombalamaktan vazgeçip "çekirdek Suriye'ye" konsantre olması ve diğer muhaliflerle de ateşkes konusunda anlaşması. Bu da ülkenin yönetilebilir bir biçimde gücün merkezden alınıp dağıtılmasına yol açabilecek. Böylece Batı Alevilere, Kuzey Kürtlere ve Güney de Sunnilere kalacak. 

Yerel çatışmasızlıklar zamanla değişik kampları destekleyenler arasında politik süreçlerin işlemesini de sağlayabilir. Esad'ı destekleyen cephede Rusya ve İran ve diğer tarafta da Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve Batı ülkeleri. Ancak şu ana kadar Putin'in müdahalesine verilen tepkiler krizi daha da artırmış durumda. Katar, Türkiye üzerinden büyük bir gemi dolusu silah yolladı. Obama, Irak'taki Müttefik Kuvvetlerin eski komutanı David Petraus gibi Şahinlerin ABD'nin müdahalelerini artırması konusunda baskı altında kaldı. Hepsi de Suriye'de çözümün askeri olamayacağına inanmasına rağmen bütün taraflar olası görüşmelerde ellerini güçlendirmeye çalışıyorlar. Bütün bunların sonucunda da Putin'in müdahalesinin ardından Suriye'de şiddet daha da artmış durumda.