Almanya'da ırkçı terör grubuna yardımcı olan neonazi, suçunu itiraf etti.

Hannover şehrinde Kasım ayı içinde tutuklanan Holger G., Alman Milliyetçi Demokratik Parti'nin eski yöneticisi Ralf Wohlleben'i suçladı.

İtirafçı, Ralf Wohlleben'in emriyle Neonazi üçlüsü katillere yaklaşık 10 yıl önce kimlik ve silah temin ettiğini itiraf etti.

Almanya'da 2000-2006 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunan ve 1 polisi öldüren ırkçı ''Nasyonal Sosyalist Yeraltı'' örgütüne yardımcı olduğu şüphesiyle Hannover kentinde tutuklanan Holger G., önemli itiraflarda bulundu.

Soruşturmada, Neonazi katillerin Heilbronn kentinde bir polisi öldürdükten sonra kaçtıkları araç ve çete üyelerinin ölü bulunduğu karavanın Holger G. üzerinden kiralandığı ortaya çıkmıştı.

Neonazi terör üçlüsü ile 2011 yılının Mayıs ayına kadar bağlantıda olduğunu belirten Holger G., suç örgütüne yardımcı olmak şüphesiyle halen göz altında bulunan Alman Milliyetçi Demokratik Parti'nin eski yöneticisi Ralf Wohlleben'i  suçladı.

Wohlleben'in 1998 yılında kaçak olarak yaşayan üçlü için kendisinden para istediğini ve bunun üzerine 3 bin Mark verdiğini kaydetti.

İtirafçı neonazi, katillerden Uwe Böhnhardt'a  benzediği için kendisi adına çıkarttığı kimliği Wohlleben'in isteği üzerine ırkçı gruba teslim ettiğini anlattı.

Holger G., yine Wohlleben'in isteği üzerine bir silahı Zwickau tren garına götürdüğünü ve örgütün kadın üyesi Beate Zschaepe'ye verdiğini belirtti.

Silahtan dolayı Wohlleben ile kavga ettiğini ve dostluğunun bozulduğunu polise anlatan Holger G., ancak daha sonra da neonazi üçlüsü ile bağlantıda kaldığını ve yılda 1-2 kez telefonla görüştüklerini ifade etti.

İtirafçı, ayrıca üçlü çete üyelerinin 2005 yılında Hannover'deki evine geldiklerini ve bu kişilere sahte sürücü belgesi aldığını söyledi.

Bu arada Thüringen eyaletinde terör hücresini araştırmak üzere kurulan komisyon ön raporunu tamamlayamadı.

Başlangıçta planlanan sürenin yeterli olmadığı belirtilerek, ön raporun açıklanması Nisan ayına ertelendi.

Komisyon Başkanı Yargıç Gerhadt Scheafer, polisin terör hücresini tutuklama imkanı olmasına rağmen olayın ciddiyetini yanlış değerlendirdiğini ve zanlıları elinden kaçırdığını belirtti.